kendi içinde sıkışıp kalmış

153 19 8
                                    

Kültürel eksiklikle bütünleşmiş beyinlerin şairi olmak isterdim. Tanrı olmak yani. Şuanda mantıklı düşünemiyorum. Mantıklı düşünsem, tanrı olmak istemezdim. Yapayalnız ve yalnızlığından neler yapacağını şaşırmış biri. Mükemmel. O kadar mükemmel ki, kimse ona denk değil. Bir hareketiyle her şeyi yakıp yıkabilecek, sonsuz yalnızlığa mahkum biri. Kulağa kötü ve ebedi bir ızdırap gibi geliyor değil mi?

Kültürsüzlüğe ve cahilliğe dayanamıyorum. Midemi bulandırıyor. Ya, değer vermek nedir bilmeyen insana ne demeli? Ürküyorum onlardan. Bence insan öyle şahsiyetlerden ölümüne kaçmalı. Ama sonra düşünüyorum da, nereye kadar? Veya, ya onlardan birine dönüşürsek? Herkesten kaçabilirsin ama ya kendinden? Kaçabilir misin kendinden onlardan kaçtığın gibi? Biraz zor gibi.

Ben bir kendimden bir de senden kaçamadım, Zemheri. Hisler konusunda o kadar cahildim ki, sonum buz gibi soğukta yanmak oldu. Kaçamadım soğuktan. Soğuğun beni hissizleştirmesi gerekirdi ve öyle de olacaktı. Eğer onunla tanışmasaydım.

Sanırım bu durumda sen de benim tanrım oluyorsun? Hayır, kesinlikle seni yüceltmek değil bu. Aksine sana acıyorum. Bu cahil kul, senin mükemmelliğinden çıkmış. Hata yapmayan tanrı, hata yapmış. Gerçeğiyle benziyorsunuz. O da hata üstüne hata yapmış. Onun en büyük hatası bizi yaratmaktı, seninkinin ruhumu benimle tanıştırman olduğu gibi. Bence tanrı bizi hiç yaratmamalıydı. Bence ben ruhumla hiç tanışmamalıydım. Tanışmasaydım, şimdi çıkmak için zorlamazdı bedenimi. Çığlıklar hiç olmazdı.

Milenka adındaki bir şairden bir şiir okumuştum. Şiirinde şöyle diyordu;

"Özgür kalsa ruhumuz
Her şey susar belkide."

Derimi parçalayan, ruhumun tırnak izleri. Akciğerlerimi patlatmaya çalışan o zehirli hava, ruhumun nefesleri. Bak elleri kan revan içinde. Bak yorgunuz ikimizde. Her neredeysen lanet olası, dön ve bak bana. Ruhum benim katilim olmadan bir şeyler yap! Bir kere olsun benim için bir şeyler yap! Boğazımdan yükselen hıçkırıklar, ise ruhumun çığlıkları. Özgürlük! diye bağırıyor, bak.

Başka bir şiirini yazayım Milenka'nın sana;

"damarlarımdaki kan
ruhumdaki ebediyet
çalkalanıyor
özgürlük için
benliğimdeki kelimeler
beynimdeki çoşku
hepsi
özgürlük için
ne güzel şey
özgür hissetmek
havayı yakalamak gibi
işte gerçek aşk bu
özgür hissetmek
bir gün
aşık olacağım
özgürlük gibi hissettirene
çünkü atılmış temellerim özgürlük ile"

Ben özgürlüğümü kısıtlayan, beni hapseden bir adamı sevdim. Ve işte dediğim gibi sonum soğuğunda yanmak oldu. Şimdi ise havayı yakalıyorum. Onunla.

-Kendi içinde sıkışıp kalmış.

Hayal gücümün sınırlarını zorluyorum yine. Şair? Keşke.

ZemheriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin