Bölüm 11

76 4 0
                                        

Cemre içerdeyken aklım gitmişti. Öğle vakitlerindeydik ama Fatma teyze birazdan Cemre'yi arayacaktı. Haber vermek istemiyorum ama haber vermem lazım çünkü Fatma teyze bunu hisseder biliyorum. Hissiyatı fazla olan birisidir. Cemre'de de var aynısı. Canım ne zaman sıkkın olsa hisseder ve arardı beni. Önce Cemre'nin telefonunu aradım ama kaydığımız yerde kargaşada kayboldu sanırım. Hiç bir yerde yok. Telefonumu çıkarıp Fatma teyzeyi aradım.

''Alo Hakan oğlum.''

''Fatma teyze nasılsın ne yapıyorsun?'' diye sorarken sakin olmaya çalıştım. Hissetmemişse söylemeyecektim.

''İyiyim oğlum ama tansiyonum düştü galiba. Bayıldım biraz önce. Cemre nerde az onun sesini duysam ya oğlum.''

''Cemre tuvalette Fatma teyze sonra konuşursunuz.''

''Tamam oğlum neyse. Çıkınca beni arasın.''

Telefonu kapattık. Ben şimdi bu kadına nasıl anlatacağım. Cemre kötü hastanedeyiz nasıl diyeceğim.Ahmet amca!En iyisi Ahmet amcayı aramak o soğuk kanlıdır. Telefonumu çıkarttım ve Ahmet amcayı aradım.

''Alo Ahmet amca.''

''Efendim oğlum. Sesin telaşlı geliyor?''

''Ahmet amca Cemre'yle buz pateni kaymaya gitmiştik. Cemre pistte bayıldı ve düştü. Şimdi hastanedeyiz. Fatma teyzeye bir şey diyemedim. Sen gelsen buraya. Ben ç-a-r-e-s-i-z hissediyorum.''

''Tamam oğlum ben geliyorum çıktım bile. hangi hastanedesiniz bana mesaj at hemen.''

''Tamam Ahmet amca.'' dedim ve telefonu kapatıp hemen adresi mesaj attım. Tutamıyorum kendimi ağlamaklıyım. İçim salya sümük biliyorum ama dışarıda ağlamam ben ağlayamam. Ama yinede gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Ne kadar ağlamam, ağlayamam desem de ağlıyordum işte. Tutamıyordum ki kendimi. Kalbime dur diyebilseydim ağlar mıydım hiç?

1 Saat Sonra

Ahmet amca geldi kapıda karşıladım.

''Cemre nerde?''

''Ameliyathaneye aldılar Ahmet amca.''

Ahmet amca beni o halde görünce sarıldı. Ahmet amca ve sarılmak. İkisinin bir arada olması hayra alamet değildi.

''Ben bir bakayım. Hakan sende git bir çay iç. Kantine geleceğim.''

''Tamam Ahmet amca.'' dedim ve kantine doğru ilerledim. Çay değil zehir istiyorum ben. Cemresiz kalırsam hayat zehir olmayacak mı zaten. Zehir istiyorum.

Katinde bir köşeye oturdum ve Ahmet amcayı beklemeye başladım. Sonra duramadım ve ameliyathanenin kapısına gittim ister istemez. Ayaklarım oradan geri gelmiyordu ki zaten. İçeriden bir doktor çıktı. Cemre içeri gireli 5 saati aşmıştı ve akşam olmuştu hava kararmıştı.

''Doktor Bey Cemre nasıl?''

''Siz nesisiniz?''

''Arkadaşıyım. Lütfen söyleyin Cemre'm nasıl?''

''Ailesinden birinin gelmesi gerekiyor. Ameliyat için izin isteyeceğiz. Yere düşerken bilinci gitmiş ve çok sert düşmüş. Kafa tasında çatlak var ve beyin kanaması başladı. Acil ameliyata almamız lazım Aile çabuk gelsin hayati tehlikesi çok yüksek. Bu arada çok kan kaybetmiş kan bulunması lazım.''

''Ben kan veririm. Kan grubumuz aynı. Ahmet amca buralarda hemen bulur gelirim.'' derken Ahmet amca geldi.

''Cemre'nin babası Ahmet Amca.'' dedim doktora.

''Ahmet bey ameliyat için dosyaları imzalayın lütfen. Hemşire gelecek şimdi.'' derken hemşire geldi ve Ahmet amca dosyaları imzaladı. Ameliyata alındı Cemre'm. Ellerimi saçlarıma doladım ve dışarı çıktım. Konuşmaya başladım Cemre'yle.

''Bak Cemre'm gökyüzü onu izlememiz için bizi bekliyor ama sen içeride öyle hareketsiz yatıyorsun. Bak Büyük Ayı. Sen ne çok severdin yıldızları. Aç be gözlerini. Beni sensiz bırakma. Beni sensizliğe mahkum etme. Sen yoksan ben olmam ki... Ben olamam ki. Sen benim her şeyimsin.'' dedim ve susmak zorunda kaldım. Çünkü hıçkırıklarım konuşmama izin vermiyordu. Cemre ölebilirdi. Ölüm... Dört harf ve en acı kelime. İçini oyan kelime. Senden sevdiklerini alan, seni onsuz bırakan kelime... Ayağa kalktım ve yürümeye çalıştım. Çok zordu. O olmadan adım atmak bile zordu. Hastane girişinde yığıldım kaldım. Bayılmadım dizlerimin bağı çözüldü sadece. İçeri alıp hemen serum taktılar. Çok uykum geldi. Çok uyuyasım var. Öyle bir uyumak istiyorum ki bir daha uyanmamak üzere...

***

Sen şimdi orada bilinçsizce yatıyorsun ya ben burada mahvoluyorum. Seni incitirim diye korkarken seni kaybetmekle yüz yüze boğuşuyorum. Sensizlik nedir bilmek istemiyorum ben. Seni istiyorum. Meğer sen benim dünyammışsın da ben bilmiyormuşum. Seni bu kadar sevdiğimi ben bile bilmiyormuşum. Acaba sen ne hissediyordun benimleyken. Sende bana böyleysen neden biz değiliz. Emre denen gereksiz herif neden senin hayatında. Ben değilde o... O nasıl dokunur sana. Nasıl onun olursun anlamıyorum. Senin yerin benim yanımmış. Bende bunu yeni anladım. Sana söz veriyorum Cemre. Seni hiç bırakmayacağım. Benim olmasan bile, beni arkadaş görsen bile ben senin kalacağım. Bu kadar yoğun duygular içindeyken sana nasıl arkadaş demişim ben. Bundan sonra akıllandım. Sen beni kabul etmesen bile ben senden vazgeçmeyeceğim...


HAKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin