Okuldan çıktığımda hava kararmıştı ve ortalıkta kimse görünmüyordu. Telefonumun saatine bakınca gözlerime inanamadım; ne ara bu kadar geç olmuştu? Elimde telefon, karanlıkkampüsün içinde yavaş yavaş yürümeye başladım.
Birkaç adımatmıştım ki arkamdan uzanan bir el ağzımı sıkıca kapattı ve aynıanda güçlü bir kolun bedenime dolandığını hissettim. Kendimikorumak için hiçbir şey yapamamıştım. Güçlü kollar beni duvarın dibine çekiştirdi ve bir anda elini ağzımdan çekerek sırtımı duvara yasladı. Sonra da aynı hızla ellerimi tutarak kafamıniki yanına, duvara bastırdı.
Çığlık atmak için ağzımı açmıştımki, sokak lambasının ışığının aydınlattığı karşımdaki yüzü gördüm. Toprak! Önce çığlığımı yuttum, sonra bir şey söylemekiçin ağzımı yeniden açtım ama ne söylemem gerektiğini bir türlü bulamayınca ağzımı tekrar kapattım.
Öyle yavaş bir şekildeyaklaştı ki yüzüme, sadece baktım.
Hareket edemeden, nefesbile alamadan, gözlerime kilitlenmiş olan yeşil gözlere baktım.Dudakları önce boynuma yöneldi ama temas bile etmeden kulağıma yaklaştılar. İçimi gıcıklayan boğuk bir sesle konuşmayabaşladı.
"Seni o denizde boğarım, Laz kızı!"
Sonra hafifçe geriçekildi. Bakışları sertti, sanki kızgın gibiydi, farklıydı.
Bedeninibana biraz daha yaklaştırdı, dudaklarının köşesinde yarım birgülümseme vardı.
"Sen benimsin, Laz kızı. Sadece benim," dedive dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Yandım. Evet, kelimenin tam anlamıyla yandım. Daha öncehiç hissetmediğim bir yangın oluştu içimde. Bacaklarımın titremeye başladığını hissedebiliyordum, beni daha fazla taşıyamayacaklardı.
Ve öyle de oldu, dizlerimin bağı bir anda çözüldü veyere düştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI GÜZELİM
RomanceAgapi yayıncılık ile raflarda.. '' Yıllardır içinde sakladığı , kıyıya köşeye ötelediği kalbini en kuytu köşelerden bulup çıkardı bu Yeşil gözlü Prens. Önce gülüşüyle tozunu aldı kullanılmamış yüreğinin . Sonra sevdi ve sarıldı ona. O an ilk defa...