Kalenin bahçesini hızla geçip, odama ilerledim. Şu çantadan kurtulmak istiyorum artık içinde ki kehanetin yükü ağır geliyor. Bunak gelmiş midir acaba? Herşeyi unutup heyecanla hızımı kullandım. Üç saniye içinde odanın önündeydim. Umutla kapıyı açıp, içeriye girdim. Boş bir yatak, bom boş bir oda! Batur'un yokluğuyla omuzlarım çöktü. Gelmedi herhalde ya da başka yerde. Üzerimdekileri çıkartıp, kendimi soğuk suyun altına attım. Vücudumdan geçen her su damlası ile sanki iğneler batıyor sinirlerim uyarılıyor. Temiz iç çamaşırlarımı giyip, şortumu ve atletimi de üzerime geçirdim. Yatağın üzerine uzanıp, sırt çantasından annemin günlüğünü çıkartım. Zamanım varken ve yalnızken okusam benim için daha iyi. Başlarda benim küçüklüğümü, bana olan sevgisini hüzünlü bir şekilde anlatmış. Sanki veda eder gibi! Ne tuhaf belki de kötü şeyler olacağını hissetti.
5 Ekim 1993
Şu an üç yaşındasın fakat yedi yaşında gibi duruyorsun. Hem fiziksel hem zihinsel olarak hızlı büyüyorsun...
...hiç bir cadı kurttan cadı bir kurt doğmamıştır. Atamız olan Well'in ikizleri sadece kurt özelliğine sahipti. Sen Özelsin Gökyüzü teksin eşin benzerin yok! Cadı kurt bir anneden doğan tek cadı kurt sensin Gökyüzü. Yüz yıllar önce senin doğacağının haberi geldi. Nesillerdir Weller'in, insanların beklediği şey sensin. Bizler hem kendi soyumuzun, hem de insanların nesillerdir koruyucuları olduk. Fakat sen onların kurtarıcısı olacaksın Gökyüzü! Biz yanında olmaya biliriz Mina bunun için üzgünüm. Bazen istemediğimiz şeyler olur. Çoğu insan zorlukların, kayıpların karşısında pes eder. Fakat sen pes etmemelisin. İnsanlık için, Weller için, diğer ırklar için pes etmemelisin! Savaş Valary güçlü ol. Bizim öğrettiklerimizi unutma onlar senin yardımcın olacak. Kötülüğe yenilme küçüğüm onunla mücadele et! İyilik her zaman seninle. İçinde ki güç bu yolda önüne aydınlatan ışığın olsun!...
...Seni sevdiğimizi unutma Mina!Annen
Bende sizi seviyorum. Eğer beni şu an duyuyorsanız sizde sizi sevdiğimi unutmayın olur mu? Gözümde ki yaşları silip, günlüğü çantama geri koydum. Elimi özlemle albüme uzattım. Parmaklarım çantanın içinde donup kalınca. Bakamayacağımı anlayıp hızla fermuarı çekip yatağın altına soktum. Kimse gelmedi yanıma neredeler acaba? Ayaklarım beni aşağı inen merdivenlere doğru yönlendirdi. Duvarlara eski tablolar, aile portreleri sırayla dizilmişti. Spor salonun kapısının önüne geldiğim de duyduğum kahkaha sesleri beni olduğum yere sabitledi. Bu Batur'un sessiydi ben o gelmedi diye üzülürken o benim duygularımı hissettiği halde yanıma gelmeyip burada kahkaha mı atıyor?
Kapıyı açtığım da gördüğüm manzaradan dolayı nefesim kesildi. Bana arkası dönük bir şekilde koltukta Batur oturuyordu. Omzuna anlını dayamış gülen bir kadın! Gözlerimin yeşile döndüğüne kabaran parçalama güdümden anladım. Trina'nın ürkmüş bakışları beni bulduğunda işaret parmağımı dudaklarıma götürdüm. Kafasını korkuyla sallayıp, karşısında oturan Pyotr, Andres ve Dima'ya benim olduğum tarafı gösterdi. Sandra'nın da çok komik bir konu olduğunu gösteren şen kahkahası yeşile dönen irislerimi görünce kesildi. Batur susan ve korkuyla arkasında bir yere odaklanmış arkadaşları gibi bakışları benim olduğum tarafa çevrildi. Ağır ağır yürüyüp onu yoksaydım. Tıplı onun yaptığı gibi! Koltuğun arkasında durup, kızı saçından tuttuğum gibi ayağa kaldırdım. Kim lan bu sürtük? Benim kocama, eşime sokulup gülen buna cesaret eden kim?
"Aaaah saçım! Bırak sana!" elimi uzun saçına dolayıp, dibinden çekmeye başladım. Kafasını saçlarından tutup kendime çevirdim. Yaşlı mavi gözlerini görünce yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. Boşta kalan elimi boğazına uzatıp tırnaklarımı gömdüm. Onun çığlıklarıyla birlikte yükselen sesin sahibine bakışlarım kaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİMİN LANETİ
Người sóiGeleceğin kabusu olması için temelleri geçmişten atılan bir lanet. Omuzlarında birden fazla yükü olan bir kadın. Kayıplarla dolu bir hayatın. Sürprizlerle dolu bir geleceğin. Pençesine hapsolmuş. Sonunun huzur olmasını isteyen bir kadın. Bu onun ge...