Jimin'in Ağzından
Jung Hee'yi havaalanından aldığımda yorgun görünüyordu. Bir önceki gece fazla uyuduğunu sanmıyordum. Vakit kaybetmeden soru sormaya başladı, ama ondan arabaya bininceye kadar beklemesini rica ettim. Arabaya bindiğimizde müziği açtım, piyano resitalimin kaydıydı. Seoul'a doğru yola çıktık. Konuya nasıl gireceğimi düşünmeye devam ediyordum. Gizemli bir araştırmaya işaret eden kanıtlarla uğraştığımız için, muhafazakâr davranmam çok sorun değildi.
''Bu piyanist kim?'' diye sordu sonunda.
''Sevdin mi?''
''Müzik büyüleyici ve piyanist de mükemmel.''
''Benim.''
''Ciddi misin?''
''Bana bu soruyu ikinci kez soruyorsun. Ben her zaman ciddiyimdir, Ajan Jung Hee.''
''Gerçen adın Jimin değil mi?''
''Niye sordun? Beni araştırdın mı?''
''Biraz. Fazla bir şey bulamadım.''
''Bilgisayarınızda Park Jimin'i bulamadığınızı mı söylemek istiyorsunuz?''
''Bu doğru. Gerçek adın ne ve sana bu kadar güzel piyano çalmayı kim öğretti?''
''Kendi kendime öğrendim. Ve gerçek adım Park Jimin.''
''Sorularıma cevap vermedin.''
''Sorularından birine cevap verdim.''
Bana dik dik baktı. Cümle boyunca sesime dikkat etmediğinden, uzun hayatım sesime yansımaya başlamıştı. Sözlerimle sesimin bir hayalet gibi çıkabildiğini biliyordum. Büyüleyen tek şey müziğim değildi.
''Kaç yaşında olduğunu söylemiştin?'' diye sordu.
''On dokuz. Cinayetler hakkında nasıl bilgi sahibi olduğumu bilmek istiyor musun?''
''Diğer şeyleri de bilmek istiyorum. Olay gecesi Orman da değildim dediğinde, yalan söyledin.''
''Bu doğru. Oradaydım. Üç adamı da alanda öldürülmüş olarak gördüm.'"
''Katili görebildin mi?''
Duraksadı. ''Onu tanıyor musun?''
''Hayır. Ama daha önce tanıdığım biriyle bağlantılı.'' Duraksadım. ''Şimdi Seoul'daki polis merkezine gidiyoruz. Onlardan dosyayı, senin için açmalarını istiyorum.''
Başını salladı. ''Mümkün değil. Sana yardım etmeden önce sorularıma cevap vermek zorundasın.''
''Yoksa beni tutuklayacak mısın?''
''Evet.''
Hafifçe gülümsedim. ''Bu olmayacak. Ve sadece cevap vermek istedigim sorularını yanıtlayacağım. Benimle iş birliği yapmanın dışında şansın yok. Dün gece dediğin gibi, herhangi bir ipucun yok. Ve tahmin edebileceğinden çok karanlığın içine batmış durumdasın. Olağanüstü güçteki biri tarafından öldürülmüş birkaç kişi var.''
''Ben bu kadar abartmazdım.''
Yumuşak bir ses tonuyla homurdandım. ''Bir adamın her bir kemiğini kırmak, büyük güç gerektirir. Otopsinin bildirdiği bu, değil mi?''
Jung Hee tedirgin bir şekilde kıpırdandı, ama bütün dikkatini üzerime çekmeyi başarmıştım. ''Kurbanların otopsileri tamamlanmadı.''
''Ama Seoul Polis Departmanı'nın adli tıbbı adamın boynundan bahsetmiştir. Seni meraklandırıyorum, değil mi?''
Dikkatli konuştu. ''Evet. Bunları bilmen beni meraklandırdı.''
-Canım sıkıldı yazayım dedim :/
Diğer bölümde Taehyung ve Jimin'i buluşturcam ama +20 Vote ve 10 yorumdan sonra gelir :'')))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE ME
RomanceSevgi, Korku ve Nefret... Bir insanın bunların üçüne birden değil, sadece birine sahip olabileceğini anladım. Eğer birini seviyorsan korku ya da nefreti bilmezsin. Korktuğun zaman, sevgi ya da nefreti hissetmene imkan yok. Ve nefret ettiğindeyse, h...