Lucy'ler loncaya gelmişti. Gelmesiyle Cobra'nın üstündeki kokuyu fark etmesi bir oldu.
-Bu imkansız. (Cobra) gözleri kocaman açılmış Lucy'e bakıyordu. Lucy anlaşmıştı.
-Mezarlığa gitmiştim. Ölü gibi kokuyor değil mi? (Lucy)
-Mezarlık mı? Mezarlıkta ne yaptın? (Gerard)
-Hiç annemle ilgili bir şeyler vardı. Kapıyı kapamama yardımcı olacak şeyler. (Lucy)
-Kapıyı kapadın mı yani? (Cobra)
-Evet. Ama kesin bir çözüm bulamadım daha. (Lucy)
-O zaman ruhun niye hala burada? (Cobra)
-Kendi gücüyle çıktı yardıma ihtiyacım olursa diye. (Lucy)
-Lucy odaya çıkalım lütfen dinlenmen gerekli. (Mavis)
-Peki birinci. (Lucy) hızla odaya çıktılar.
-Diğerleri gelmeden üzerimizdeki kokudan kurtulmalıyız. (Mavis)
-Evet. (Lucy) Lucy üzerindekileri değiştirdi ve parfümünden bolca sıktı. Ejder burnu hafife alınacak bir şey değildi sonuçta.
-Aşağı inelim mi? (Lucy) Mavis evet anlamında başını sallamış ve loncaya inmeye başlamışlardı. Yavaş yavaş ustanın göreve gönderdikleri de geliyordu. Laxus'lar loncaya girmişti.
-İhtiyar Freed'i niye çağırdın? (Laxus)
-Yardımına ihtiyacımız vardı. (Makarov)
-Ne yardımı? (Laxus) usta söyleyip söylememekte tereddüt etti.
-Bana yardım etti. Kapıları kapatamıyordum. (Lucy)
-Ne? Ne demek kapatamıyordum? (Laxus)
-Büyü gücüm tükeniyordu. Neyse şimdilik iyiyim. (Lucy)
-Şimdilik mi? İyi olacak mısın? (Laxus)
-Evet merak etme. Onu bunu bırakta sevgili abiciğim, Mira niye yine somurtuyor? (Lucy) Lucy'nin tek gözü seğirmeye başlamıştı. Laxus ise yutkunmakla yetindi. Lucy derin bir nefes vererek,
-Tek başına bir şey yapamaz mısın sen? (Lucy) kalktı ve Mira'nın yanına doğru yöneldi ama son anda fark ettiği şey ile geri çekildi.
-Yine mi? Diye mırıldandı. Gözleri kararıyordu. Gördüğü en son şey ise ona doğru koşan Laxus oldu.
Lucy'nin ağzından;
Yine buradayım. Bu sefer neden?
-Anna? ... Anna!? ... Neredesin? ... Yine niye buradayım? ... Kime diyorum?... Nerede bu kadın? (Lucy) o ıssız yerde beklemeye başladım. Belki bir nedenden ötürü getirmişti beni ama eminde değildim. Anna neredeydi hiç bilmiyordum, tek bildiğim uyandığımda hiç hoşuma gitmeyen şeyler olacağıydı. Hep böyle olmuştu. Yavaşça gözlerimi araladım ve etrafıma baktım. Ahh yine revirdeydim. Etrafıma bakındım ama kimse yoktu. Neden? Gin ve Mikie beni yalnız mı bırakmıştı? Yada Laxus neredeydi? Revirden çıkıp loncanın merdivenlerini çıkmaya başladım. Sesler geliyordu. Loncadakilerin sesleri arada tanımadığım bir seste vardı. Niye bilmem ama ses tanıdık geliyordu. Sonunda loncadakilerin yanına geldiğimde yabancı birini gördüm. Çok yakışıklıydı. Bir insanın olamayacağı kadar yakışıklı. Büyü gücü m-muazzam. Bekle bu büyü gücü?-Bir Tanrı? (Lucy) bunu söylediğimde herkesin bana bakmasına neden olmuştum.
-Büyücü? Erken uyandın. İyi misin? (???) buda kim? Niye ona çekiliyormuş gibi hissediyorum? Bu lila saçlı adamda kim? Bana doğru yaklaştı ve boynuma başını koydu. Ne başını mı koydu!? Gözlerim fal taşı gibi açılmış olmalı. Neler oluyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saf Ruh
Fantasy"Sen kimsin?" ..... "neden canım bu kadar çok acıyor?" ..... "cevap versene!!" "Küçük Heartfilia kızı bu senin kaderin. bundan kaçamazsın." "ne demek kaderin? kaderim olan neymiş?!" "senin gibi saf sevgiye inanmış aptalların sonu bu, tıpkı annen...