Medya çok hoşuma gitti niyeyse :) pek alakası yok ama Harp kapısı açıldığında oluşan büyü çemberi olarak düşünebilirsiniz :)
Laxus'un ağzından;
Gözlerimi araladım. Ben ne ara uykuya daldım? Başımı kaldırdım bana hayran hayran bakan bir Freed gördüm. Yanında ise Lucy'e endişeli gözlerle bakan Bickslow'u gördüm. Lucy'e baktığımda ise uyuyordu. Belli ki yine üşümüştü üstünü kürkümle iyice örttüm. Biraz durduktan sonra midemin bulanmadığını fark ettim. Lucy sayesinde miydi? Ama nasıl? Trenin durmasına birkaç saat vardı o zamana kadar biraz daha uyumaya karar verdim ve gözlerimi kapadım. Freed'in sesiyle uyandım. Kin no Hikari'ye geldiğimizi söyledi. Garip bir şekilde bana bu şehir Lucy'i çağrıştırıyor.
(Yazar Notu; Kin no Hikari; Altın Işık demekmiş. Laxus burada Lucy'nin altın anahtarları ve büyüyü kullandığında oluşan ışık nedeniyle benzetiyor.)
Lucy'e baktım, Bickslow onu uyandırmaya çalışıyordu ama uyanmıyordu. Görevli trenin geri dönmek üzere kalkacağını söylediğinde mecbur Lucy'i kucağıma almış ve trenden inmiştim. Bickslow ve Freed'de arkamdan indi. Bir süre sonra yolda gördüğümüz bir ağacın altına oturduk, hala Lucy'i uyandırmaya çalışıyorduk. Sonunda Bickslow durdu ve
-Bir şifacı bulmamız gerek, hem de acil! (Bickslow) dedi. Freed ve ben birbirimize bakıyorduk ve Bickslow'un sesiyle kendimize geldik.
-ACİL DEDİM! (Bickslow) diye bağırdı ve devam etti "ruh büyülerinden anlayan biri olursa iyi olur" dedi.
Freed'e tam gitmesini söyleyecektim ki, bir ses bana engel oldu.
-Are ? Biz trende değil miydik? Neredeyiz biz? (Lucy) dedi, biz ise ona şaşkın şaşkın bakıyorduk.
-Lucy sen iyi misin? (Bickslow)
-İyiyim biraz üşüyorum ama son günlerde sık sık oluyor, sorun değil yani. (Lucy)
-Bir şifacıya görünsen iyi olacak. (Bickslow)
-Gerek yok. Gerçekten iyiyim. Bu arada beni buraya kim getirdi? (Lucy)
-Laxus'un o güçlü kolları arasında geldin buraya. (Freed) dedi ve Lucy'e garip bir bakış atıyordu. Lucy kalktı ve önümüzde eğilip
-Özür dilerim sizi zahmete soktum ve teşekkür ederim Laxus (Lucy) dedi ve gülümsedi.
-Sorun değil. Dedim tam görevi iptal ettiğimizi söyleyecekken arkamızdan bir kız konuştu.
-Fairy Tail büyücüleri mi? (kız) dedi.
Lucy'nin ağzından;
-Fairy Tail büyücüleri mi? Diye sordu bir kız. Kızın uzun siyah saçları koyu kırmızı gözleri vardı. Açıkçası güzel ama ürkütücü bir havası var. Cevabımızı beklemeden "Beni takip edin lütfen" dedi.
-Sen kimsin? (Laxus)
-aa doğru, kendimi tanıtmadım değil mi? Beni adım Akane. Size görevi veren kişi benim dedem olur. Beni takip edin lütfen (Akane) dedi.
-Görevden önce bir şifacı bulmamız gerekli. (Bickslow) dedi ben iyiyim dememe kalmadan kız,
-Evimizde bir şifacı var zaten. Lütfen takip edin (Akane) dedi. Laxus'a baktım ve onay alınca kızı takip etmeye başladım, Laxus, Freed ve Bickslow'da arkamızdan geliyordu. Eve geldiğimizde ne olduğunu anlayamadığım bir huzursuzluk sardı içimi. Ev ormanın içindeydi ve etrafında başka ev ya da insanda görünmüyordu. İçeri girdik yaşlı bir adam ve Akane beni alıp bir odaya götürdüler. Diğerlerini ise içeri almadılar. Birkaç dakika sonra dışarı çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saf Ruh
Фэнтези"Sen kimsin?" ..... "neden canım bu kadar çok acıyor?" ..... "cevap versene!!" "Küçük Heartfilia kızı bu senin kaderin. bundan kaçamazsın." "ne demek kaderin? kaderim olan neymiş?!" "senin gibi saf sevgiye inanmış aptalların sonu bu, tıpkı annen...