8/ "Hırsız mı?"

2.5K 106 29
                                    

Keyifli okumalar. Multide Savaş var.

Hırsızlar mı? O değil de Evan nerede?

Maskeli adamlar bize doğru yaklaşmaya başladığında onu düşünmeyi bırakıp kendi canımın derdine düşmeye karar verdim ve Savaşı da orada bırakarak kapıya doğru hızla koştum. Fakat tam otomatik kapıdan çıkacakken biri tarafından çekiştirildim ve küçük bir nidayla beraber duvarla tanıştık. Sonra kafamda uçuşan yıldızlar falan...

Sırtım duvara sert bir şekilde çarptığında karşımda duran Evanı görünce şaşkına döndüm.

-"Hey! Neredeydin sen?" Niye sırıtıyor ki bu?

-"Çok mu merak ettin güzelim." Utana sıkıla başımı öne eğdim ve "Evet." diyebildim. Tam o esnada koridorun diğer taradından maskeli bir adam geçiyordu ki Evan ağzımı kapatmasaydı...
"Şhht." Dışarıdan gelen seslerle İstanbulun ayağa kalktığı belli oluyordu.

-"Ne yapacağız?"

-"Eğer sessiz olmazsan buradan kurtulamayacağız." Ona başımı sallayarak koridorun diğer tarafından yürümeye başladım. Arkaya baktığımda Savaş tuvalete saklanmıştı ve kafasını uzatmış etrafa bakarken o da beni gördü. Bana sen kaç ben iyiyim diye işaret ediyordu. Onun güvende olması biraz beni rahatlatmıştı. Ona rağmen korkuma yenik düşüyor,kendime engel olamıyordum. Bu kötü adamlar bizim farkımızda değildi ama dışarıdakileri gözetleyen adam ön girişi diğerleri de arka çıkışı kapatmıştı. Yangın çıkışı ise zaten tadilattaydı. Hiçbir şekilde hiçbir yerden çıkamıyor olmak hissi çok kötüydü.

Evan bana garajı işaret ediyordu. Doğru ya! Orada bir araba giriş çıkışı mevcuttu!
Duvarlardan sürüne sürüne ilerlerken iki tane maskeli adamın tam karşıdan geldiğini görmemizle beraber insanların eşyalarını bırakması için ayrılmış kilitli demir dolapların arasındaki küçük boşluğa girdik. Koridor kirişi kadar küçük olan bu yerde şu meteorla burun buruna durmak bende gülme ve utanma hissi uyandırsa da şimdilik etrafı dikkatlice inceleyerek yanımızdan geçen şu adamlar daha çok dikkatimi çekiyordu.

Adamın birinin aniden bu yöne bakması ile beraber başımı öne eğdim. Ben eğer eğmez başımın Evanın omzuna değmesi de bir oldu. Bu yüzden geri kaldırdığımda ise az daha öpecektik birbirimizi. Aramızda bir milim kadar nesafe olması ikimizin de nefesini hızlandırsa da çığlık atarak koridordan geçen bir insan topluluğu sayesinde irkildim.

Oradan çıkıp insanların arasına karışırken derin bir nefes aldım. Ellerim terlemişti. Heyecanlanmış mıydım yani? Yok canım. Ne münasebet!!

Koşan adamların üst kata çıkması ile beraber onlardan ayrıldık ve yine büyük bir ciddiyetle duvar kenarlarından ilerlemeye başladık. Macera filminde gibi hissetmem gülmeme sebep oluyordu. Bir de şu ciddi havalar! Ancak tam merdivenlere yaklaştığımız sırada merdivenden çıkan bir adam birden bize bakınca bir süre bakıştık. Bağırmamak için ağzımı kapattığımda Evan ile beraber olanca gücümüzle ters yöne doğru koşmaya başladık. Adam da arkamızdan koşarken açık gördüğümüz ilk kapıya yani asansöre bodoslama daldık ve adam arkamızda kalıp kahkahalarla gülerken asansörün içinde olan birsürü adamı görmemiz bir oldu.

Kaçacak mükemmel bir yer! Adamlar bön bön bize bakarken ve tabi biz de onlara bakarken sonunda biri konuştu.

-"Siz kimsiniz?" Ben tam cevap verecekken Evan çaktırmadan hafifçe beni çimdikleyerek durdurdu.

-"Biz de hırsızız." Adamın kaşlarını kaldırmasıyla hayatımda duyduğum en komik şeyi Evandan duymuş oldum. "Sivil hırsız." Adam bize şaşkın şaşkın bakıyordu. Evan bunu fark ederek yeniden saçmalamaya başladı.

Matematik ÖğretmenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin