"Gökyüzüm uyan!" duyduğum sesle gözlerimi ağır ağır açtım. Uyumadan önce çok ağlamıştım. Gözlerimi güçlükle açınca zihnimdeki sese cevap verdim.
"Anne?" elimi karnıma koyup sırtımı yatağın sert başlığına yasladım. Demek ki küçüğüm eski gücüne kavuşmuş yüzümde oluşan gülümseme duyduklarımla yok oldu.
"Batur'la seni ayırmak için Kızıl Cadı büyü kullandı. Onu bulmalısın!" Kızıl Cadı'da kim?
"Bir dakika anne Kızıl Cadı'da kim?" yataktan doğrulup vücudumu esneterek düşünmeye başladım. Konsantrasyonumu sağlarsam Batur'un nerede olduğunu bulabilirim.
"Angel!" tabi ya benim ki de ne saçma bir soru oldu Kızıl Sürtük cadıymış(!) demek ki! O gün onda ki o enerjiyi hissetmiştim ama sebebinin bu olacağı aklımın ucundan bile geçmedi. Çünkü benden ve annemden başka cadı yoktu? Taraf değiştirmiş olmalı! O yüzden Well olan sadece biz varız. Birbirine girmiş odanın içinde ilerleyip camı açtım. Derin bir nefes alıp doğayı iliklerime kadar hissetmemi sağladım. Hadi babayı bulalım? Karnımda hissettiğim güçlü tekmeyle gözlerimi yumup içimdeki gücü ortaya çıkardım. Parmak uçlarımda karıncalanma yaratan enerji akımıyla ellerimi kalbimin üstüne koydum. Ruhum tarafından yönlendirildiğim yer 'Evimizdi' akan göz yaşlarımı elimin tersiyle silip burukça gülümsedim. Benden kaçıp yine bana sığınıyor. Bunak! Kapının aniden açılmasıyla hızla o yöne döndüm.
"Aah iyisin! Bir şey oldu sandım. Bir an seni hissetmedim!" kollarını bana saran amcamı bekletmeden kollarımı doladım. Ruhum yolculuk yapmıştı.
"İyiyim amca Batur'u bulmak için büyü yaptım. Yanına gitmeliyim?" hızla benden uzaklaşıp büyüyen karnıma elini koydu.
"Olmaz buna asla izin vermem. Destry peşinde, Angel peşinde dönüşemiyorsun. Sen bu kadar savunmasızken gitmene izin veremem. Seni bırakmış bir adam(!) için birde!" Gölge çeneni tutamadın değil mi? Lanet olası aile bağlarını da unutmamak lazım. Kararlı bakışlarla amcama diktim gözlerimi.
"Sen ne dersen de gideceğim. Ayrıca Batur'a Kızıl Sürtük büyü yapmış! Onu bulmam lazım. Tamam mı? Biz birbirimize söz verdik amca 'Ne olursa olsun birbirimizden vazgeçmeyeceğiz' diye. Beni anlamalısın!" hissettiği özlem tüm bedenimi titrettiğinde kollarımı beline doladım.
"Onu çok özlüyorsun dimi? Bende Batur'u çok özledim anla ne olur?" geri çekilip gözünden düşen yaşları sildim. Onu böyle yıkılmış çaresiz görmek beni parçalara ayırıyor.Ruhunun diğer yarısını kaybetmiş bir adam o! Sevdiği kadının ellerinden alınışına şahit olmuş bir adam o! Kaybetmek nedir iyi bilen bir adam!
"Git hadi! Ama Gölge'de gelecek?" yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadan kafamı hızla salladım. Odadan çıkışını izlerken sertçe yutkundum ben Batur'a ne diyecektim?
=ALEİX'İN AĞZINDAN=
Karşımda sinirle volta atan kadına baktım. Dokunsam ateş püskürtecek diye korkuyla koltuğuma sinmiştim."Al o Kızıl Sürtüğü cayır cayır yakacağım! Benim küçük kızıma karışmak neymiş görecek! Susmasana be adam bir şeyler söyle?" çok beklersin söyleyeyim de beni yak değil mi? Kızımı görmeden tekrar ölmeye niyetim yok. Ayrıca onu böyle kızgın görmek gayet hoş. Çünkü kızınca baştan çıkarıcı oluyor.
"Zamanı gelecek ve cezasını çekecek merak etme. Destry'nin Well Kalesine saldırması uzun sürmez. Neredeyse tüm hazırlıkları bitti. Hadi evimizi yakmadan sakinleş?" beklentiyle kaşlarımı kaldırıp kollarımı açtım. Küçük bir kız çocuğu gibi puflayıp kollarımın arasına girdi. Bu hareketiyle kıkırdamama engel olamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİMİN LANETİ
Manusia SerigalaGeleceğin kabusu olması için temelleri geçmişten atılan bir lanet. Omuzlarında birden fazla yükü olan bir kadın. Kayıplarla dolu bir hayatın. Sürprizlerle dolu bir geleceğin. Pençesine hapsolmuş. Sonunun huzur olmasını isteyen bir kadın. Bu onun ge...