ÇASÇ 18. BİR İKİ AY

25.1K 2.1K 652
                                    

Bölüm türküsü tabiki de Karadeniz türküsü! Bu sefer de neşelenelim dedim.

📆📆📆

Birisini veda etmek zormuş. Onun gidişini seyretmek ve giderken hiçbir şey yapamamak, elinin kolunun bağlı olması ne büyük çaresizlikmiş Allahım! Evet, onları havaalanına bırakma fikri benden çıkmıştı ama bu zamana kadar aldığım en berbat karardı belki de. Otelin önünde, onları beklerken farketmiştim.

Şimdiyse, arabayı sürerken, hiçbir şey yapamıyordum. El mecbur, bırakacaktım onları havaalanına. Gözlerim, aynadan arkadaki kişiyi bulsa da, kendimi toparlayıp yola bakmam bu sefer kısa sürmüştü. Bu aralar söz dinlemeyen nefsime ilk defa söz geçirmiştim ama mutlu olamıyordum tabiki. Nasıl mutlu olayım, gidiyordu iki haftada hayatıma ve kalbime sızan kız!

İki hafta ne kadar da az bir süreydi. Abimle dalga geçmiştim aynı bu kadar sürede Elvin'i sevdiği için. Ne büyük hata etmişim! Şimdi, onları Ankara'ya uçuracak uçağa kendi ellerimle götürüyordum. Gerçekten kötüydü. Kalbimde, ilk defa hissettiğim için tarif edemediğim duygular vardı.

"Radyoyu açabilir miyim Fatih? Haberleri dinlemek istiyorum."

Beni daldığım düşüncelerden ayıran Kadir Amca olmuştu. Sesimden hüznüm anlaşılmasın diye çabalayarak onayladım onu. Eli radyoya gidip, açtığında arabayı dolduran Karadeniz türküsü resmen kalbimden geliyor gibiydi.

Koyverdun gittun beni oy
Koyverdun gittun beni

Allahumdan bulasin oy
Allahumdan bulasin

Bakışlarımı yine arkamda oturan kişiye odakladım. Bir anda göz göze gelmemiz kalbimi sızlatırken o bakışlarını çekti. Ben de bakışlarımı tekrar yola odakladım. Bu sırada Kadir amcanın da sesini duymuş olsam da ne dediğini anlayamadım. Fazlasıyla kalbimle meşguldüm çünkü.

Seven bir Fatih, hiç iyi bir şey değilmiş, bunu anlamıştım şuan. Türkü, beni en iyi anlatan kısmına geldiğinde, bakışlarımın arkamda oturan kişiye kaymasını engelleyemedim.

Kimse almasun seni oy
Kimse almasun seni
Yine bana kalasun

Ne kadar da beni anlatıyordu şarkının bu kısmı! İstemeden direksiyonu sıktım. Nasibinde ben varsam zaten bana kalacaktı ama sevmesini de istiyordum. Karşılıklı olsun istiyordum.

Bakışlarını o kadar çabuk kaçırıyordu ki benim de kendime gelmemi sağlıyordu. Yahu, ben bu zamana kadar millete haram diye bağırmış insanım. Şimdi dönüp dolaşıp başıma gelince ne oluyordu?

Günah diyorum sana nefsim, gü-nah!

Kadir Amca, nihayet kanalı değiştirip, haber sunan bir yer bulduğunda rahatlamıştım ben de. Büyük sıkıntıydı arkadaş sevmek.

Eğer kaderde kavuşamamak varsa Allahü teala çok sevmekten korusun. Amin!

Haberler eşliğinde yol bittiğinde arabayı park edecektim ama Kadir Amca engel oldu. Aslında kesinlikle itiraz ederdim ama yolcu etmeye dayanamazdım. Olmuyordu arkadaş! Severken veda etmek kolay olmuyordu.

Arabayı, boş bir alana bıraktıktan sonra hep birlikte indik arabadan. Ben bagajdan bavulları çıkartırken, Beyza, pembe bir bavulu alıp, hızlı hızlı ilerlemeye başlamıştı. Benden tarafa hiç bakmayışına üzülsem mi sevinsem mi karar veremezken, son bavulu da çıkartıp, Kadir amcaya verdim. Kadir Amca bavulu eline alırken, ben de bagajı kapattım. İç hatlar kapısına kadar onları götürmeyi planlıyordum. Bu kadarına bir şey demezdi umarım Kadir amca.

Çıkmaz Ayın Son Çarşambası (İslami Yaşantılar serisi/3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin