---TOPRAK------
Sabah yoğun bir baş ağrısıylaaçtım gözlerimi. Kafamı yastıktankaldırdığımda da yanımda yatmakta olan çıplak bir vücut gördüm.Belden yukarısı yatağın içinde, belden aşağısı ise yatağın dışındaydı.
"Hadi bebek," diyerek hafifçe dürttüm. "Kalkma vakti."
Mırıldanarak vücudunu yatağın içine topladı, bir dirseğinin üzerinde doğrularak çıplak bedeninibana yapıştırdı ve kırmızı ojeli uzunparmaklarıyla omuzlarımdan göğsüme doğru daireler çizmeyebaşladı.
"Toprak, dün gece çok güzeldi. Okula gitmesen de kaldığımız yerden devam etsek?"Elini tuttum ve onu geriye, yatağa doğru ittim.
"Olmaz, Jessica. Hazırlan hadi."Yüzündeki ifade birden değişti.
"Lanet olsun!" diye homurdandı. "Jessica değil, Susan!" Üzerimizdeki çarşafı sinirle vücuduna sardı ve odanın her yerine dağılmış olan kıyafetlerinitoplamaya başladı.
Bu sırada David elinde kahve fincanıyla içeri girince, Susanonun omzuna sertçe çarparak banyoya girdi.
"Vay," dedi David sırıtarak. "Anlaşılan bir isim vakası daha yaşanmış. Dostum,yattığın kızların adını öğren artık." Sonra elindeki şekersiz filtrekahveyi masanın üzerine koydu ve odadan çıktı.
Kahve fincanını almak için kalktığım sırada Susan banyodangiyinik bir şekilde fırladı. Çantasını toparlarken bana dikkatlebaktı.
"Bu arada, sevişirken çatlak kız diye mırıldanıp durdun.Bu, senin dilinde bir şehvet sözcüğü ise bilmek isterim."Ne? Çatlak kız mı demiştim? Hem de sevişirken mi?Parmağımı dudaklarıma götürerek kıza susmasını işaret ettim ve başımı ellerimin arasına aldım. İnanamıyordum. Nedenböyle bir şey yapmıştım ki?
Anlaşılan bu yeni kız aklımı epeymeşgul edecekti ve benim bu meşguliyetten hemen kurtulmam gerekiyordu.
Ben düşüncelerimle boğuşurken, David bu sefer de elindetabletiyle odaya girdi. Neyse ki susmasını işaret ettiğim ve adının Susan olduğunu yeni öğrendiğim kız çoktan gitmişti.
"Dostum, olaya bak! Jack duymasın ama tüm okul şu yenikızı konuşuyor. Çömez, belalı çıktı diyorlar. Bu arada adı da Zeynep'miş."
"Zeynep," diye tekrarladım şaşkınlıkla.
"Evet, Zeynep. Yoksa biliyor muydun?"
"Annemin adı," diye mırıldandım.
"Ah, demek o yüzden Jack'e yumruk attın."
Onaylar gibi başımı sallayarak onu geçiştirdim. Bu doğrudeğildi, kızın adını şimdi öğrenmiştim.
Zeynep! Hayatımın en değerlisi olan annemin adı. Adı güzel Zeynep!
Gözüm parmağımdaki ize kaydı ve bu iz geçmişedönüş biletim oluverdi, annemle yaşadığım son anımı getirdiaklıma.Güzel annem üzerimi giydiriyor, kol düğmelerimi takıyor veparmağımdaki izi öpüyor.
"Ben oğlumu o kadar çok seviyorumki kalbimin bir yarısını buraya kondurmuşum bak," diyor vebana sıkıca sa parmağıma kondurup gitmişti.
Annemden sonrası çok zor geçmişti benim için. Bir dahagülemem, mutlu olamam diye düşünür olmuştum. Bir ay kadar sonra, babam bir arkadaşının kızının doğum günü partisine götürmüştü beni ve o pembe elbiseli, mor kemerli peri kızıgirmişti hayatıma.
Benimle dalga geçip yere düşürenlere inat, beni yerden kaldırmış, o kıymetli parmağını benim için kesmişti. Annemin cenazesinden sonra ilk defa o gün gülümsemiştim.
Ve bir daha da o peri kızını görmemiştim. Kendi parmağını kestiği için babam bana da zarar vereceğinden korkmuş ve bizi birdaha görüştürmemişti. Ben de kendime çok kızmıştım, çünkügüçsüzlük gösterip yerde kalmasaydım peri kızı parmağını kesmeyecekti ve onu görmeye devam edecektim.
Güçsüz olmayı, zayıf olmayı işte ta o zaman yasaklamıştım kendime. Cesurolacak ve asla kaybetmeyecektim.
Öyle de oldu, bir daha aslakaybeden taraf olmadım ama asla mutlu da olmadım. Annemin kalbini parmağımda bırakması gibi, ben de mutluluğumuonda bırakmıştım anlaşılan.
Peri kızı yine gelir de beni kurtarır,adı güzel Zeynep'ten düşüncelerimi sıyırır mı diye merak ettim.
Nerdesin perim gelde kurtar beni yine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI GÜZELİM
RomanceAgapi yayıncılık ile raflarda.. '' Yıllardır içinde sakladığı , kıyıya köşeye ötelediği kalbini en kuytu köşelerden bulup çıkardı bu Yeşil gözlü Prens. Önce gülüşüyle tozunu aldı kullanılmamış yüreğinin . Sonra sevdi ve sarıldı ona. O an ilk defa...