Lunaparkta Komik Olaylar

38 7 0
                                    

Gökçeden:
Aşağı indik ve arabada yerlerimizi aldık. Aleyna önde bende arkada oturuyordum.
Malum gençleri yalnız bırakmak gerek değil mi?

"Vay Gökçe bacım nasılsın? Neler yapıyorsun? Senlede uzun zamandır koyu bir sohbet yapmışlığımız yok galiba." diyerek konuya başladı Ege.

"Aynen, ama tabii siz Aleyna bacıyla takıldığınız için beni aranıza almadınız. Neyse bu konuya sonra ayrıntılı bir şekilde döneceğim. Ama şimdi gençler kopuyoruz!"

"Tabiikide vuhuu!" dedi Aleyna. Küçük konuşma sonrası bir daha konuşma olmadı ve bende kendimi müziğin o hoş etkisine bıraktım.

...15 Dk Sonra...

"İnanmıyorum ne kadar büyük bir lunapark." dedik aynanda,ağzımız açık bir şekilde.
Hele bir dönme dolap vardı ki!

"Biricik kankalarımı ucuz bir yere getirecek değildim ya." diye sırıttı çok bilmiş Ege Bey.

Omzuna şakacıktan vurarak "Hadi ordan sende." dedim.

"Neyse bence önce yemek yiyelim." Fikir Aleyna'dan geldi.

Fikri onayladık ve orda bulunun Burger King'e girdik. 15 dk içinde bitirmiştik. Acıkmışım doğrusu da farkında değildim.

Bu sırada nelere bineceğimize karar verdik. Ben hepsine binmek istediğimi sırayı onlara bıraktığımı söyleyerek konuşmadan ayrıldım.

"Kızlar önce korku treniyle başlayalım."
"Hayır ben çok korkarım."
"Gökçe için bir sorun olmazsa ben senle binerim o da arkamıza geçer işte, olur mu?" Bu sırada gözleri beni bulduğunda yalvarıyordu.

Acaba Aleyna'yla yan yana olmak için mi yoksa gerçekler o korkmasın diye mi onla oturmak için yalvarıyordu?

"Tamam ya tabiiki siz binin arkaya binerim ben."
"Tamam o zaman önce korku trenine sonra şu dönen aletler varya onlara, hangisi yakınsa başlarız öyle bineriz en sonda dönme dolap." dedi Ege planı yaparak.
"Ya ama ben korkuyorum," dedi Bebek Aleyna.

Al işte fikir bundan çıkmamış mıydı?

"Lunaparka gitme isteği senden çıkmış gibi hatırlıyorum ama kankacığım?" dedim onu dürterek.

"Ehehe." diye cevapladı kafasını kaşıyarak.

Bundan sonra direk zaman kaybetmeden korku treninin olduğu yere doğru gittik ve biletleri aldık.

Öne bizim çift bindi. Bende arkadakine çöktüm. Yanım boş diye seviniyordum ki birden iyiki yanım boş değil diye sevinmeye başladım. Çünkü bir taş oturuyordu. İki santim ötemde. Gözlerimi ondan alamadığımı fark edince göz kırptı.

"Çok korkarsan sarılabilirsin." dedi.

Umarım çok korkunçtur.

"Ah gerçekten mi? Çok teşekkürler."

Bunu dediğim anda tren başladı yolculuğa. Dikkatimi 3 şeye odaklamıştım.
1- Aleyna Ege'ye sarılacak mıydı?
2- Ben çocuğa sarılacak mıydım?
3- Yolculuk korkunç olacak mıydı?

Fakat istediğim gibi olmadı. Bana göre çok bebekçe olan bir tura binmiştik. Ama öndeki çift için aynısını söyleyemezdim. Aleyna çocuğa öyle bir sarılmıştı ki Ege'nin vücudunda kan dolaşımı duracaktı.

Ben bunları düşünürken tur bitti ve bizi indirdiler. Hem çok kısa hemde hiç korkunç olmayan bir tur olduğunu farkına vardım.

"Bence hiçte korkunç değildi. Bizi iyi bir lunaparka getirdiğinden emin misin?" dedim çıkar çıkmaz. Ege korku trenlerinin kötü olduğunu fakat diğer aletlerin güzel olduğunu iddia etti.

"Nasıl korkunç bulmazsınız? Az kalsın bir hayalet saçıma değiyordu!"

Söylenemeye devam eden Aleynaydı. Bundan sonra bir sürü 360 derece dönen aletlere bindik. Çok güzeldi kendimi özgür hissettirmişti. Ama yorulmaya başlamıştık. Saatte sekize geliyordu. En geç dokuzda evde olmak zorundaydım.

Ama bir sorun vardı Aleyna'nın midesi bulanıyordu. Çok fazla kafaya takmadık ve dönme dolabın olduğu sıraya girdik. Hızlı hızlı ilerlediği için sıkıntı olmadı.

Yalnız, dünyanın en değişik dönme dolabıydı bindiğimiz. Açıktı yani, tehlike vardı. Üçümüzün de korkusu olmadığı için sorun çıkmadı. Bindik ve dönme dolap yükselmeye başladı.

"Gökçe midem çok bulanıyor!"
"Bir şey olmaz sabret şimdi en yükseğe çıkıyoruz, az kaldı." dedim takmayarak.

Ve sonra keşke taksaydım diye kendime kızdım. Çünkü çok komik aslında bir o kadar da kötü olay başımıza geldi.

Aleyna dönme dolabın açıklığından aşağı doğru kustu.

Evet aynen böyle oldu. Ben gülmemek için kendimi zor tuttum ama bir yandan da bizi atacaklar diye korkuyordum.
Ama bu olayı görünce dolabı hızlandırdılar ve hemen aşağı indik.

"Hanımefendi iyi misiniz? Bir sorun yok değil mi?"
Görevliler etrafımıza toplandı ama öyle büyük bir olay da yoktu aslında.
Bu sırada Ege ve ben koşa koşa gidip bir sürü kağıt peçete aldık ve yüzünü temizlemeye başladık.

Temizler temizlemez de daha fazla dikkat çekmemek için ordan uzaklaştık.

"Kanki daha iyi misin?" diye sordum.
"Evet teşekkürler." dedi.
"Bence bir daha yemek üstüne manyak şeylere binmeyelim." diye konuşmaya katıldı Ege.
Sinirli bir şekilde "Bence yemekten sonra hiç lunaparka gitmeyelim!" dedi Aleyna.

Bundan sonra sessizlik oldu. Daha fazla midesi bulanmasın diye konuşmayı kestik. Bende kulaklıklarımı çıkarıp müzik dinlemeye başladım.

Ve şunu fark ettim: Gene ödev yapmamıştık.

Şüphelenmeye başladım.

Aşk Bize UzakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin