➰Sonunda➰

1.5K 58 7
                                    

"O adamın adresini bul benim için" deyip yavaşça koltuktan kalktım..

"Ne yapacaksın, benimle even filan demezsin herhalde"

Kesinlikle Hayır...
Kesinlikle "benimle evlen" diye saçma cümleler kurmak için değil sadece kim olduğunu merak ettiğim için...

"Onu benim için bulacak mısın?" Diye fısıldadım masumca...Karşımdaki kız sırıtıp kafasını olumlu anlamda salladı..

"Bu benim için çocuk oyuncağı...Buluruz elbet...Ama şimdi işe çıkmam gerek" deyip bana göz krpti..Yine allah bilir kiminle Sevişmeye gidiyordu...
Onu bu işlerden ayrılması için kaç kere uyarmistim ama beni dinlemiyordu...

"Mila vazgeç bu işlerden" dediğim an büyümüş gözlerini bana sabitledi...Ardından ufak bir kahkaha atıp koltuğa yayılmıştı..

"Bana diyene de bakın...Dün o adamın koynuna girdin! Naber?"

"Sarhoştum..." deyip alev topu olmuş yüzümü yere gömdüm...Eliyle yüzümü kaldırıp ona bakmamı sağlamıştı...

"Burda utanılacak bişey yok...Zevk için yaptın..Bence bundan sonra da hoşuna gidecek" deyip oturduğu koltuğa çekti beni...
Kaşlarımı çatıp öfkeyle yüzüne baktım...

"Beni kendinle karıştırma" diye bağırırken sadece bana karşılık gülümsemişti...Koltuktan kalkıp üzerinde nerdeyse hiç olmayan elbisesini düzeltip kapıdan öpücük göndermişti bana..

"Akşama onun adresini bulurum"

Dediğine karşılık yarım bir gülümseme belirlemekle yetinmiştim...

*********************
Gecenin karanlığında sırıtısını anlamamak imkansızdı...
Bana yaklaşıp elindeki kağıt parçasını elime tutuşturdu..

"Onu buldum..." deyip neşeli sesini sergilemişti...

"Teşekkür ederim" deyip elimde olan yarı ezilmiş kagita baktım...

O adamı bulacağıma and içmiştim..
Sonunda bulmuştum onu.
Geriye onunla karşılamak kalmıştı..
Mila yanımdan uzaklaşıp onların patronlarının yanına gitti...

Yarım yamalak adamın "gecen nasıl geçti" sorusunu duymuştum..
Biraz daha yaklaşıp ne konuştuklarını duymaya çalıştım..

Mila sırıtarak " güzel" deyip adamı öpmüştü...

Gördüklerim daha fazla midemin bulanmasına sebep olsa da burdan başka kalacak yerimin olmadığı da aşikardı...

Mila herne kadar benimde onlar gibi olmamı söylese de asla bu yola girmeme izin vermemiş hep korumuştu beni...

Lanet olası kirli bir yerde büyüyüp en sonunda kendimi koruyamamam biraz koyuyordu bana...

Duyduğum iğrenç seslere daha fazla dayanamayıp kendimi dışarı atmıştım...Koruma çıkmama izin vermediği an yüksek bir çığlık atıp elimi kolundan kurtardım...

**********************
"Geldik abla" diyen şoföre öldürücü bakışlar sergileyip parayı uzattım...

"Albaymış senden kaç yaş küçüğüm be ben!" Deyip sertce kapıyı kapattım...

Şirketin dış kapısından içeri bakındım...Anladığım tek şey buraya elimi kolumu sallayarak rahatlıkla giremeyeceğim...

Biraz bakindigimda işçi aranıyor ilanını gördüm.Gorevliye yaklaşıp is icin geldiğimi söyleyince uzerimi kontrol edip sonunda içeri girmeme müsade etmişti...

Aptal herif!! Sanki burayı patlayacağım da bomba taşıyorum üstümde...
Yarı çıplak olan sekretere yaklaşıp iş için geldiğimi söyledim...

Ne olursa olsun o adamı görecektim...Sekreter ağız bukerek bana odanın yolunu gösterdi...

Yavaş ama kararlı adımlarla odaya doğru yaklaşıp bir cesaret kapıyı açmıştım...Bana öylesine bakarken kapıyı çalmamama bozulmuş gibiydi...

Umursuyor muydum? Kesinlikle Hayır!

Yanına yaklaşıp koltuğa geçip gözlerine öfkeyle baktım...Ama sanki beni tanımıyormuş gibiydi..

"Ne için gelmişdiniz?" Diye sorup yüzüme baktı...

Gerçekten beni hatırlamıyor muydu yani??Bacağımı Bacağımın üzerine atıp mini olan elbisemin biraz daha yukarı çıkmasına aldırış etmedim...Bu şuan düşüneceğim enson şeydi çünkü...

Gözleri anında bacaklarımı bulmuştu..Bundan rahatsız olsam da şimdilik bişey yapamam gerekti...Zaten onun gibi gece Playboy undan başka ne beklenirdi ki...

Yutkunurken çıkan sesine şahit olmuştum...Gözlerini yüzüme sabitlemeye özen göstermeye çalışıyordu...

"Ben..iş için gelmiştim" deyip koltuğa iyice yayıldım..
"İlanı görünce gelmek istedim"

"Tabi...Ama sizin gibi birini office boy olarak çalıştırma düzgün olmaz...Benim Sekreterim olmaya ne dersiniz?" Deyip göz kırpmıştı bana...Herne kadar atlayıp onu bogmak istesem de şimdilik bu istegime engel olmaya çalıştım..

"Farketmez..İş olsun' deyip yalancı bir sırıtış takmıştım yüzüme...

"O zaman hayırlı olsun" deyip elini uzattığında karşılık vermiştim..

Elimi kendine çekip küçük bir öpücük bırakmıştı...Ellerimi çekip yalancı gülümsemeye devam ettim...

"Bir kahveye ne dersiniz?"

"Teşekkür ederim gitmem gerek" deyip kalkınca yukarı çıkmış etegimi düzelttim...Kısa çaplı bir bakış atıp sırıtmıştı...Bana bakışları hiç hayri alamet değildi ama aldırış etmemeye çalışıyordum...

Çünkü o lanet yerden kurtulmak için benim son şansım o'ydu

➰Limon Çiçeği➰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin