17. Bölüm CIPA

377 19 2
                                    

*Bir gün sever diye her gün ölmekti benimkisi..*

Hayat çok kısa en değerli anlarınızın tadını çıkarın. Bir şey düşünmeyin. Çünkü bu mutlu gününüzü mum ile ararsınız. Mutlu olduğunuz an bırakın mutlu olun. Size, kim güzel anılar bırakıyorsa, sizi güldüren, sizi mutlu eden kimse, onu asla bırakmayın. Onları üzmeyin, onlarla mutlu olun. Onlar sizi güldürmek için ellerinden geleni yaparlar çünkü ve onlar iyi ki hayatımızda varlar. Sizi mutlu etmeyen insanların peşini bırakın artık. Önünüze bakın, sizinde gülmeye, eğlenmeye ihtiyacınız var öyle değil mi? O zaman neden hala bizi mutlu etmeyenlerin peşindeyiz ki?

Eskiden bazı şeyler yaşamış olsam da, o günlerin üzerini örtecek yeni ve güzel anılar buldum ben. Ve artık o eskinin üzerini örtmeye hazırım.

Yanımda Barlas ile bank da hala oturuyorduk. Tam bir saat geçmişti ve biz hiç konuşmamıştık. Onun ne düşündüğünü bilmiyordum. Ama ben onu düşünüyordum. Şuan ki yan yana duruşumuzu, kollarımızın bir birine değişini, onun denize doğru bakışını... Kısaca her şeyi.

Bir saatlik aradan sonra

"Sıkıldın mı?" diye sordu.

"Biraz." diye cevap verdim. Ama onun yanındayken hiç sıkılmıyordum. Sadece eve gitmek istemiştim bir anlığına.

"Eve gitmek ister misin?"

"Aslında, evet."

Kafasını salladı ve ayağa kalktı bende kalkıp onu takip ettim. Arabaya gidene kadar hiç konuşmadık. Arabaya çabuk varmıştık oysa banka oturana kadar uzun bir yol gittiğimizi sanmıştım.

Şoför koltuğunun yanına oturdum. Barlas da arabayı çalıştırdı. Neden konuşmadığını bilmiyordum.

"Neden konuşmuyorsun?" diye sordum en sonunda.

"Hayır, konuşuyorum."

"Son bir buçuk saatte hiç konuşmadın neredeyse?"

"Evet, sesimi çıkarmadım ama gözlerim ile konuştum."

Ne demek istemişti şimdi?

"Ne demek istedin ki?"

"İki debir bana bakışın, sahili izleyip düşüncelere dalışın, ellerini cebinden çıkarmayışın, yanaklarının kızarması, rüzgar estiğinde saçının uçuşması..."

Nasıl yani? Sürekli beni mi izlemişti? Dudaklarım kendiliğinden yukarı çıkmıştı. Yoksa Barlas da beni seviyor muydu? Beni sevme ihtimali gerçekten var mıydı?

"Şuanda da olduğu gibi, ne düşündüğünü merak ediyorum."

Hemen kendime geldim ve Barlas'a bakarak tebessüm ettim ardından önüme döndüm. Utanmıştım.

"Yanakların yine kızardı."

Ellerim ile yanaklarımı silmeye çalıştım.

"Daha da kızarttın." diyerek güldü, bende eve gidene kadar hiç konuşmadım. Araba evin önünde durduğunda hemen indim.

Ben onun ne düşündüğünü merak ederken, o da benim ne düşündüğümü merak ediyormuş meğer...

Eve girdikten sonra direk odama çıktım. Telefonumu bir süre aradıktan sonra hırkamın cebinde buldum. Arayan olup olmadığını kontrol ettim. 20 cevapsız arama vardı ve numaraydı. Bu numara geçen beni arayan Tolga'ya aitti. Bu kadar aradığına göre acil bir şey olmalı diye düşünerek geri aradım. Anında cevap verdi.

"Alo Hare?" Sesi boğuk geliyordu.

"Tolga, bir sorun mu var?"

"Telefonu açmayınca merak ettim."

CIPA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin