27. Bölüm CIPA

156 9 0
                                    

Medya; Barlas Demirkan

*Yüksek umutlarım bulutların arkadaşı..*

Geleceğim demişti.. Bir aya kalmaz gelirim demişti ama yine de sen kendi hayatını kur demişti bana..

O hayatı kurabilmiş miydim? O olmadan bir hayat kurabilmiş miydim gerçekten? Bu konu tartışılırdı. Ama bana kalırsa onsuz bur hayat kuramamıştım. Çünkü o olmadan ben bir hiçtim. Ve ya ben böyle hissediyordum.

"Hare?"

Özlediğim ses.. Sesini çok özlemişim..

"Ufaklık.. Bir şey söylemeyecek misin?"

Ufaklık.. En sinir olduğum kelimeydi fakat şuan o kelimeye ne kadar muhtaç kaldığımı anladım.

Ben en sinir olduğum 'ufaklık' kelimesine bile muhtaç kalmışım meğersem..

Dümdüz bir şekilde ona bakıyordum. Tek kelime dahi edemiyordum. Tutulup kalkmıştım öylece. Bir şey söylemeyi o kadar çok istiyordum ki fakat yapamıyordum.

Şimdi ne yapmalıydım? Çekip gitmeli mi? Yoksa koşup sarılmak mı? Yada yine böyle, düz bir ifadeyle ona mı bakmalıyım? Ve ya tokadı basıp bir şeyler mi sormalıyım?

En son seçeneği direk eledim, bana yakışmazdı. Çekip gidemezdim. Sarılmak, hayatta olmazdı. Tek bir seçenek, burada böyle kalacaktım sanırım.

Derin bir nefes alıp bir şey söylemeye karar verdim.

"Neden?" her şeyi soran soru bu aslında..

Neden beni özelden aradı? Neden benim aklımdan çıkmadı? Neden uçağa binmeden önce o kadar söz söyledi? Neden yaptı bunları? Ayrıca Barlas buraya önceden gelmiş büyük ihtimal. İhtimal değil gerçek bu, telefondan sürekli arıyordu yol tarif ediyordu. Aklım allak bullak olmuştu..

"Neden mi? Bu mu sadece?" Diye sordu.

"Başka bir şey yok. Bütün soruları tek bir yerde topladım işte. Senin içinde kolaylık olur belki.?"

Bu bir soru değildi fakat bir cevap bekledim ondan.

"Hare.." kafasını yere eğip, oturdu beton yola..

Bende oturdum onun gibi bağdaş yaparak..

"Her şeyin cevabını vericem. Ama önce bana inanman lazım.. Söyleyeceklerimin her zerresine inanman lazım.."

"Her şeyi anlattıktan sonra buradan kalkıp sana inanmıyorum dersen ve çekip gidersen.. Burada yıkılmış bir enkaz bırakırsın." dedi..

"Ona ben karar veririm. İnandırıcı gelmezse eğer çekip gitmek bana kalmış olur."

Cümleleri bile karman çorman söylüyordum. Aslına bakarsanız ben ne söylediğimi bile bilmiyordum.

Ellerimi, ellerinin içine aldı. Geri çekecekken sımsıkı tuttu. Bir şey diyemedim, anlatmaya başladı.

"Hare, sen Egelere gittiğinde ben eve geri döndüm daha sonra babam ile konuştuk. Sana zarar vereceğimi düşünüyor. Ve eğer senin yanına gelirsem elimden her şeyi alırmış. Ayrıca notunu gördüm, o nota güvenip yaptım ne yaptıysam. O notu lütfen unutma, o notu ben saklıyorum. Babam bunları neden yapıyor bilmiyorum... En sonunda evden çıkıp senin yanına geldim işte. Babama seni ne kadar çok eğlendirebileceğimi gösterecektim. Hem de seni mutlu edecektim. Öyle de oldu, hem babama gösterdim hem de sen mutluydun. Hani bir video vardı denize doğru bağırmıştık. İşte onu gösterdim babama, pek inanmadı ama olsun..."

CIPA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin