"Mina bebeğim uyan çalışmamız lazım." beni böyle tahrik ederek uyandırmaya devam ederse daha fazla direnmem imkansız. Nefesini boynuma üflüyor. Bu resmen insanın zaafından faydalanmak.
"Hm!" diye mırıldanıp,başımı battaniyenin altına soktum. Beni omzundan tutup sarsmaya başladı. Ah sabrım taşıyor.
"Çık şu yataktan artık!" omzumda ki kolunu tutup, duvara doğru savurdum. Hak etmişti. Gecenin üçünde uyudum.
"Ah belim!" Oh olsun. Fark ettiğim şeyle sırıtarak yataktan kalktım. Güzelce esneyip, duvarın dibinde çökmüş şaşkın şaşkın bana bakan kocamın üstüne eğilip, dudaklarını bir öpücük bırakıp, banyoya girdim. Çok eğlenceli olacak.
"Ben o bakışları biliyorum. 190 yaşındayım. Sense 24 beni döveceğini düşün müyorsun her halde?" banyonun kapısına yaslanıp, tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. Kollarını göğsünün üstünde bağlayıp, kaslarını çıkardığını söylemeye tenezzül bile etmeyeceğim. Ah kahretsin bu adam beni bir gün kalp çarpıntısından öldürecek.
" Ben hiç kocamı döver miyim? Böyle bir şeyi düşündüğün için seni kınıyorum." banyodan çıkıp, dolabın karşısına geçtim. Siyah bir şortla, atlet giyip, saçlarımı sıkıca tepemde topladım.
"Batur düşünme sarmalından çık." kafasıyla onaylayıp, önüme geçip ilerledi. Bahçeye çıkınca benden yaklaşık 30 metre uzağa gitti.
"Hayatım fazla uzak değil mi?" sırıtarak kafasını sağa sola salladı. Ve üzerime doğru koşmaya başladı. Ne yapmaya çalışıyor bu adam? Güç gösterisi yapmasa olmaz. Tam üstüme atlayacağı an yana kaydım. Batur yerde takla atarak ayağa kalktı. Gökte çakan şimşekle kafamı yukarı kaldırdım. O anda çeneme sağlam bir yumruk yedim. Ağzımda ki kanı tükürüp, gözlerimi Batur'a çevirdim.
"Sinirleniyorum! Biraz daha zorlarsan senden geriye kül bile kalmayacak!" 5 metre ilerisine düşen yıldırımla üstüme doğru sıçradı. Suratıma sağlam bir sağ yumruk yedim. Boğazımdan gelen hırlamayla neye uğradığımı şaşırdım. Onu serbest bırakmanın zamanı gelmişti. Kendimi rahatlattım. Batur karşımda tatmin olmuş bir ifadeyle merakla bekliyordu. Elime baktığım da tırnaklarımın kalınlaşıp, uzadığını gördüm. Derim parçalandı ve yerini tüylü bir vücuda daha çevik bacaklara bıraktı. Görüşüm bir anda kusursuz oldu. Etraftaki tüm seslerin son sesini açmışlardı sanki. Kulaklık takılmış gibi. Beynimin içinde yankılanıyordu. Batur bana doğru temkinli bir şekilde adım attı. Yüzünde hayranlık dolu bir ifade vardı. Fırsat bu fırsat kaçırır mıyım? Zaten kursağımda kaldı. Ben onu pataklarım diye dört köşe olurken adam beni bozguna uğrattı. Üstüne atlayıp, onu yere serdim. Üstüne çıkıp, hırladım. Şok olmuş bir halde bana bakıyordu.
"Mina çok ço- k ah muhteşemsin! Rengin yani tüylerinin rengi muazzam." bende kötü bir şey sandım. Kedi gibi burnumun ucunu boynuna sürüp kokusunu içime çektim. Üstünden yana doğru sıçrayıp, onu serbest bıraktım. Pantolonunu ve tişörtünü çıkarttı. Bana muzip bir bakış atıp, oda önümde dönüştü. Tıpkı benim gibi derisi yırtıldı. Ve altından koyu kahverengi bir kurt çıktı. Türk olduğu için Bozkurttu. Zihnine doğru seslendim.
'Hangi rengim.' etrafımda dönüp, burnumun dibine girdi. Çenesinin arasına pantolonu ve tişörtü alıp, öne doğru atıldı.
'Kendin gör.' hızla ormanın içine doğru koşmaya başladı. Bir an afallayıp, peşine takıldım. Kayaların, otların, ağaç kütüklerinin üstünden zıplayarak hızla ilerliyordu. Bende onu taklit ederek kurdumu özgür bıraktım. Bir ara Batur'u geride bıraktığımı fark edip,yavaşladım. Kulağıma nazlı nazlı akan bir su sesi geldi. Batur hızını arttırıp, önüme geçince hızla ilerledi. Anlaşılan yaklaşmıştık. Batur nehrin kenarında durunca tişörtü ve pantolonu yana attı. Ben hızımı alamayıp,ona çarptım. Son an da durmuştum. Yoksa bende suyun içinde kendimi bulacaktım. Batur suya düşünce insan formuma dönüp, kahkahalar atmaya başladım. Gökyüzü emrime amade olduğunu kanıtlamak istercesine şimşekleri, kara bulutları çekip, güneşi açmıştı. Batur hırlayarak suyun içinden üstüme atladı. Onu iterken çığlık atıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİMİN LANETİ
Người sóiGeleceğin kabusu olması için temelleri geçmişten atılan bir lanet. Omuzlarında birden fazla yükü olan bir kadın. Kayıplarla dolu bir hayatın. Sürprizlerle dolu bir geleceğin. Pençesine hapsolmuş. Sonunun huzur olmasını isteyen bir kadın. Bu onun ge...