Yorum ve beğenilerinizi eksik etmeyin. Keyifli okumalar.
İnstagram; golgeoyunlarioffical
#golgeoyunlari
16. BÖLÜM|KÖŞEYE SIKIŞMAK
Savaş Çelikoğlu kanlar içindeydi.
Kırmızının keskin tonunu taşıyan kan beynimin en ücra köşelerinde benim bile itiraf edemeyeceğim anıları taşıyor; ruhumu içten içe vicdan mahkememde sorgulayıp sorgulayıp idama sürüklüyordu.
Dehşet, tüm vücudumu kıyametin elleriymişçesine sarıyordu. Televizyonda duyup sinirlerimin gerildiği tüm anılar alev alıp bir anda yok oldu ve yerine yenilerini getirdi. Ellerimin buz kestiğinin farkındaydım. Çığlık atmamak için tüm beynimle savaş veriyordum. Bedenimin altında ezilen tüm duyguların tadını kurumuş damağımda alabiliyordum.
Onun gözlerine baktım.
Gözleri yarı kapalıydı ve sadece dehşetle açılmış gözlerimin içine bakıyordu. Kolu duvara yaslanmış ayakta zor duruyordu. Duruşu dikti ama darbe almış bedeni acı çekiyordu. Bu acı dışarı taşmasın diye de dişlerini sıkıyordu. Başındaki yaradan akan kanlar çenesine kadar dağılmış damarlar halinde kırmızı yollar çizmişti.
Karşılaştığım kanlı yüzün ardında saklanmış yorgun adamı taşımak için tüm karmaşamdan sıyrılıp en sonunda hareket edebilmiştim. Onun kolunun altına girerken direndi ama başarısız oldu.
"Yılmazer," dedi kurumuş dudaklarının arasından. Bu ses o kadar sessiz çıkmıştı ki ben bile çok zor duyabilmiştim. Tepki vermedim. Tüm gücümü seferber ederek boşta kalan elimi yere düşecekmiş gibi sallanan sırtına yerleştirdim. Sırtına darbeler almış olmalı ki vücudu gerildi ve sıktığı dişlerinin arasında bir inilti koptu.
Savaş'ın kendinden taviz vermek istemeyen beyni hareket etmek istemese de, darbe almış bedeninin ona izin vermediği belliydi. Ağırlığını bana vermemeye çalışsa da çoğu zaman bunu engelleyememişti.
Uzun koridorda onu yürütmeye çalıştım. Bedeni o kadar acı çekiyordu ki her adımında elimin altında duran bedeninin gerilmelerini hissedebiliyordum. Adım atarken zorlanıyordu.
Onun tek bir kişi yüzünden bu hale gelmeyeceğini tanıdığım günden beri biliyordum. Kaç kişinin onu bu hale getirdiğini merak ettim ama ağzımı açmadım.
Omzuma tutunan elini sıktı. Başı öne doğru düşmüştü. Dik tutmaya çalışıyordu ama bir türlü başaramıyordu. Nefesleri kesik kesikti. Sanki aldığı her soluk içinde bir şeyleri parçalıyor gibiydi.
Savaş Çelikoğlu ellerimin altında acı çekiyordu. Onu ilk defa böyle görüyordum ve bu benim afallamama neden oluyordu.
Sıcak nefesleri saçlarıma çarpıyordu. Elleri üzerimde kanlı izler bırakıyordu ama o an için bir önemi yoktu. Direniyordu, acı çekiyordu ve bu duruma şahit olduğum için eminim benden nefret ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE OYUNLARI
General Fiction#aksiyon 1 Karanlık kör bir kuyu gibi, Tenimde cehennemin alevi... Bir aşk ne kadar karanlık olabilir? Korkunun karşısında karanlığın kanatları altında nasıl nefeslenebilir? Denizi gözlerine hapsetmiş olan adam gözlerime baktığında elleri yanaklarım...