"Ne zaman geleceksin? Söyle! Ne zaman?
Ben senden vazgeçtiğimde mi?
Yoksa senin benden vazgeçtiğini düşündüğümde mi?"Mizgink63.
ve gripin'in şarkısı. Kesinlikle dinleyin ^-^
¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿¡¿
Aydan'dan...
"S-Sarp."
Dudaklarımdan, benden bağımsız dökülmüştü, bu kelime...
Günler sonra ki ilk kelimemn
Ve bu kelime de; 'artık değer vermiyorum.' dediğim; değer verdiğim kişinin ismiydi...Uzun zamandır konuşmadığım için sesim, pürüzlü ve kısıktı.
Ve şuan bunun kimsenin umrunda olmadığını düşünüyordum. Ama yanılmışım..."K-konuşuyorsun."
Onunda dudaklarından çıkan tek kelime buydu. Tıpkı benim sesim gibi, onunki de kısık ve pürüzlüydü.
Gözlerime bakıyordu, boş bir şekilde. Cevap vermedim. Gözlerimi, yüzünde ve vücudunda gezdirdim.
Berbat görünüyordu. Sarp'ı tanıdığım günden beri ilk defa böyle görüyordum. Yüzü kanlar içindeydi. Koluna bir şeyler batırılmıştı, kan parmaklarının içine kadar akmıştı ve kurumuştu.
Dilime tuzlu tat gelene kadar ağladığımı bilmiyordum.
"Aydan, kalk."
"Aydan! Kendine gel! İzin ver, Sarp'ı hastaneye götürmeliyiz. Durumu çok kötü."
Birileri, bana sesleniyor, bir şeyler söylüyordu. Ama ben, hiçbir şey anlamıyordum.
Kolumdan tutulup kaldırıldım. O an Sarp'ın koluna bir mengene gibi yapıştığımı yeni anladım.
Babam, yavaşça Sarp'ı kaldırdı ve koltukta uzanması sağladı.
Kendime birazcık geldiğimde, etrafımdaki şeyleri yeni yeni algılamaya başladım. Annem ile Pınar ağlıyordu. Babam ise Sarp'la ilgileniyordu.
Evin yakınında siren sesleri yankılandığında babamların, ambülânsı çağırdığı anladım.
Bir süre sonra kapı hızla çalındı. Hizmetçiler hemen kapıya koştu. Birkaç saniye sonra beş altı sağlık görevlisi bir sedye ile salona girdi. Sarp'ı dikkatli bir şekilde sedyeye koydular ve hızla çıkışa yürüdüler.
Ben, hala olayın şokunu biraz olsun üstümde hissediyordum. Hareket edemiyor, olayları dışardan izliyordum.
Babam, hızla yanıma yaklaştı ve yüzümü iki elinin arasına alıp alnımı öptü."Geçicek güzel kızım. Geçicek. Sen evde kal. Yeni çıktın hastaneden. Biz, seni haberdar ederiz."
Babamın söyledikleri, beni transtan çıkardı. Hızla babamın ellerinden kurtuldum.
"Baba, ne dediğini farkında mısın? Bana bunu söylemen bile hata. Bende geliyorum."
Babamın cevap vermesine izin bile vermeden, hızla çıkış kapısına koştum. Kapıdan çıktığımda an soğuk hava yüzüme çarptı. Bahçenin çıkış kapısının önünde, Sarp'ı sedye ile ambülânsa koyuyorlardı. Hızla oraya doğru koştum.
"Durun!"
Görevliler tam arka kapıları kapatırken, benim söylediğim ile durup bana baktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİS VE HİSSİZ
Teen Fiction(EŞSİZ ÇİÇEKLER serisi-1) NOT: Serinin kitapları birbirinden bağımsızdır! Yaşananlar önemli değildi. Yaşatanlar ve geride bırakılan darmaduman olmuş hisler önemliydi. *** Denizin dalgaları, beni anlatmak için var sanki... Ba...