⇨ Elma Şekeri adlı öykümün, Fatih karakterinin öyküsüdür. İlk öyküyü okuma zorunluluğu yoktur.
⇨ Yeni öykümün ilk bölümünün ilk ithafı @yesilsizkahve ye olsun...
📆 📆 📆
14 Yıl Önce...
"Anne, dışarı çıkmam lazım. Lütfenn."
"Olmaz dedim Beyza. İçeride oyuncaklarınla oyna lütfen."
"Yaaa banane. Ben dışarı çıkmak istiyorum."
Mutfak kapısının önünde, sinirinden zıplayıp duran Beyza, aklından 'Acaba annemi nasıl ikna ederim?' diye düşünüp duruyordu. Dışarı çıkması şarttı! Çünkü Fatih, dışarı çıkmıştı. Fatih'in annesinin dediğine göre de yalnız bir saatcik dışarıda kalacaktı. Bir saat içerisinde annesinden izin alması gerekiyordu. Fatih'e çok önemli bir şey söyleyecekti çünkü!
Öfkeyle yerinde tepinmesinin annesinin üzerinde bir etkisinin olmadığını farkeden Beyza, bu sefer nazlanmaya karar verdi. O şekilde konuşunca babası her şeye izin veriyordu. Annesi ise... eh arada sırada izin veriyordu işte.
"Anneciğim ama çok sıkıldım oyuncaklarımla oynamaktan. Yaren'i de dışarı çağırıp, onunla oynayabilirim. O zaman canım sıkılmaz. Lütfen anneciğim."
Annesi yavaşça dönüp Beyza'ya baktığında, Beyza hemen en tatlı bakışlarını yerleştirdi gözlerine. Aklından geçen yaramazlıkları annesi bilmese de olurdu. Hatta bilmemesi çok çok daha iyiydi.
Annesi onu iyice süzerken, sıkılmaya başladı Beyza. O bir kere cadıydı, yaramazdı. Tatlı tatlı bakmak yerine gözleri her zaman yeni bulduğu yaramazlıkla parlardı. Böyle masum masum bakmaya daha ne kadar dayanabilirdi ki? "Hadi anne. Daha fazla dayanamıyorum."
"Yaren, dışarı çıkmazsa sen de çıkamazsın ona göre."
"Teşekkür ederim anne!" diye bağırarak misafir odasına koştu Beyza. Annesini ikna ettiyse Yaren'i de ikna ederdi elbette. Annesi matematik dersi gibiydi. Yaren ise annesinin yanında Hayat Bilgisi dersi gibi kalıyordu. Yani babasının sık sık dediği gibi şimdiki işi çocuk oyuncağıydı.
Camı açıp, karşı binaya doğru seslendi küçük kız. "Yarenn!" Mahalle halkı kızın bu seslenmelerine alışıktı. Camda onu görenler tatlı tatlı gülümsüyordu. Eğer Yaren, cama çıkmazsa az sonra olacakları tahmin ediyor ve bu mahallenin iki şirin kızının komik diyaloğunu bekliyorlardı.
Yaren, yine duymamıştı Beyza'yı. İnadına yapıyordu Beyza'ya göre. Normalde bir başka arkadaşıyla fısıldaşsa hemen duyardı çünkü.
"Yaarenn!" diye bir kez daha bağırdı küçük kız. Hala cama çıkan olmayınca sesli sesli söylenmeye başladı. "Babaannem hep işime geleni duyduğumu söylerdi. Asıl sensin öyle! Ya bak, hala çıkmadı cama. Yarenn! Bak küsücem sana. Sonra hiç arkadaşın kalmayacak. Yaarenn!"
Beyzaların alt katında oturan yaşlı teyze gülerken Beyza, sinirden olduğu yerde zıplamaya başlamıştı yine. Allah bilir yine ne yapıyordu da duymuyordu onu? Kesin Barbie bebeğinin saçlarını tarıyordu. O bebeğin saçları çok sık birbirine karışıyordu ve açmak büyük bir ciddiyet gerektiriyordu. Aynı bebek Beyza'da da vardı ve onun saçları da sürekli karışıyordu. Beyza da sürekli taramaktan sıkılınca çözümü Barbie bebeğinin saçlarını kesmekte bulmuştu. Çirkin olmuştu biraz ama en azından artık birbirine dolanacak saçları yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıkmaz Ayın Son Çarşambası (İslami Yaşantılar serisi/3)
Spiritual#1'in Spiritüel "Ya ben de sana hediye hazırlamıştım ve sana verecektim ama evde unutmuşum." Deli dolu Beyza, yerini mahcup bir çocuğa bıraktığında, Fatih, anlık olarak gülümsedi ama Beyza farkedemedi. O sırada terliğiyle, yerdeki taşla oynuyordu çü...