6.BÖLÜM

52 13 3
                                    

Kollarımın arasında hareketsiz duruyordu. İlk defa onu böyle bir halde gördüm. Üç, dört günde ne hale gelmiş. Omzuma dokunan elle gözlerimi Mina'dan ayırıp, dokunan kişiye baktım.

"Odasına götürelim." kafamı sallayıp, ayağa kalktım. Bana yol gösteren kızın peşinden ilerledim. Bir alt kata inip, sağa döndük. Odasının önüne gelince kapıyı açıp, kenara çekildi. Odaya girip, onu yavaşça yatağın üstüne bıraktım. Kız kapıyı kapatıp, gitmişti. Yatağın diğer tarafına oturup, kadınımı yanıma çektim. Eve gittiğimde onu yatağımızda görmeyince deliye döndüm. Eve, ormana, nehrin etrafına her yere baktım ama onu bulamadım. Ona bir şey olduğunu düşünmek beni kahretti. Sonra Angel'in adamlarını gördüm. Ana yola çıkıp, yanlarına gittiğimde. Beni beklediğini söyleyip, arabayı bindirip götürdüler. Angel Mina'yla konuştuklarını anlatınca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. En nefret ettiği şey ondan bir şeyler saklamam. O an anladım beni bırakıp, gittiğini. Ormanın içinden ana yola çıkarken kokusunu duydum. Kokuyu takip edip, buraya kadar geldim. Demek bir amcası var. Ailesinden hiç bahsetmez. Sorduğumda anlatmamıştı. Onu çok iyi anlıyorum neşeyle anlatacak bir ailen olmadığında susmak en iyisi. Ama artık anlatmasının zamanı geldi. İyi ya da kötü ne varsa benimle paylaşsın. Kıpırdanmaya başlayınca aramıza biraz mesafe koydum. Ben ne kadar suçlu olsam da böyle habersiz bırakması bana ona kızma hakkını verir. Gerçi onun iyi olduğunu görünce kızgınlığımdan geriye pek bir şey kalmamıştı. Fakat yine de tavrımı korumalıyım. Gözlerini benim olduğum tarafa çevirince gözlerinin dolduğunu görünce boğazıma oturan yumruyla sertçe yutkundum. Ne sanıyordum ki?

=VALARY'NİN AĞZINDAN=
Duyduğum kokuyla yavaşça gözlerimi açtım. Gözlerim onu görünce doldu. Hızla doğrulup, sıkıca boynuna sarıldım. Onu çok özledim. Onu ardımda bırakabileceğimi düşünüp kaçmak aptalca bir karardı. O benim diğer yarım, eşim. Öfkeyle bakan gözlerini hatırlayınca hıçkırığıma engel olamadım.

"Bir daha ba- na öyle öfkey- le bakma!" zar zor cümlemi tamamlaya bildim. Onun bana öyle bakması çok zoruma gitti. Ben onun bana aşkla, sevgiyle, şefkatle bakmasını istiyorum.

"Söz bir daha olmaz. Özür dilerim. Senden bir şey saklamam doğru değildi." boynumu öpüp geri çekildi. Göz yaşlarımı silip, gözlerimin içine baktı.

"Anlat bana Mina aileni, bu kaleye neden geldiğini, sende benden bir şeyler saklıyorsun dolmadı mı saklama süresi?" yüzünde ki sırıtmayı görünce bende gülümsedim. Kafamı salladım. Haklı artık zamanı geldi.

"Bu kaleyi dedem yaptırmış. Burası yaklaşık 1000 yaşında. 400 sene önce ki Badlylerle olan son savaşta dedem ölmüş. O ölünce amcam Alger tahta geçti. Diğer amcam Kanada'da ki sürünün alfası oda 400 yaşında dedem öldüğünde çocukmuş. Babama gelince yaşasaydı şu an 500 yaşında olacaktı. Babam Alger Amcama çok benziyor. Duruşu, ses tonu, huyu her şeyi onda her zaman babamı görüşümdür. Bundan yirmi beş sene önce babam Türkiye'ye gitmiş. Amcamın verdiği bir görev için. Orada annemle tanışmış ve evlenmiş. Bir yıl sonra ben doğmuşum. Babam sürüsünü Vallen'e diğer amcama bırakıp, karısıyla ve kızıyla kenara çekilmiş. Çünkü kızlarının özel olduğunu biliyormuş. Göz önünde olursa zarar görür diye korkmuş. Ormanın ortasına bir ev yaptırmış. Üç yıl boyunca çok mutlu bir şekilde yaşamışlar. Sonra katiller gelmiş. Ormandan gelen ulama seslerini duyunca karsını kızlarının yanına yollamış. Küçük kıza dolabın içine saklanmasını söyleyip, odanın kapısını büyüyle gizlemiş. Kızları için kendilerini feda etmişler. İki gün boyunca annemin ve babamın kopmuş kafasıyla o evde kaldım. Sonra amcam geldi. Beni buraya getirdi. Ama ben kurtlardan nefret etmeye başlamıştım. Buradan gitmek istiyordum. Amcama bunu söyleyince dolaylı yoldan olmaz dedi. Tabi ben dinlemeyip, teyzemi aradım. Türkiye'den buraya geldi. Gece olunca kaleden kaçtım. Sonra teyzemle ülke ülke dolaştık. Her sene bir yerdeydik onunla en son yaşadığımız yerde ki evde altı yıl önce onu ölü buldum. Eve gittiğimde kalbi sökülmüş kanlar içinde yatağında öylece duruyordu. Sonra Moldova'ya gittim. Okula da devam etmedim. Peşimdeydiler beni öldürmeden durmayacaklardı. Hep karanlıklarda saklandım. Sonra bir gün hayatımı geçireceğim adamı buldum. Bir alışveriş merkezinde." göz yaşlarımı silip, bana sitemli, üzgün bakışlar atan adama baktım. Anlatamazdım. Anlatmam tekrar yaşamam demekti. Şimdi anlattığım da bile yaşadığım duyguları yansıtamadım. Başka birinden duyduğum hikayeyi anlatır gibi anlattım.

GEÇMİŞİMİN LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin