-On İkinci-

3.7K 281 28
                                    

Jimin'in Ağzından

Futbol sahası kadar büyük, deniz feneri kadar uzun, gri bir yapının, Min Ah'ın Depo dediği yapının, iki blok ötesine park ettik. Ama binanın içinden ışık yansımıyordu. Binanın dış cephesi bakımsızlıktan dökülüyor, ön kapının camları toz ve kirle kaplı olduğundan, bir kömür madeni girişini andırıyordu.

Yapıyı çevreleyen çit yüksekti, köpeklerle korunuyordu. Çitin dayanıklı telleri taze cesetleri asmaya elverişliydi. Burada oturanlar kurnazdı, ama yeterince değil. Bu uzak mesafeden bile yağmaladıkları bedenlerin çürümeye yüz tutmuş kokusunu duyuyordum.

Bir düzine insanın içeride olduğunu tahmin ediyordum. Peki, içlerinden biri Taehyung muydu? Ve suç ortaklarından sokaklarda dolaşanı var mıydı? Vahşi köpekler deponun etrafında dolaşıyordu. Besili görünüyorlardı.

''Bir planın var mı?'' diye sordu Jung Hee.

''Her zaman.''

''Planında ben de yer almak istiyorum.''

Başımı salladım. ''Seni bekleyen tehlikenin farkında mısın?''

''Aynaya bakmak yeterli oluyor, kardeşim.''

Gülümsedim. ''Bu binayı içindekilerle yakmak zorundayız. Bunu başarabilmek içinse büyük miktarda benzine ihtiyacımız var. Bu kadar benziniyse yakınlardaki rafineriden bir çift tanker çalarak sağlayabiliriz.''

''Şu görünüşümüzdeki güzellik ve ısırma kabiliyetimizle bu zor olmasa gerek.''

''Doğru. Ama asıl zorluğu, benzin yüklü tankerleri binaya yanaştırırken ve ortalığı ateşe verirken yaşayacağız. Önce binayı çevreleyen çiti kesmek zorundayız, böylece fark edilmeden kolayca içeriye girebiliriz ama bunu yapabilmek için de, önce köpekleri susturmak zorundayız. Silahımın namlusuna susturucu takıp onları bu mesafeden vurmak zor olmayacaktır.''

Jung Hee irkildi. ''Bu gerçekten gerekli mi?''

''Evet, insanlığın sonunu getirmektense, birkaç köpeğin öldürülmesi daha iyidir. Önemli olan tek şey gün doğumundan önce, onlar içeride uyurken saldırıya geçmemiz olacak. Bu kararımız Taehyung için de geçerli.''

''Geceleri uyumayı seviyorum,'' diye hatırlattı Jung Hee.

Ciddi bir ses tonuyla, ''Tankerlerin bir tanesini kullanırken, uykun sana zorluk çıkartabilir. Senin için kolay olmayacağını biliyorum. Eğer her şey yoluna girerse, işini bitirir bitirmez korunaklı bir gece konduda uyursun.'' dedim.

Başını salladı. ''Kulağa bir dilim pasta gibi geliyor. Çocuk oyuncağı.''

''Hayır. Bu, fırında Alaska.'' Binaya baktım ve başımı salladım. ''Yanacak.''

Kendime güveniyormuş gibi görünmem bir maskeydi. Bir önceki gece Taehyung hakkındaki bilgiler çok çılgınca görünüyordu, ama kesinlikle çok kurnazdı. Onu ve adamlarını bulmuş olmak beni rahatsız ediyordu.

Porno filmin çevrilmesi için sahne kurulmuştu, zevkini çıkartmak gerekirdi. Ama ben aslında, şovun kimin tarafından yönetildiğini merak ediyordum. Ya Seoul Gazetesi'sinin baş sayfasında yer alacaktı ya da Taehyung'un filminde yanarak son bulacaktı.

LOVE MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin