15. Bölüm CIPA

424 18 2
                                    

Medya: Hare

*O son kusura bakacaktık.*

Kafam hayli karışıktı. Babamı merak ediyordum. Onunla konuşamamıştım. Sonra, Tolga ile de son konuştuğumuzdan buyana hiç konuşmamıştık. Onuda merak etmiştim.

Ama şuan tek düşündüğüm iki hafta boyunca Barlas ile beraber kalacağımızdı. Eğlenceli olabilirdi ama Barlas ile ne kadar eğlenebilirdim orası tartışılırdı.

Kafamı sayamadığım kadar cama vurmuştum. Ve artık kafamın acısına dayanamayıp başımı camdan çektim.
Cama dönüp,

"Yani insan biraz rahat bırakırda rahatça düşünmemi sağlar değil mi cam bey? Ama kimde o nezaket sonuçta Barlas'ın arabasının camısın, öküz olman buradan geliyor demek ki, genetik galiba bu sizde, sen ne düşünüyorsun cam?"

Galiba delirdim yada kafam çalışmıyor vurduğum için. Barlas bana döndü ve garip bir bakış attı.

"Sen şizofren misin?"

Bu ciddi sorduğu soruya, ciddi bir şekilde cevap verdim.

"Evet. Bak ejderham hüsnüyü görmüyor musun?"

Diyerek camdan rastgele bir yer gösterdim. Camdan dışarı baktı ve bana geri döndü,

"Hare, hastaneye götürmemi ister misin?"

Neden bu kadar ciddi soruyordu ki? Sadece dalga geçiyordum onunla ve bunu gerçek sanıyordu.

"Ne hastanesi?"

"Deliler hastanesi. Seni anca orası kurtarabilir."

Barlas'a ters ters baktım. Ve geri cama döndüm.

"Gördün mü cam, senin yüzünden beni deli sanıyor."

"Ben bir şey yapmadık ki."

İnce ve tiz bir ses konuştuğunda korkmuştum. Hemen camdan uzaklaştım ve Barlas'a yaklaştım.

"B-barlas, cam..." Camı gösterip, Barlas'a döndüm.

"Kızım, senin kadar saf bir insan görmedim."

"Konuştu ama..."

"Hare, sesimi inceltmiştim." Barlas'a ters ters bakıp geri yerime rahatça oturdum. Bir anlığına cam konuşuyor sanmıştım. Olabilir yani, boş bir anıma gelmişti sadece. Yoksa cam niye konuşsun öyle değil mi? Ayrıca kim inanır ki camın konuştuğuna?

Ayaklarımı torpidoya uzattım ve kafamı geriye yasladım.

"Rahat mısınız hanfendi?"

"Sen susarsan daha rahat olacağım."

"O zaman hiç susmayacağım."

"Yani rahat bıraksan ölüyorsun değil mi?"

"Bunun cevabını ikimizde çok iyi biliyoruz bence."

"İstediğin kadar konuş. Seni dinlemeyeceğim."

"Peki, istediğim kadar konuşacağım ama."

"Hı hı"

Diyerek geçirştirdim onu.

"Çok yaklaştık. Yarım saate kadar varmış oluruz eve."

Kafamı usulca salladım. Zaten uykum gelmişti. Uykuyu seven bir insandım aslında. Ve ben uykumu alamamıştım. Çadır çok fazla rahat değildi zaten.

  .....

Gözlerimi yavaş yavaş araladım. Arabada değildim. Bir yataktaydım. Hava karanlıktı ayın ışığı odayı az çok aydınlatıyordu. Görebildiğim kadarıyla benim odam değildi burası. Yatakta doğruldum ve bacaklarımı yataktan aşağı salladım. Ellerimi de yatağa koydum ve kafamı yere eğdim.

CIPA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin