2. düzenlendi

147K 4.7K 2.8K
                                    




Gözlerimi başımdakı şiddetli ağrıyla açtım. Elimi başıma götürüp neler olduğunu anlamaya çalıştım. Kaçırılmıştım! Arabadaydım ve yanımda bana silahla vuran adam vardı. O direksiyonun başındayken ben onun yanındaydım. Dikkatli bir şekilde yola odaklanmıştı. Ondan ola bildiğine uzağa çekildim. Sırtımı kapıya yasladığımda aklıma ilk gelen şey atlamaktı. Kimdi bu siyahlar içinde sinirli olan adam? Ne istiyordu benden? İntikam zamanı dediğini daha yeni hatırlıyorum. Hayatımda ilk kez gördüğüm birinin benle sorunu ne ola bilir ki? Düşünceler içindeyken bakışlarını bana çevirdi. İyi şeyler olmayacaktı. Gözleriyle bana hayatımın bir az daha bataklığa batacağını anlatmıştı. Hızı artıran arabayla yerime sinip derin nefesler almaya başladım. Midem bulanmaya başlamıştı, iğrenç hissediyorum. Daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştım. Keşke bir dahada yaşamasam. Aniden firen yapınca öne savrulup kafamı torpidoya vurmam bile arabanın durmasına olan sevincimi saklayamamıştı.

Sevincim fazla sürmedi. Daha kendimi sakinleştiremeden kapım açılmış beni sürükleyerek arabadan çıkarmış öne doğru itmişdi. Dengemi zorla sağlayıp dikelip geldiğimiz yere baktım. Uzun bir şirket binasının önündeydik. Burada birileri beni kurtara bilir mi acaba?

"Yürü."

Başıyla binayı gösterdiğinde yavaş adımlarla ilerledim. Sırtımdan itmesiyle onu kızdırmamak için hızımı artırdım. Kim kendisine ne yapacağı belli olmayan silahlı bir adamı sinirlendirmek ister ki? Binaya girdiğimizde etrafa baktım ve yardım ede bilecek birilerini aradım. Kolumu sertce kavrayan elle acıyla tısladım.

"Seni burada kurtara bilecek kimse yok. Kurtuluş planları kurmaktan vazgeç. Tek kurtuluşun ölüm olacak."

Tehditi tüylerimi ürpertmiş, ağzım kurumuştu. Derince yutkunup korkuyu belli eden gözlerimi onun siyah gözlerine çıkardım. Bir azcık bile olsun merhamet yoktu gözlerinde. Aklımı kurcalayan tek şey beni neden öldürmek istemesiydi. Asansöre binip en yüksek kat numarası olan yirmi numarayı bastığında içimden küfür etmeden duramadım. Lütfen ama yükseklik, karanlık olmasın. Aklıma başka şeyler getirmeye çalıştım. Artık ne kadar oluyorsa. Yanımda nedenini bilmediğim bir şekilde beni öldürmek isteyen biri var kapalı bir yerde onunla yalnızım, aynı zamanda nefret etdiğim, ölümüne korktuğum yükseklikle yüzyüzeyim.

Yeniden kolumu kavrayan elle gözlerimi açtım. Bir kaç merdivende çıktıkdan sonra bir kapıdan geçmiş serin havanın vücudumla buluşmasını sağlayacak çatı katına gelmiştik. Kolumu elinden kurtarmaya çalıştım. Ona ilk kez karşı gelmeye çalıştım. Bu kadarı fazlaydı, yıllar önce olan olaylar gözümün önünde canlanırken ağzımdan bir hıçkırığın kaçmasına engel olamadım. Başımı iki yana sallayıp kurtulmaya çalışmam iki katım olan yapılı adama tabiki işlememiş beni sürüklüyerek ilerletmişti.

"Atlıyacaksın."

Şaşkın bir şekilde ona yüzüne baktım. Çıldırmıştı, kesinlikle çıldırmıştı. Böyle bir şeyi asla yapamam. Atlamak bir yana oraya yakın bile gidemem.

"Gözlerimin içine bakarak atlayacaksın."

Başımı hızla iki yana salladım. Kolumu kavrayan eli şimdi boğazıma sarılmış beni tehlikeli yerlere doğru götürüyordu. O korkuyla ona vurmaya, kurtulmak için debelenmeye çalıştım. Bağırmak, yapmaması için yalvarmak istiyordum. Boğazımı sıkan eli nefesimi daraltırken bayılmak üzere olduğumun farkındaydım. Boğazımı bırakmasını nefes almayı istiyordum ama eğer bırakırsa düşecektim. Tamamen kenardan sarkmış durumdaydım ve bunun korkusuyla nefessizlik bir olunca zihnim yavaştan karanlığa doğru çekiliyordu.

..Azap.. (Mafya hikayesi) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin