Lucy nefes alamıyordu. Gin ise öfkeyle Lucy'e bakıyordu. Diğer üyelerde gelmişti artık. Herkes şaşkınlıkla bakıyordu. Sonunda Mira dayanamayıp Gin'e saldırdı ama yaklaşamıyordu bile. Gin sonunda Lucy'nin yüzüne baktı ve gördüğü şeyle ne olduğunu düşünmeye başladı. Lucy'nin gözlerinden yaşlar geliyordu ve bir yere sabit bir şekilde bakıyordu. Baktığı yere bakınca Gin şok oldu. Lucy'nin boynunu yavaşça bıraktı ve Bakemono'ya baktı. (Medyayı dinlemeye başlayın lütfen)
-Ne oluyor? (Gin)
-O kız onu kurtarmak için önüne atladı. (Bakemono) Gin özür dilermiş gibi Lucy'e bakıyordu ama Lucy Juvia'dan başka bir yere bakmıyordu. Usul usul gözlerinden yaşlar aksa da, duygusuz bakıyordu.
-Karanlığa çekildi yani öyle mi? (Gin)
-Bilmiyorum. Başta bende öyle düşünüyordum ama içinde hala aydınlık var. Hissedebiliyorum. (Bakemono) Lucy'e bakıyorlardı. Hiç kimse hiç bir şey diyemiyordu. Sonunda Lucy Juvia'nın yanına eğilerek onu kucağına aldı, sanki çok hafifmiş gibi hiç zorlanmadan taşıyordu. Lucy kucağında Juvia ile en önde arkasında Bakemono ve Gin, en arkada ise diğerleri geliyordu. Karşıdan Meredy koşarak onlara doğru geliyordu.
-Millet gelin buradalar. Sonunda sizi bul- (Meredy) gözlerini kocaman açmış
-Juviaaa! (Meredy) Gray arkadan geliyordu, sesi duyunca koşarak geldi ve kucağında Juvia olan kanlar içindeki Lucy'i gördü. Yanına doğru geldi, Lucy Juvia'yı yavaşça yere koydu. Gray kıpırdayamıyordu, dokunmak istiyor dokunamıyordu, ağlamak istiyor ağlayamıyordu. Lucy dizlerinin üstünde duruyordu, onunda kalkacak hali yoktu. Wendy ve Sherria Juvia'nın yanına geldi. Öldüğünü bilmelerine rağmen yinede iyileştirmeyi denediler. Natsu ise Gray ve Lucy'ye bakıyor, hangisinin yanına gitmesi gerektiğini bilmiyordu. Gray Juvia'ya sarılmış ağlıyordu. Lucy ise Juvia'nın cesedine bakıyor, usul usul ağlıyordu. Wendy ve Sherria'nın yaralarına bakmasına izin vermiyordu.
Lucy'nin ağzından;
Juvia benim yüzünden öldü. Beni korumak için, Gray'e ne demem gerekiyor? Hiç bir şey yapamıyorum. Karanlığı kabul ettim. Dostlarımı korumak için karanlığı kabul ettim. Ben birilerini öldürdüm. Dostlarım benden korkuyor. Gin benden nefret ediyor. Beni öldürmeye çalıştı. Ben ölmeliydim.
-Hayır. (??) zihnimdeki bu seste ne?
-Bakemono? Hayır bu kadın sesiydi. Kimsin? (Lucy)
-Benim kim olduğumu zamanı gelince öğreneceksin. (??)
-Ne diyorsun? Kimsin sen? Nasıl sesini duyabiliyorum? (Lucy)
-Ben senin içindeyim. Beni o kitap dostun bile göremez. (??)
-Ne istiyorsun? (Lucy)
-Arkadaşın için henüz geç değil. (??)
-Ne? Juvia mı? (Lucy)
-Evet ona yardım edebilirsin. (??)
-Nasıl!? Nasıl yapacağım? (Lucy)
-En başta öğrenmen gereken bir şey var. Karanlıktan korkma Lucy. Işık ne kadar güçlüyse her zaman içinde karanlık vardır. Onu uzaklaştırmak yerine onu kabullen. (??)
-Ama karanlık yüzünden katil oldum ben. (Lucy)
-Karanlık yüzünden değildi Lucy. Koruma iç güdün yüzündendi. Karanlık sadece sana koruman için güç verdi. (??)
-Ben.. bilmiyorum. Onları öldürmem gerekmezdi. Durdurabilirdim. (Lucy)
-Durduramazdın Lucy. Onları öldürmeden durduramazdın. Arkadaşın için fazla vaktin yok. (??)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saf Ruh
Fantasy"Sen kimsin?" ..... "neden canım bu kadar çok acıyor?" ..... "cevap versene!!" "Küçük Heartfilia kızı bu senin kaderin. bundan kaçamazsın." "ne demek kaderin? kaderim olan neymiş?!" "senin gibi saf sevgiye inanmış aptalların sonu bu, tıpkı annen...