44

39 4 0
                                    

Hala açık açık söylemem gerekiyor, çok çok özgür olacaklar, bu geleceğin filozofları, - yalnızca özgür ruh olmaları kesin, üstelik, daha fazla, daha yüksek, başka biriyle karıştırılmak ve yanlış anlaşılmak istemeyen, daha büyük, temelden daha farklı olacaklar. Ama bunu söylemekle, aynı ölçüde, onlara, kendilerine, bize, çığırtkanlıklarına, öncülerine karşı, biz özgür ruhlara karşı - yükümlülük duyuyorum; hepimizin üstündeki, çok uzun süre "bir sis gibi" özgür ruh" kavramını karartmış, bir eski, bomboş ön yargıyı ve yanlış anlaşılmayı üfürüp kaldırmak için. Avrupa'nın tüm ülkelerinde, Avrupa'da da, şimdilerde bu adı yanlış kullanan bir şey var, oldukça dar, kıstırılmış, zincirlenmiş, amaçlarımızın ve güdülerimizde olanın hemen hemen tam zıddını isteyen bir ruh tipi, - kesinlikle kapalı pencere, sürgülü kapı olması gereken, gelmekte olan yeni felsefecilerin sözünü etmezsek. Onlar kısa ve vahim bir biçimde kabarcıklı su terazilerinden sayılırlar; o yanlışlıkla "özgür ruh" diye adlandırılanlar - demokratik beğeninin ve modern düşüncenin tükenmez yazıcıları, ağzı iyi laf yapanlar; yalnızlığı, kendilerine has yalnızlığı almayan tüm insanlar, ne yüreklilikleri ne de saygın ahlakları yadsınmaması gereken, yalnızca bağımlı ve şimdiye dek gelmiş toplum biçimlerinden hemen tüm insanlığın sefaletini ve başarısızlığının nedenini görmedeki, hakikati mutlu bir biçimde baş aşağı oturtmaktaki temel eğilimlerinde gülünesi yüzeysellikleri olan, uslu, hantal herifler. Bütün güçleriyle ulaşmak istedikleri, sürünün otlak mutluluğudur; güvenceli, tehlikesiz, ağız tadıyla herkes için yaşam kolaylığı; sık sık yineledikleri, ağızlardan düşürmedikleri iki türkü ve öğreti "hak eşitliği" ve "acı çekenlere acıma"dır, - acının kendisini ise ortadan kaldırılması gereken bir şey olarak alıyorlar. Biz aykırı olanlar, vicdanımız ve gözümüzü "insan" bitkisinin şimdiye dek, nasıl ve nerede, en güçlü biçimde belli bir yüksekliğe eriştiği sorusuna açıyoruz; bunun her zaman aykırı koşullarda olduğunu düşünüyoruz; bu amaçla, durumun tehlikesi, önce müthiş büyümeli; buluş ve tasarım gücü ("ruhu" -) uzun süreli baskı ve zorlama ile inceliğe ve atılganlığa doğru gelişmeli; yaşama istemi koşulsuz güç istemine yükselmeli: - sertlik, güçlülük, kölelik, sokaktaki ve yürekteki tehlike, gizlilik, stoacılık, sınama sanatı ve her çeşit şeytanlık, insanda, korkunç, zalim, leş yiyici ve yalancı olan her şey, "insan" türüne yükselmesine ya da tam tersine yarayan: - bir kez olsun yetesiye söyleyemedik bunca konuşsak da, her ne olursa olsun, kendi mizi konuşurlar, susarken bulduk bu yerde, diğer ustaysa tüm modern ideoloji, sürü istekliliği var; belki de panzehir olarak kim bilir? Biz "Özgür ruhlar"ın hiç de konuşkan olmadıklarından ne şüphe? Ruhun nelerden kurtulup nerelere sürüklendiğini açığa çıkarmak korunduğumuz, tehlikeli "iyi ve kötünün ötesinde" formülüne gelince: Biz "libres penseurs", "liberi pensatori", "Friedenker" farklıyız ya da "modern düşünce" savunucuları kendilerine ne demekten hoşlanıyorlarsa. Ruhun birçok ülkesinin vatandaşı ya da en azından konuğu olarak düşkünlüğün, önyargının, gençliğin, kökenin, insan ve kitapların rastlantısının, hatta dolaşma yorgunluğunun bile, bizi sürüyor göründüğü küflü, makbul köşelerden tekrar tekrar kaçarak; onurlarda ya da parada ya da memurlukta ya da duyuların coşkunluğunda gizli bağımlılığın ayartmalarına karşı kötü duygularla dolu; bizi daima herhangi bir kuraldan ve onun önyargısından kurtardığı için değişip duran hastalığa ve zorluğa teşekkürle; tanrıya, şeytana, koyuna ve içimizdeki kurda teşekkürler ederek, ayıba meraklı, zalimliği araştırıcı, kavranamaza - sakınmadan uzanan parmaklarla, en sindirilemez olan için diş ve mideyle, kesinlik duygusu ve kesin duygu gerektiren hünere "özgür isteme"nin aşırılığı sayesinde, her türlü tehlikeye hazır, kimsenin kolaylıkla son niyetlerini göremediği sığ ve derin ruhlarla, hiçbir ayağın sonuna dek dolaşamadığı ön ve arka cepheleriyle; ışığın örtüsü arkasına gizlenmiş; kalıtlara, savurganlara, düzenleyicilere, toplayıcılara, sabahtan akşama benzesek de, fethedici, dolu dolu çekmecelerimiz ve zenginliğimizle cimri, öğrenmek ve unutmada idareli, kalıplar bulmada yaratıcı, bazen kategoriler tablosuyla övünen, bazen kılı kırk yaran, apaydınlık günde bile çalışan gece kuşu; evet gerektiğinde bostan korkuluğu ve bugün gerekiyor; doğduğumuz, yeminli olduğumuz, yalnızlığın korkunç dostları olmak, en derin, en gece yarısı gibi, en öğlesel yalnızlığın - böyle bir insanız biz, biz özgür ruhlar! Belki de siz de biraz öğlesiniz, siz gelenler? Siz yeni felsefeciler?

Friedrich Nietzsche - İyinin ve Kötünün ÖtesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin