Bölüm şarkısı:Mustafa Ceceli~Gül rengi
Keyifli okumalar...Sabah kalktığımda ilk iş evden sakince çıkmak oldu. Keremi bulup, durumu ona izah edecektim. Yalnış anlaşılmasın, onunla tekrar birlikte olmak peşinde değilim. Bu vakitten sonra babam da meseleye dahil olmuşken olmazdı. Sadece aklında yalnış düşüncelerle kalmamı istemiyorum. Biliyorum, Kerem beni hala seviyor...aşık...Başka biriyle birlikte olmaz, olamaz. Güveniyorum ona. Allah kahretsin ki, hala aşığım. Bu meselenin sonu kötü yerlere gitmese bari...
Keremin evinin önüne geldiğimde Kerem evden çıktı, ama beni görmedi. Çünki uzaktayım biraz. Ona yetişemeyeceğimi, hem de nereye gittiğini merak ederek taksi çevirip onu takip ettim. Geldiği yer yakınlarda bir yerde olan kafeydi. Taksinin parasını ödeyip içeri girdim. Keremse genç bir kadının masasına oturdu. Ben şok, ben iptal, ben vefat...!!! Bu kadın da kimdi böyle...? Yakın bir masaya geçtim, arkam dönük bir şekilde oturdum. Konuşmalarının dinlemeye koyuldum
"Naber napıyorsun Keremcim? Ne kadar zaman oldu, arayıp soran yok. Aşk olsun...!!!"
"Kusura bakma Ceyda ya. Başıma ne olaylar geldi, aklım, kalbim darmadağın vaziyyetteydim. O yüzden...!!!"
"Geçmiş olsun canım, noldu ki?"
"Aşk-meşk meselesi"
"Oo...kim bu şanslı kız???"
"Artık öyle biri yok. Ceyda...o şanslı kız sen olmak ister misin?" Neler diyordu bu ya...ne çabuk vazgeçtin benden...? Bu hareketinden dolayı seni asla affetmicem. Asla...!!!
"Bu bir teklif mi yoksa?"
"Evet...!!! Benimle evlenir misin Ceyda...?" Cevap vermesini beklemeden ayağa kalktım ve masalarına yaklaştım. Elimi sertçe masaya çarptım. Ceyda denilen kızın eli ayağı boşalmışken Kerem şok olmuş şekilde bana baktı ve o da ayağa kalktı
"Ne çabuk vazgeçtin Kerem, bu muydu senin sevginin sınırı, zamanı...Sen bu musun ya...? İlk manevrede sırt üstü yere yığıldın. Direnmedin. Demek ki, direnmeye çaba sarf edecek kadar sevilmedim öyle değil mi?"
"Yeter be...yeter..." O da benim yaptığım gibi elini masaya vurdu
"Yetmedi işte Kerem. Yetmiyor anlasana...!!!"
"Sen evlendin Buket. Direnmeden pes ettin. Sevgili bile değilsiniz, evlisiniz. Bu büyük bir sorumluluk. Bu sorumluluğu kabul ettiysen demek ki, bitirmişsin beni kafanda. Şimdi ben de seni kafamda bitirmek istiyorum. Çünki mutsuzum Buket. Yapamıyorum...yaşayamıyorum. Sen o yolu seçtin. Ben de senin yaptığını yaparsam mutlu olurum belki dedim"
"Ben mutlu muyum sanıyorsun?"
"Öyle görünüyorsun"
"Biz evli değiliz Kerem. Sen beni aramaktan vazgeçince orda kaldım 2yıl boyunca. Babama ne açıklama yapa bilirdim...? Telefonum Ekindeydi ve ilk aramada o açtı ve babam şüphe etti. Sen kimsin diye sordu. Ekin de kocasıyım dedi. Büyük bir oyunun içindeyim Kerem. Gerçekleri bilmeden beni suçlaman doğru mu?" Kerem yaşamaktan bıkmışcasına ellerini saçlarına çekti arkaya doğru. İkimiz de çaresizdik. Mutsuzduk.
"Buket özür diliyorum, lütfen beni affet. Ben sensiz yapamıyorum. Çok güzel bir şeyi kaybetmek üzereyim farkındayım. Beni bensiz, sensiz bırakma. Ben sen oldum Buket. Yanımda olmayınca hep eksik kalıyorum. Rüyalarımda yaşıyorum seni...Beni tamamla...tamamla... Eksik kalan yerlerimi aşkınla doldur. Sana ihtiyacım var..." Cevap olarak kocaman sarıldım sevdiğime. Kokumu içine çekiyordu adeta. Özlemişim bile isteğe birine sarılmayı. Babama her şeyi anlatıcam. Böyle kalamayız. Ekinle karı koca gibi davranmaktansa babamın azarlamalarına maruz kalırım daha iyi. Bu beni bir defa acıtır hiç olmazsa...
"Her şeyi düzelticem tamam mı Kerem...? Sana söz veriyorum...!!!"
"Teşekkür ederim Buket. Beni yalnış yoldan döndürdüğün için..." Ceyda denilen kızın ne zaman çekip gittiğini anlamamıştık bile.
Kerem beni eve bıraktı. Babamı odama çağırıp konuşmayı kafama koymuştum. Yeter artık...Benim de mutlu olmaya hakkım var
"Neymiş bu önemli mesele kızım?"
"Baba...biz...şey, Ekinle evli değiliz...Sevmedim de ben onu..."
"Bu da ne demek oluyor şimdi?"
"Yalan söyledik sana baba. Ama mecburdum"
"Açıkla bu meseleyi bana Buket. Neden mecbur hissettin kendini?"
"Tamam baba. Sana her şeyi en baştan anlatıcam" Babamın yurd dışına çıktığından beri olan her şeyi teker teker anlattım. Yeldayı, Ekini ve Keremi❤ Babamın gözlerinden ateş çıkacaktı adeta. Ekini öldüresiye döve bilirdi bu sinirle. Anlattıkça her şey gözümün önünden film şeridi gibi geçtikçe gözlerimden yaş akmaya başladı.
"Yeter tamam kızım. Sen de ağlama artık. Ekini geberticem. Kimse benim kızıma bunları yapamaz" Dehşet bir sinirle odamdan çıktı. Ekini arayıp hemen eve gelmesini söyledi.
*** 1saat sonra...
"Geldim efendim. Kötü bir şey mi oldu?"
"Sen varsın ya, o yetmez mi...?!"
"Anlamadım..."
"Anlatayım o zaman" Yüzüne attığı bir yumrukla durduğu yerden geriye atıldı. Babam onu o kadar dövdü ki, yerler kan içindeydi. Ekin yalvarışlarda bulunsa da babamın gözü dönmüştü bir kere. Sonunda benim müdahilem sonucu bıraktı.
"Defol bu evden, hatta şehirden, hatta ve hatta ülkeden. Seni bir daha kızımın çevresinde görürsem bu sefer sağ kurtulamazsın elimden. Hadi şimdi defol..!!!" Ekin koşarak evden çıkıp gitti. İnanamıyordum. Nasıl yani? Şimdi ben ondan kurtulmuş muydum? Keremle mutlu olacaktık. Allahım sana şükürler olsun
"Kızım, o Kereme de söyle, gelip seni istesinler..." Ben şok...!!! Kerem bana evlenme bile teklif etmemişti ki daha. Ona bunu nasıl söylerim şimdi ben...?
"En kısa zamanda o da olur inşallah babacım. Sen şimdi git dinlen. Benim de uykum var. Uyuycam zaten"
"Tamam kızım. İyi geceler o zaman"
"Sana da babacığım" Zıplayarak odama koştum ve onu aradım. Her şeyi anlattım ona. Uçmuştu sevinçten. Biraz da kızmıştı bana. Beni de çağıraydın, birlikte döverdik o açlağı diye. Acilen beni 2saat sonra sahilde buluşmaya çağırıyordu. Babam da o zamana kadar uyumuş olur diye düşünerek kabul ettim. 2saate anca olur kapımı kilitleyip hazırlanmaya koyuldum...
*** 2saat sonra...
Sahile geldiğimde Kerem daha gelmemişti. O yüzden oturup onu beklemeye başladım. Denizi seyrederken havayi fişeklerler atılmaya başladı. Kendi kendime "Nereye kadar da güzelmiş ya" derken arkandan gelen adımlar bu kelimeleri de beraberinde getirdi.
"Senin için...!!!" Keremi görünce ayağa kalktım. Bana doğru yaklaştı yavaşça.
"Nasıl yani, bunları sen mi ayarladın?" Bir anda karşımda diz çöktü ve cebinden yüzük kutusunu çıkardı. Benim ağzım kulaklarıma vermişken aşkla bakan gözleri bir anda parladı ve şöyle söyledi bana...
"Bir ömür benim olmaya var mısın...bir ömür sabah kalktığında beni görmeye, hayatında yaşayacağın en önemli konuları benimle paylaşmaya, çocuklarımızın ismine birlikte karar vermeye var mısın...Benimle evlenir misin Buket...? " O kadar heyecanlanmıştım ki, ona ilk başlarda cevap bile vermeyi akıl edememiştim. Ayağa kalkmasını söyleyip boynuna atlamıştım
"Çok mutluyum ben...beni çok mutlu ettin. Seni çok seviyorum Kerem, çok seviyorum sevgilim...!!!" Gülümsemelerini bile özlediğimi anlamıştım şimdi. Çünki bana öyle güzel gülmüştü ki...
"Bana bir cevap söyleyecek misin?"
"Tabii ki evet...evet...eveeeett...Varım seninle bir yola çıkmaya, aynı yastığa baş koymaya, dertlerimi seninle paylaşmaya varım." Yüzüyü parmağıma geçirdiği an 2yıldan beri mutlu ola bileceğim tek andı, ilk andı.
Kerem artık sadece benimdi. Ben de Keremin...şimdi anladım ki, biz bir birimize aitmişiz ve kimse bizi ayırmayı başaramadı. Bundan böyle de böyle bir şeyin olmasına biz müsade etmeyiz...bu benim hikayem. Ve hikayeler çoğu zaman mutlu sonla biter...!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Alerjim Var #Wattys2018
ChickLitGıcık bir yılışık çocuk, artık ondan bıkmış bir genç kız. Ona her gördüğünde söylediği bu...Sana alerjim var!!! Bu alerji zaman geçtikçe yok olup, yerini aşka vere bilecek mi sizce...?!Aşkın karşısında hangi alerji dura bilirdi ki sanki...?! Sana a...