Telefonumu sabah elime aldığımda Yılışığımdan gelen mesajları görüp yüzümde güller açtı...Bu adam beni mutlu etmek için mi doğmuş ne? Her geçen gün onu kendimden başlarda uzaklaştırdığım için pişman ediyor beni
1."Sabahımı aydınlatan,yoluma ışık saçan güzel sevgilim, Yılışığın gidiyor. Seni şimdiden feci şekilde özlüyorum. Şans dile bana...Şans dile ki, şu İnatçı Güneşi ikna ede bileyim. Şans dile bana ki, kuzenini mutluluğuna kavuşturayım. Sonra da yanına gelip, kendi multuluğumuza bakalım değil mi ama?!"
2."Aşkım uçak artık kalkıyor, telefonumu kapatıyorum, oraya vardığımda senden mesaj gelmiş olmasını umud ediyorum"Hemen güzel ve tatlı bir mesaj çektim...
"Yılışığım benim.Çabuk gel tamam mı? Alerjim olmasını istiyorum sensiz olduğum anda. Sana olan alerjime tutulmak istiyorum. Seni istiyorum yanımda..." Kahvaltı yaparken televizyonu açtım, biraz haberleri izlemek için. Bir haber beni paramparça etmeye yetti...
/Bugün sabah dokuz saatlerinde Istanbuldan Izmire giden uçak kaza sonucu kayıplara karıştı. O kazadan sağ çıkma ihtimali göz önünde bulundurulmadı, yaralı olması imkansız derecesinde bir olasılık/
Ama bu Keremin bindiği uçak...Nasıl yani, Kerem ölmüşmüydü? Gözlerimden akan damlalar yanaklarımı ıslatırken aniden masadan kalktım. Aynanın karşısına geçtim. Kendimle konuşmaya başladım
~Neden bu kadar bahtsızsın sen?Daha ona yeni alışmaya, sevmeye başlamıştın.Onun ölümü de, Nihatın ayrılık acısını çekmesinin de sebebkarı sensin. Neden yaşıyorsun o zaman sen, sevdiklerine acı vermek için mi? Yaşama o zaman tamam mı YAŞAMA...!!!!~
Elime aldığım vazoyu aynaya attım, sonra bardakları...sonra tabakları attım...attım...Elim kan içindeydi, ama hiç onun acısını hissetmiyordum ki,çünki Keremin acısı bana yetiyordu. Delicesine evi dağıtarak ağlarken sehpanın üzerinde birkaç ilaç kutusu gördüm.O an Keremin yanına gitmek aklıma geldi.Bütün ilaçları aldım.Yarım saat sonra karnıma feci derecede ağrı girdi. Sonrası karanlık...
***
Gözlerimi açtığımda hastane odasındaydım. Kimseye gözlerini burda açmayı nasip etmesin Allah. Beyaz duvarlar insanı kendine çekiyor. Boğuyor...Kafamı topladığımda etrafa baktım. Yanımdasya asla olmasını istemediğim Yelda vardı...
"Noldu bana?"Bana olan çoktan olmuştu aslında. O güzel insanı tanıdıktan sonra...Keremle olmuyordu başlarda. Şimdi de Keremsiz bir hiçe dönüşmüştüm ben...
"Ben senin evine gelmiştim, konuşmak için, içimi dökmek için...seni pencereden baygın gördüm. Kapıyı açtırdım ve ambulans çağırdım..." Bana bu iyiliği neden yapmıştı ki, beni bu kadar sevmezken, bu kadar nefret ederken hastaneye yetiştirmesinin anlamı neydi?
"Kerem..."Evde olanlar aklıma gelmeye başladığında ağlamaya başladım. Buradaydım, çünki haberlerde hayatımı yıkan bir şeyler duymuştum...
"Her şey senin yüzünden. Onun sen öldürdün.Keremin katili sensin anlıyor musun sen!!!Bunları demek için gelmiştim zaten evine de. Şimdi gidiyorum.Buraya seni getirmemin sebebi de buydu.Bunları duymadan ölmeni istemedim. Bir dileğim var sana...Inşallah çok yakın zamanda bu odadan seni morga götürürler. Inşallah ölürsün!!!" Kapıyı çarpıp çıktı. O an içimden Yeldanın dileğine amin demek geldi. Çünki şuan ölümü ben de istiyordum
Bunun için hemen yataktan kalktım ve binanın başına çıktım. Ellerimi açmış kendimi ölüme hazırlarken aşağıda insanların, sonra da polislerin toplandığını gördüm. Filmlerdeki gibi çok hızlı toplanmıştır
"Yapmayın hanımefendi, sorun neyse halledilir..." Polislerin de sorunu bilmeden halledilir demesi yokmu? Beni benden alıyor resmen...Sanki hayatta her şeyin bir çaresi var
"Polis bey bir ölüyü dirilte bilir misiniz, hem de kayıp bir ölünü? Yapamazsınız!!!O yüzden benim sorunum halledilemez tamam mı?!Benim tek yolum var. O da ölüm. Onsuz her geçen gün öleceğime bir kere ölürüm olur biter...Her gün ölmeye dayana bilecek kadar güçlü değilim ben..."
Gözlerimi bir anda kapattım. Beyaz gülleri olan bir bahçe canlandı gözlerimde. Sonra tam karşıdan gelen bir adam. O adam ki, uğruna şu an intihar ediyorum ikinci kez.O adam ki, sevgiyi bana öğrettikten sonra yalnız bıraktı bu fani dünyada. O adam ki, benim Yılışığım diye hitap ettiğim prensim...Bana elini uzatıyordu
"Eğer bu elimi tutup benimle sonsuzluğa gelirsen aşk biter. Eğer elimi reddedip geriye dönersen aşk başlar... Git Buket git...geri dön...Aşka git...Her şey çok güzel olucak..."Keremin dediklerini onu tanıdığımdan beri hiç bir zaman öneme almadım, onu dinlemedim. Ama şimdi dinleyeceğim, geri döneceğim...
Gözlerim aniden açıldığında kendimi geriye ittim. Keremin dediği gibi...
Onun yokluğu gerçekten fena yakıyordu.Ama içimde onun ölmediğine dair ufak bir hiss var. O lafını asla unutmayacağım . Aklımın bir köşesine o kelimeleri kazıdım:"Eğer bu elimi tutup benimle sonsuzluğa gelirsen aşk biter.Eğer elimi reddedip geriye dönersen aşk başlar..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Alerjim Var #Wattys2018
Chick-LitGıcık bir yılışık çocuk, artık ondan bıkmış bir genç kız. Ona her gördüğünde söylediği bu...Sana alerjim var!!! Bu alerji zaman geçtikçe yok olup, yerini aşka vere bilecek mi sizce...?!Aşkın karşısında hangi alerji dura bilirdi ki sanki...?! Sana a...