SO~16

1.5K 63 5
                                    

Tabağımdaki son zeytini de yedikten sonra masadan kalkarak odama doğru yürümeye başladım. Merdivenlerden çıktıktan sonra odama girdim. Bu gün Kuzey hafızamı yerine getireceğini söyledi. Beni bir yere götürecekmiş. Şimdi onun için hazırlanıyorum. Dolabıma baktığımda bu kıyafetlerin çoğunu hatırlamıyordum. En sevdiğim şortum yoktu veya en sevdiğim t-shortüm aynı zaman da diğer şortlarım. Odamdan çıktığım gibi koşarak aşağıya indim ve bağırarak

"Kuzey benim şortlarım nerede?" diye bir soru sordum. Kuzey bir anda gülmeye başladı. Ben daha çok sinirlenirken ona cevap bekliyorum bakışı attım. Kuzey gülerek

"Hepsini yaktım. Aaaa yoksa hatırlamıyor musun?" dedikten sonra daha çok gülmeye başladı. Tam Kuzey in odasına gidip bütün kıyafetlerini keseceğim sırada Poyraz sözleriyle beni durdurdu.

"Merak etme sen de onun kıyafetlerini kestin." gülme sırası bana geçtiğinde Kuzeye piç smile atıp odama çıktım. Mecburen şort giyemeyeceğime göre ben de mavi jean pantolonumla beyaz t-shirt lerimden birini giydim. Aşağıya indiğimde Kuzey hala yemek yiyordu.

"Kuzey hadi akşama kadar mı yiyeceksin." dediğimde Kuzey ayağa kalktı ve kendini göstererek

"Bir Kuzey ATEŞ kolay olunmuyor canım." dedi ve kapıya doğru ilerledi. Ego yığını başka ne olacak. Bende onu takip ettim. Arabaya ilerlerken o sürücü koltuğuna geçti. Ben de nedendir bilmiyorum arka koltuğa geçmek yerine ön tarafa geçtim. Kuzey bana doğru bakıp sırıttıktan sonra arabayı son hızla sürmeye başladı. Korktuğumu belli etmemeye çalışarak ya da çok belli ederek bilemiyorum şu an kemerimi taktım. Kuzey arabayı bir anda durdurdu. Kemerim sayesinde ön cama yapışmaktan kurtulmuştum. Arabadan indi. Bende kemerimi çıkardıktan sonra arabadan indim. Bir barın önündeydik. Kuzeye anlamayan bakışlarla baktığımda Kuzey

"Sadece bu yılı hatırlayamıyorsun. Doktorun dediğine göre olayları en sondan en başa geri sarmamız gerek." dedi ve bana barı gösterdi. Önden yürüyerek barın girişindeki adamlara bir şeyler söyledi. Adamlar kafalarını salladıktan sonra kapıyı açtılar. İçeri girdiğimiz de etraf çok sıcaktı ve bu yetmezmiş gibi bir de her yer sigara dumanıyla kaplıydı ve aşırı derecede alkol ve ter kokuyordu. Etraf dans eden insanlarla doluydu. Kuzey kimseye çarpmadan yürürken ben herkese çarpıyordum. Bar masasına geldiğimizde Kuzey bar taburelerinden birine oturdu. Ben de yanındakine oturdum. Kuzey barmenle konuşurken ben etrafı inceliyordum. Bir adamla göz göze gelmiştik ve bana gülerek içkisini kaldırmıştı. Ona hiç tepki vermeden Kuzeye döndüm. Kuzey kendine bir içki söylemiş ve onu içiyordu. İçerideki ter kokusu artık midemi bulandırmaya başlamıştı. Kuzeye

"Lavabo nerede?" diye bir soru sorduğumda kafasıyla bir yeri gösterdi. Gösterdiği yere baktığımda lavabo yazan yeri gördüm. Bar taburesinden kalkarak oraya doğru ilerledim. Kapıda öpüşen iki kişi vardı. Onlara hiç bakmayarak yanlarından hızlı bir şekilde geçtim. Tam kızlar tuvaletinin önüne gelmiştim ki birinin omzumdan geri çekmesiyle duvara yapıştım. Bu bana gülümseyen adamdı.

"Bu güzellik ne böyle. Geceliğin ne kadar? Söyle önüne servetimi sereyim." dediğinde adamı iki omuzlarından iteledim. Adam yere düştüğünde benim düşürdüğümü sanmıştım ama adamı, adamın üstüne çıkıp yumruk yağmuruna tutan Kuzey in düşürdüğünü anlamam çok uzun sürmedi. Kuzeye

"Yeter. Hadi gidelim." diye bağırdığımda Kuzey adama son bir kez daha vurduktan sonra adamın üstünden kalktı ve elimden tuttuğu gibi dışarı çıktık. Sürücü koltuğuna bindikten sonra aklına bir şey gelmiş gibi arabadan indi ve barın yanındaki sokak benzeri bir yere doğru ilerledi. Bende onu takip ettim. Kuzey çenesini yavaş yavaş sıkarak bir şeyler anlatmaya başladı

"İşte burada seni bir herif daha yeni ki gibi sıkıştırmış. Arabasına doğru götürürken Burak seni adamın elinden kurtarmış. Şu an Burak kim diye sorma. Işte daha sonra sen korktuğun için sana sarılmış. O sırada da ben geldim ve sizi öyle görünce sizi ayırdım ve Burak ı yumruklamaya başladım. Burak beni iteledi ve senin yanına koştu. Ben de o zaman senin düşüp başını vurduğunu anladım. O kadar salaksın ki daha düz yolda bile yürüyemiyorsun. Adamdan kaçmaya çalışırken düşüp topuğunu kırmışsın. Ben seni Burak tan ayırınca da kırık topuğuna basarak düşmüşsün. İşte sonrasını biliyorsun."

"Hey ben salak değilim."

"Nazlı bu kadar şey anlattım oraya mı takıldın?" dediğinde haklıydı ama ben salak değildim.

"Olabilir ama ben salak değilim. Sensin o salak." dediğim de Kuzey sabr dilendikten sonra arabaya doğru yürümeye başladık. Arabaya bindiğimiz de ikimiz de konuşmuyorduk. Eve geldiğimizde Poyraz evde yoktu. Kuzey beni salona getirdi. Bana

"Bu gün bir şeyler hatırladın mı?" diye sorduğunda hayır anlamında başımı salladım. Kuzey bana doğru yaklaştı. Elini belime koyduğunda irkildim. Yüzünü yüzüme yaklaştırırken

"Belki bu hatırlamana yardımcı olur." dedi ve dudağını dudağıma değdirdiğinde onu son gücümle iteledim. Benim gücüm çok fazla etki etmese de kendi isteğiyle geriye çekilirken bana anlamıyorum bakışı attı. Bende

"Üzgünüm. Bak gerçekten pfff yapamam seni hatırlamıyorum. Lütfen anla beni" dedim ve konuşmasına fırsat vermeden merdivenlere doğru koşmaya başladım. Direk odama girdikten sonra üstümü çıkarmadan direk yatağa atladım. Yorganı tepeme kadar çektikten sonra uykuya daldım.

*****************

Aynı adamı tekrar takip ediyordum. Bu sefer ayağımda bir topuğu kırılmış bir ayakkabı vardı. Adam köşeyi döndükten sonra bende döndüm. Genç bir adam beni duvarla kendi arasına sıkıştırdı. Onu yumrukluyordum ama bir fayda sağlamıyordu. Adam geriye çekilirken saçım da ve kolumda hissettiğim acı tarif edilemezdi. Biri adamı yumrukluyordu. Bir anda geriye doğru savruldum. Kırık topuğumun üstüne basıp düşerken takip ettiğim adamın şapkasını gördüm.

Sert OdunumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin