Bahçede büyük bir kız topluluğu vardı. Toplandıkları yere doğru girince karşımıza tabiki de Poyraz çıktı. Kızlardan biri Kuzey e bakıp gülücükler atıyordu ama Kuzey su an Poyraz la konuşuyordu. Kuzey in belimdeki elini hatırlayarak kıza piç bir gülüş yaptım. Kız Kuzey in elini yeni fark etmişti ve yüzünü asarak okula doğru gitti. Kuzey de sonunda Poyraz la konuşmasını bitirmişti. Belimdeki eli sayesinde Kuzey nereye giderse oraya gidiyordum ve şu an okulun içindeyiz.
"Eee nasıl?"
"Ne nasıl?"
"Yeni okulumuz."
"Yani bi okul ne kadar iyi olabilir ki?"
"Evet. Haklısın." dedikten sonra nefesini dışarı üfledi ve
"Okuldan atılalı baya zaman oldu." ne Kuzey okuldan mı atılmış. Peki neden?
"Neden okuldan atıldın?"
"Ders başlamak üzere hadi sınıfına." dedi ve beni bir sınıfa iteledikten sonra kendi sınıfına doğru yol aldı. Sınıfa baktığımda bütün sıralar doluydu. En arka duvar kenarı hariç orası boş gibi görünüyordu. Sıraya doğru ilerledim ve boş olduğunu anladığımda sıraya oturdum. Öğretmen zili de çalmıştı. Poyraz ın dediği çocuk etrafta yoktu. Ben çocuğu ararken herkesin ayağa kalkmasıyla bende ayağa kalktım. Karşımda 30 lu yaşlarda mavi gözlü yakışıklı bir hoca vardı.
"Oturun." demesiyle bütün sınıf oturdu. Hoca
"Merhaba ben matematik hocanız Burak KAYA." dedi ve bana baktı kaya soyismi çok tanıdıkdı ama nereden? Asım KAYA tabi ya Asım. Eeee peki Burak hoca Asım ın neyi oluyor ki. Kuzey e bunu söylemem lazım.
"Evet. Arkadaşlar artık beraberiz. Kurallarım çok basit susun ve dersi dinleyin. Umarım zorluk çıkarmazsınız. Anlamayan?"
"Çıkarsa ne olur?"
"Sen kalk ayağa" söz almadan direk konuşan biraz iri yapılı çocuk ayağa kalktı.
"Gel." çocuk hocanın yanına gitti.
"Adın?"
"Mert."
"Tamam çıkabilirsin"
Çocuk anlamayan gözlerle hocaya baktı.
"Ne? Neden?"
"Zorluk çıkarıyorum. Şimdi çık dışarı." dedikten sonra Mert dışarı çıktı.
"Başka dışarı çıkmak isteyen?" kimseden ses çıkmayınca hoca
"Güzel. Hadi başlayalım." dedi ve ders anlatmaya başladı.*******
Iğrenç bir matematik dersinden sonra sonunda zil çalmıştı. Telefonumu çıkardım ve Kuzey burada olmadığı için kendi paketimden kullanmak zorunda kalsamda genede instagramıma girdim. Şu Gökhan SOLMAZ ın fotoğraflarına bakmalıydım. Yani belki de çocuk gelmişti ama yüzünü unutmuştum. Instagrama girdiğimde de çocuğun gelmediği tam olarak netleşmişti. Kesinlikle sabahtan beri görmemiştim. Telefonumu cebime koydum ve sınıftan çıktım. Su almak için kantine gideceğim ama kantinin yerini bilmiyorum. O yüzden karşıma ilk gelen kişiye sordum.
"Affedersiniz. Kantin nerede acaba?"
"Alt katta solda."
"Teşekkürler." alt kata inmek için merdivenlere geldim. Merdivenlerden indiğimde önümde çok uzun bir koridor vardı. Çocuğun sol dediğini hatırlayarak sola döndüm ve karşıma baya büyük olan kantin çıktı. Kantinde bi kaç öğrenci vardı. Tezgahın oraya giderek bir su istedim. Suyu aldım ve bir masaya oturarak bir yudum aldım. Tam bir başka yudum alıyordum ki su şişesinin elimden alınmasıyla bu pek mümkün olmadı. Başımı kaldırdığımda bana bakıp sırıtan bir Kuzey gördüm. Tek dikişle benim canım suyumu içmişti. Benim suyumu. Benim.
"Sen ne yapıyorsun o benim suyum."
"Susadım."
"Susadıysan kalk yeni bir su al ya benim suyumu, canım suyumu nasıl içersin?"
"Nazlı amma abarttın ya bi su. Sen yoksa gene mi şey oldun." dediğinden sonra karnına bi yumruk geçirdim.
"Ahh tamam bişey demedim. Elinde amma ağır ha."
"Çabuk bana su al." bana doğru 20 lira uzattı.
"Para istemiyorum kalk al."
"Başka emrin."
"Kuzey yumruk geliyor."
"Tamam be." dedikten sonra kalktı ve su alıp bana uzattı. Karşımdaki sandalyeyi geriye doğru çekti ve oturdu.
"Kuzey Gökhan yok. Yani görmedim."
"Olabilir."
"Eee ne yapacağız?"
"Bekleyeceğiz."
"Tamam. Bu arada Burak hoca kim."
"Burak hoca?"
"Matematikçi Burak KAYA."
"Nee?"
"Ne oldu ki?"
Kuzey etrafına bakındıktan sonra
"Bugünlük işimiz bitti gel benimle." dedi ve kolumdan tuttu beni ve doğal olarak kendini dışarı çıkardı. Çok hızlı yürüyordu. Okulun park yerine geldiğimizde sürücü tarafına geçti. Bende yan koltuğuna geçtim. Arabayı çok hızlı kullanıyordu.
"Kuzey biraz yavaşla." dediğimi duymuyordu.
"Kuzey! Yavaşla." bağırdığım halde beni duymuyordu. Kuzeyin telefonu çalmaya başladı. Arayan Poyraz dı. Telefonu açtım.
"Kuzey."
"Poyraz benim Nazlı."
"Kuzey nerede?"
"Yanımda."
"E o zaman versene telefonu."
"Hiç birşey duymuyor."
"Ne demek hiç birşey duymuyor?"
"Araba kullanıyor ve kendinde değil. Poyraz çok hızlıyız ve beni duymuyor dinlemiyor.""Telefonu kulağına tut."
"Tamam." telefonu Kuzeyin kulağına tuttum. Kuzey in direksiyonu sıkan eli gevşedi ve yavaşlamaya başladı. En sonunda durdu. Telefonu elimden aldı ve kapattı. Tekrar arabayı sürmeye başladı. Bu sefer hiç konuşmadık.************
Eve gelmiştik. Arabadan indik. Kuzey kapıyı açtı ve geçmem için geri çekildi. Poyraz kanepeden kalktı.
"Kuzey neler oluyor?"
"Burak."
"Ne Burak mı? O it ne alaka."
"Okulda."
"Kuzey Burağı okuldan gönderene dek o okula gitmiyorsun."
"Nazlı da gitmeyecek."
"Hayır o gitmek zorunda."
"Tamam ama Burak iti birşey yaparsa olacaklardan sorumlu değilim." dedi ve merdivenlerden yukarıya çıktı. Kapının sertçe kapanma sesiyle odasına girdiğini anladım. Poyraza
"Burak kim?" diye sordum Poyraz
"Şimdi hiç sırası değil." dedi ve dışarı çıktı. Bende odama gittim ve direk yattım.***********
Kapının açılma sesiyle uyandım. Kuzay kapıda bekliyordu.
"Yemek."
"Tamam geliyorum." dedim ve Kuzey aşağıya indi. Bende saçımı felan düzelttim ve aşağıya indim. Yemekte ciğer vardı. Ben ciğeri pek sevmediğim için bir kaç lokma yedim ve kalktım. Çok yorulmuştum. Yani bedenen olmasada zihnen kafam çok kötüydü o yüzden direk yattım.**********
Sabah alarmın sesiyle kalktım. Gözlerimi ovaladım. Yatağımdan kalkıp lavobaya girdim. Günlük ihtiyaçlarımı giderdikten sonra yatağımı topladım. Okul için jean pantolon üstüne bir t-shirt giydim. Aşağıya indiğimde Poyraz hazırlanmış arabada beni bekliyordu. Yolda hiç konuşmadık. Okula vardığımızda.
"Dikkatli ol. Yoksa Kuzeyi bu defa durduramam." dedi ve beni sınıfıma bırakarak kendi sınıfına gitti. Sınıfta gene tek en arka sıra boştu ve oraya oturdum. Etrafta Gökhan denen çocuk hala yoktu. Genç 25 li yaşlarda sarışın bakımlı kırmızı kalem eteği ile göz kamaştıran hocanın girmesiyle sınıfta büyük bir sessizlik oldu. Hoca elindeki kitapları masasının üzerine koyduktan sonra masanın önüne geldi
"Günaydın." ve elini oturun anlamında öne uzattı. Biz yerlerimize otururken. Erkeklerin gözleri yerine geçmekte olan hocanın bacaklarındaydı. Hoca yerine oturduktan sonra
"Ben Aylin KORKMAZ. Yeni edebiyat öğretmeninizim."
Kapının hızlıca açılmasıyla. Herkesin dikkati Aylin hocanın bacaklarından kapıya yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sert Odunum
Teen Fiction"Sen benim ilk öpücüğümü çaldın." diye bağırdım ve kapının kilidini açtım tam kapıyı açıyordum ki Kuzeyin sözleriyle afalladım. "Sende benim ilk öpücüğümü çaldın."