ÇASÇ 2. DELİ KIZ BEYZA

41K 2.7K 492
                                    

Multimedya Fatih. Çok tatlı gülmüyor mu sizce de? 🙈

Bu bölümün ithafı da Pinktasticc e gelsin. O kadar kapağımızda emeği var. ☺

📆 📆 📆

"FATİH"

"Abiii" Abimin odasına doğru giderken, bir yandan da sesleniyordum. Maksat, geldiğimi bilsin. Kapı çalmak gibi kibar bir huya sahip değildim çünkü.

Odasının önüne geldiğimde "Gir" dedi. Yıllarca kapı çalma alışkanlığını bana kazandırmaya çalışmıştı ama öğrenememiştim işte. Yani öğrenmek istememiştim aslında ama bu bir sırdı tabiki. Abim, inadıma yaptığımı öğrense, pes etmeyip tekrar bu alışkanlığı kazanmam için inadına çabalardı. Eh, ben de alışkanlık haline getirmeyeceğime göre... Neden böyle bir şeyi ömür boyu sürdürelim ki?

İçeri girdiğimde, çalışma masasında oturmuş, önündeki kâğıtlarla ilgileniyordu. Abim hakkında bilmediğim bir şey varsa o da mesleğiydi. Bilmek için özel bir çaba da sarf etmemiştim aslında. Sonuçta kazandığı parayı tek başına yiyordu. Tek başına tükettiği paranın nereden geldiğini ne yapacaktım ben!

Masanın önüne gelip, dikkatini üzerime çekmeye çalıştım. Ben konuşurken, benim yüzüme bakılmalıydı! Yoksa dinlenmiyorum gibi hissediyordum ve bu berbat bir histi. Duvarıma konuşurdum daha iyi. Evet, duvar. Niye şaşırdınız? Ben ona iki göz bir ağız çizdim, canım sıkılınca ona anlatıyorum. O hep bana bakıyor. Bakışlarını başka tarafa kaçırma şansı yok.

Abim, hala bana bakmayınca seslendim yine. "Abi!" Üşenmeyeceğim konulardan birisidir abime seslenmek. Canım sıkılır seslenirim, beni dinlemez seslenirim, onu sinir etmek isterim yine seslenirim. Daha kime seslenecektim ki zaten. Anneme seslensem, kadının elinde her daim şiş var, mazallah bir yerime batırır öfkelense. Babam desem, ups oraya hiç geçmeyelim. Eh, annem başka kardeş de yapmamış bana. Fatih ne yapsın, abisine seslensin.

"Söyle Fatih."

Elvin denen eski yenge yüzünden hep böyle oldu abim. Duygusuz birine dönüştü. Mahfetti kız onu. Bak yine aklıma geldi, öfkeleniyorum...

"Dışarı çıkalım mı? Çok sıkıldım." Böyle güzel bir günde evde tıkılıp kalmamız zaten büyük hataydı. Kış bitmiş, mart kapıdan baktırmıyor... Biz niye evde oturalım?

"Hangi dağda kurt öldü de sen beni dışarı çağırır oldun? Arkadaşların seni sattı mı yoksa?"

"Mal mıyım ben abi? Neyimi, nasıl satacaklar?" Dövmenize gerek yok. Söylediğim şeyin çok bayatladığını ben de biliyorum herhalde ama ne yapayım? Gerçekten çok sıkıldım.

"Git başımdan Fatih!" Tabi abim beni anlamıyordu. Nereden bilebilirdi ki sıkıntıdan espri yaptığımı? Her türlü espri yapan bir insandım ben çünkü.

"Tamam abi, yanlışlıkla çıktı ağzımdan. Affet beni de dışarı çıkalım." Yeri geldi mi en pişman insan olabilirdim ben. Oyunculuk yeteneğim fazlasıyla vardı aslında. Sadece henüz keşfedilemedim ama umudum hala var.

Abim, oturduğu yerde geriye doğru yaslandı. Ellerini sıkıntıyla saçlarının arasından geçirdi. Çok yoruyorlardı abimi! Yine de onun isyan ettiğini duymamıştım bu zamana kadar.

"Peki, çıkalım. Kafam dinlenir belki biraz."

"Tamam o zaman. Salonda bekliyorum ben seni. Hem bir bakayım, bizim sultan ne yapıyor."

Çıkmaz Ayın Son Çarşambası (İslami Yaşantılar serisi/3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin