Gültepe' de Nikah✊

121 6 2
                                    

"Uyandı! Uyandı!" diye bağırdı Berrin. Herkes cama yapıştı. "Çok şükür!" dedi Can. Doktor hemen geldi ve Selim' i kontrol etti. Selim kafasını çevirdi ve camın arkasındakileri gördü. Herkes sevinçle el salladı. Selim' de zorlukla gülerek el salladı. Doktor dışarı çıktı. "Durumu nasıl?" dedi Can. "Gayet iyi. Odaya alıyoruz. Biraz ağrıları olabilir o kadar" dedi doktor ve gitti. Ebru Maya' ya baktı. Hala uyuyordu. Berrin Ebru' nun omzuna dokundu ve "Oda uyanıcak" dedi.

Barış Urfa' ya gelmişti. "Böyle birden evleniyoruz kimsenin haberi olmadan ama.." dedi Barış. "Sen benimle evlenmek istemiyo musun?" dedi Dolunay. "İstiyorum ama.." dedi Barış. "O zaman boşver" dedi Dolunay. O sırada Baran ve Nazlı geldi. "Al bakalım Barış. Bu benim damatlığım" dedi Baran. "Yok abi ya senden önce giyemem" dedi Barış. "Oğlum ne fark eder al işte" dedi Baran. "Sağolasın" dedi Barış. "Al Dolunaycığım" dedi Nazlı. "Bu ne?" dedi Dolunay. "Nişanımda giydiğim elbisem" dedi Nazlı. "Ay yok sağol ben böyle iyiyim" dedi Dolunay. "Al işte kızım ya. En azından gelinlik giymiş gibi olursun" dedi Baran. Dolunay zorla elbiseyi aldı ve gelin odasına gitti. Nazlı giyinmesine yardım etti. Dolunay son kez Maya' yı aradı ama telefonu yine kapalıydı. Artık yapıcak bişey yoktu. Nikah şahidi mecbur Nazlı olucaktı. "Çok güzel oldun" dedi Nazlı. Dolunay aynadan kendine baktı. Saçları dalgalıydı. Makyajı harikaydı. Saçında gümüş bir taç vardı. Elbiseside bembeyaz yere kadardı. O sırada kapı çaldı. "Hadi hazır mısınız?" dedi Baran. "Evet aşkım geliyoruz" dedi Nazlı. Baran kapıyı kapattı ve gitti. "Bak Dolunay beni sevmiyosun biliyorum ama sana bikaç bişey söylemek istiyorum" dedi Nazlı. "Söyle" dedi Dolunay. "Evlilik çocuk oyuncağı değil. Neden evleniyosun bilmiyorum ama böyle ani olduğuna göre önemli bişey" dedi Nazlı. "Ee?" dedi Dolunay. "Sonradan pişman olucağın bişey yapma" dedi Nazlı. Nazlı' nın bu sözü Dolunay' ı kalbinden vurmuştu. Ama yapmak zorundaydı. "Can beni istemedi" diye düşünerek "Pişman olmayacağım" dedi ve kapıdan çıktı.

"Yine öldüremediler bizi" dedi Arda gülerek. "Biz bir ölür bin diriliriz oğlum" dedi Selim zorlukla. "Ya konuşturmayın şunu dinlensin" dedi Berrin gülerek. "Kaç gündür uyuyo zaten" dedi Can. "Maya nasıl?" dedi Selim. "Hala yoğun bakımda" dedi Berrin. "Maya' yı görmek istiyorum" dedi Selim ve ayağa kalkmaya çalıştı. "Hayır! Dinlenmen lazım!" dedi Berrin. "O kız benim yüzümden orda!" dedi Selim. "Tamam tamam dur. Tekerlekli sandalye alıp geliyim" dedi Osman ve gitti.

Melis ve Yelda' da hastaneye geldi. "Ebru teyze! Selim mi uyandı?" dedi Melis heyecanla. "Evet canım" dedi Ebru. "Oh be!" dedi Melis. "Darısı Maya' mızın başına" dedi Yelda. "İnşallah" dedi Ebru. O sırada tekerlekli sandalyeyle Selim geldi. Her tarafı yara içindeydi. "Geçmiş olsun" dedi Melis. "Sağol Melis. Maya nerede?" dedi Selim. "Burda" dedi Melis camın arkasını göstererek. Selim zorlukla ayağa kalktı ve Maya' ya baktı. "Benim yüzümden" dedi sessizce ve ağlamaya başladı. "Noldu o gün?" dedi Osman. "Solcular saldırdı ne olucak!" dedi Selim. Mert Selim' in üzerine saldırdı ve "Lan seni gebertirim! Senin yüzünden mi Maya burda?" dedi. Birden kavga çıktı. "Hayırdır lan sana?" dedi Arda. "Sanane lan?" dedi Mert. Can Mert' e yumruk attı. "Çocuklar! Kesin şunu! Burası hastane!" dedi Ebru. "Hadi Selim' i odasına götürün" dedi Berrin. Selim' i sandalyeye oturtturdular ve gittiler. Berrin ve Melis, Mert' e ters ters baktı.

Nikah bitmişti. Artık Dolunay ve Barış evliydi. "Hayırlı olsun" dedi Baran. "Sağol" dedi Barış. Dolunay hiç mutlu görünmüyodu. "Maya gelmedi diye mi böylesin?" dedi Barış. "Hiç kimse gelmedi" dedi Dolunay. "Çünkü acele ettik" dedi Barış. "Her neyse biz gidiyoruz" dedi Baran. "Teşekkür ederiz" dedi Dolunay. Baran gülümsedi ve Nazlı' yla gittiler. "Ben İstanbul' a gidip evimizi falan halledicem. Senide alırım burdan işim bitince" dedi Barış. "Tamam" dedi Dolunay. Barış Dolunay' ın dudağını öptü ve gitti. Dolunay olduğu yerde oturdu ve ağlamaya başladı.

Ertesi gün Selim taburcu oldu. Berrinlerin evine getirdiler. "Sana burda ben bakıcam. Düştün elime!" dedi Berrin ve Selim' i öptü. "Canıma minnet!" dedi Selim ve güldü. "Hadi abi biz kaçtık" dedi Can' lar ve gittiler. Sadece Osman kaldı. Can giderken Dolunay' ın odasını gördü. Cebinden telefonu çıkardı. Tam arıyacakken vazgeçti ve telefonu geri cebine koydu. "Ben yiyecek bişeyler hazırlıyım" dedi Berrin ve mutfağa gitti. O sırada kapı çaldı. Melis kapıyı açmaya gitti. Gelen Yelda' ydı. "Anne?" dedi Melis. "Nasılsın diye bakmaya geldim kızım" dedi Yelda. "İyiyim iyiyim. Gelsene" dedi Melis. Selim' le Osman' da sohbet ediyordu. "Kaza yaptığını duyunca aklıma Soner geldi. Onun gibi sanada bişey olucak diye çok korktum" dedi Osman. "Korkma sizi bırakır mıyım ben?" dedi Selim. "Soner' i çok özlüyorum" dedi Osman. "Soner sen mutlu ol diye gitti" dedi Selim. "Nasıl?" dedi Osman. "Sen Melis' e kavuş diye kendi kendini ölümün önüne attı" dedi Selim. "Abi sen ciddi misin?" dedi Osman. O sırada konuşmaları Yelda duymuştu.

Ebru ve Melda hala Maya' nın uyanmasını bekliyordu. "Yorgunluktan mahvoldun" dedi Melda. "Kızım için" dedi Ebru. "Selim' ler bu hastanenin parasını nasıl ödediler" dedi Melda. "Ben ödedim" dedi Ebru. "İyi yapmışsın" dedi Melda. "Ya anne ne gerek vardı? Kendisi çalışıp ödeseydi. Maya' nın burda olmasının suçlusuda o zaten!" dedi Mert. "Of Mert bi sus!" dedi Ebru ve çantasınıda alıp aşağı indi. Banklardan birine oturdu ve ağlamaya başladı. O sırada telefon çaldı. Arayan Dolunay' dı. "Efendim Dolunay" dedi Ebru ağlamaklı bi sesle. "Maya nerde Ebru teyze? Şuan ona çok ihtiyacım var" dedi Dolunay ağlayarak. Ebru daha fazla kendini tutamadı ve olanları Dolunay' a anlattı. Dolunay bir süre sessiz kaldı. O sırada yanına Baran geldi ve "Noldu?" dedi. Dolunay sessizce "Maya" dedi.

Gültepe ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin