''Buraya gelirsen durdurabilirsin,'' dedim, yumuşak bir ses tonuyla.
Gözlerini kapattığını hissettim. Sesim zihninden gitmeyecekti. Bir tür cadı olup olmadığımı merak ediyordu. ''Kimsin sen?'' diye sordu.
''Bunun bir önemi yok. Biletini ayırtırken hatta kalacağım, en erken uçuş hangisiyse onu ayırt.''
''Çalışma arkadaşlarıma nereye gittiğime dair bilgi vermek zorundayım.''
''Hayır. Bu dava üzerinde sadece ikimiz çalışacağız. Bu, benim şartım.''
Bir kez daha kıkırdadı ama bu kez sesinde neşe yoktu. ''Genç bir oğlana göre epey cesaretlisin.''
''Yüreğim sağlamdır.''
Jung Hee beni hatta bekletti. Birkaç dakika sonra döndü; uçağı üç saat içinde inecekti. Onu terminalden almam üzerine anlaştık.
Telefonu kapattıktan sonra, ofisten çıkarak Köpeğim Ray ile oynamaya başladım. Busan havalimanı bir buçuk saatilik mesafedeydi. Düşmanın üzerine gitmeden önce dinlenmek için doksan dakikam vardı.
-Kısa bir bölüm oldu biliyorum. Diğer bölüm Taehyung'un ağzından olucak :)
Vote ve Yorum Unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE ME
RomanceSevgi, Korku ve Nefret... Bir insanın bunların üçüne birden değil, sadece birine sahip olabileceğini anladım. Eğer birini seviyorsan korku ya da nefreti bilmezsin. Korktuğun zaman, sevgi ya da nefreti hissetmene imkan yok. Ve nefret ettiğindeyse, h...