9. Bölüm|CESARET

14.1K 688 108
                                    

Sizleri gerçekten çok seviyorum. Harika yorumlarınız için sonsuz teşekkürler. Her yorumunuzda daha da mutlu oluyorum. Eleştirilerinize de sonsuz saygım var. Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. 

Keyifli okumalar.

İnstagram; golgeoyunlarioffical
#golgeoyunlari


9. Bölüm|CESARET

Sabah sabah omzuma değen bir el tarafından, o güzelim uykumdan uyandırılmıştım. Son günlerim yalnızlığın bana verdiği el ve boşluktan dolayı uyumakla geçerken uykunun daimi müşterisi haline gelmiştim.

"Haydi kalk," dedi bir ses, omuzlarımdan beni sarsarken. Gözlerimi yavaş yavaş aralamaya çalıştığım sıralarda yüzüme dikilmiş mavi gözlerle karşılaştım. Yerimden hızla kalkarken neredeyse kafa kafaya çarpışmak üzereydik ki o son anda benden daha hızlı davranarak uzaklaşmayı başarabilmişti. Yumuşaklığına alıştığım rahat yatağımda oturur pozisyona geçerek "Ne dikiliyorsun başımda!" diye çıkıştım.

Cevap vermedi. Alışılagelmiş umursamazlığıyla beni duymazdan gelerek yatağımdan uzaklaştı. Gözlerimi ovuşturup kendimi yeni bir güne hazırlamaya gayret ettim ama üzerime yerleşmiş yorgunluk bana bugün çektireceğini haber veriyordu.

Geldiğimiz günden beri vaktimi evde harcamış, dışarıya adım atmamıştım. Üzerimde kurduğu baskı her evden çıkışında kilitlediği kapı beni mahkuma çevirse de bu umurumda olmadı.

Günlerimin çoğu düşüncelerimin içinde boğulmakla geçmişti. Beynimde hala cevabını bulamadığım bir soru vardı.

Babam neden beni bu adama emanet etmişti?

Aşamadığım bu durum düşüncelerime yeni pençeler atarken Savaş dolabımın başına geçmiş içini karıştırıyordu. Ağzımı açmış tam bir şey söyleyecekken dolaptan çıkardığı kot pantolon ve siyah tişörtü yüzüme fırlattı. Cümlem boğazımda düğümlenmiş bir halde takılı kaldı.

"Yapacak çok işim var."

"Kendi kıyafetimi seçip giyebilecek yaştayım ben. Bu kadar ilgi göstermene gerek yok." diyerek uykumun üzerime saldığı halsizliği kovalayıp kendime gelmek için gerindim.

Üzerindeki siyah tişört ve kot pantolonla abartılmış bir yakışıklılığa bürünmüş bu adam, kesmediği kirli sakallarıyla mükemmel bir hal almıştı. Uzun zamandır ilk defa ona bu kadar dikkatli bakabilmiş ve yüzünü inceleyebilmiştim. Keskin çene hatları, beyaz teni ve üzerinde parlayan mavi hareleri vardı. Çenesini saran yeni çıkmış sakalları onu gerçekten de, olduğundan daha iyi gösteriyordu. 'Kendine gel Su! Sabah sabah ne içtiysen bu düşüncelerde nereden geliyor böyle?'

Kendi kendime kızarken dolaba dayanıp kollarını göğsünde birleştirmiş adam da beni izlemeye devam ediyordu. Gözleri üzerimde her hareketimi merak eder gibi tetikteydi. Kaşı ilgiyle havaya kalkmıştı.

"Ne?" dedim huysuzca. "Senin karşında soyunacağımı sanıyorsan yanılıyorsun," diye çıkıştım. Kaşlarını kaldırıp yüzünü hafifçe aşağı yukarı sallarken benimle dalga geçtiğini gayet rahat görebiliyordum. "Görmediğim şeyler değil," dediğinde gözlerim sonuna kadar açılmış yuvalarından fırlayacak gibiydi. "Seni pis sapık!" dedim sinirle.

Kollarını iki yana açarken "Ne dememi bekliyordun? Çok pardon ben bir dışarıya çıkayım falan mı?" diye alaycı bir ses tonuyla devam ederken ayağa fırladım ve onu yüzüme fırlattığı kıyafetleri görmezden gelerek yenilerini aramaya başladım. Bir yandan da ona laf yetiştirmeye devam ediyordum. 

GÖLGE OYUNLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin