❤ 13 ❤

84 10 2
                                    

Multimedyada Burak ve Kaan var. :) Yorumlarinizi ve oylarinizi bekliyorum.Iyi Okumalarr!❤


Ölüm!

Ne kadar herşey bitmiş gibi görünsede aslında o anda yalanlar biter ve gerçekler başlar.

Ölüm bir başlangıçtı.
Yaşlısı , genci , çocuğu , bebeği yoktu ölümün.

Ölümden korkar insanlar ve buna rağmen her an ölebilceklerini bildikleri halde sanki hiç ölmicekmiş gibi yaşarlar.

Ölüm öyle bir sonsuzluğa kapı aralıyordu ki , biz o nefisle kapanmış olan gözlerimiz yüzünden bu sonsuzluğu, bu rahmeti , bu güzelliği göremiyorduk. Ya da görmek istemiyorduk çünkü ölüm her ne kadar iyi insanlar için muhteşem bir ödül olsa da Allah ( c.c. )' nin verdiği nimetlere isyan edenlerin azabı olacaktı.

Çoğu insanın korktuğu şey ölüm değildi aslında, Ölümlerdi! Nasıl, ne şekilde , nerede, ne zaman , kiminle ölecegimizi bilmiyorduk. Ama her zaman bir şeyi unutuyorduk. " Ölüm güzel olmasaydı , ölür müydü Peygamber ( s.a.v. ) ? "

Burak'ın sesi beynimde yankılanıyordu adeta. Tuttuğum nefesimi dışarı rahat bir şekilde verdikten sonra yutkundum ve bir anda dilimden sözcükler dökülüvermişti.

- " Sakin ol Burak." Bir kaç saniye sustuktan sonra tekrar konuşmaya başladım. "Sanırım bayılmış. " Burak'ın ağlayan gözleri bir anda parlamış ve üzüntüden döktüğü göz yaşları mutluluk göz yaşlarına dönüşmüştü. Burak aniden durduğu yerden Şeyma'nin yanına gelerek Seyma'nin yüzünü okşadı ve bir anda Şeyma'yı kucağına alıp dışarı çıkmıştı . Nereye gidiyordu bu çocuk? Arkasından bende oturduğum yerden kalkarak Burak'ı takip etmeye başladığımda Onur beni durdurup Burak'ın nereye gittiğini sorunca bilmediğimi söyledim ve hızla Burak'ın gittiği yöne doğru gitmeye başladım. Onur , Esra ve Devran'ın arkamdan geldiklerini hissedebiliyordum.

Üst kata çıktığımızda Burak kucağında Şeyma ile güvenlik gorevlisi ile konuşuyordu. Biraz daha yanina yaklaştığımda güvenlik görevlisi hızla duvar kenarına yaslanmış, mavi ve büyük masasının sol çekmecesinden telefonunu çıkarıp numaraları tuşlamaya başlamıştı. Sanırım ambulansı arıyordu. Güvenlik görevlisi telefonda adresi verirken bende Burak'ın yanına giderek Şeyma'yi kulübedeki ikili koltuğa yatırmasına yardım ettim.

Bir sorun olduğunu gören müdür yardımcısı yanımıza gelerek ne olduğunu sorduğunda hiç birimiz tek kelime bir şey söyleyememiştik. Aradan bir iki dakika geçtikten sonra Şeyma yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı. Burak heyecanlanarak Şeyma'nin elini tuttu ve heyecanlı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

- " Şeyma iyi misin? Ben yanındayım. Birazdan ambulans gelecek hastaneye gidicez. Bir yerin ağrıyor mu? " Burak Şeyma'ya sorular sorarken Şeyma artık tamamen kendine gelmişti fakat çok yorgun ve bitkin görünüyordu.

- " Burak ben gayet iyiyim . Sakin ol. Şura beni depoya kapatınca klostrofobim yüzünden bayıldım sadece. "

- " Nasıl sakin olayım? Şu haline bak! Ne hale getirdi o kiz seni! Ama sen merak etme ben bu yaptiklarinin bedelini ağır ödeticem ona "

- " Saçmalama Burak . Bana yaşattığı her şeyin hesabını tek başıma ben sorucam ona! Siz bu mevzuya karışmıcaksınız. Ayrıca ben iyiyim ambulansa felan gerek yok. Sadece beni eve götürün biraz dinleneyim yeter. " Seyma'nin söylediklerini dinleyerek hocadan izin alıp Seyma'yi evine götürmüştük.

ŞEYMA

Esra yanımdan gittikten sonra biraz hava almak için dışarı çıkmıştım. Sınıfa çıkmak için iceri girdiğimde Şura çıkmıştı karşıma. Tartışmak istemiyordum onunla bu yüzden yüzüne bakmadan yanından geçmiştim ki Şura'nin kolumu tutup beni kendisine çekmesiyle durmuştum.

- " Ne yaptığını zannediyorsun sen ya! "

- " Benimle gel konuşmamız lazım. " diyerek tuttuğu kolumu bırakmadan beni alt kata indirdi. Şura ile aynı yaşta olmamıza rağmen o benden çok daha uzun ve güçlüydü. Bu yüzden ona karşı koymakta zorlanıyordum.

Fazla sıraların ve eski malzemelerin bulunduğu depoya geldiğimizde Şura kolumu bırakmıştı.

- " Bana karşı yapmaman gereken seyleri yaptin Şeyma! Sen kimsin ki bana kafa tutuyorsun! Benim olduğum mekanda benim sözüm geçer anladın mi! Şimdi çek cezanı ! " diyerek hızla dışarı çıkıp kapıyı kapatmıştı. Ben kapıyı açmaya çalışırken Şura'da bu arada kapıyı kilitlemişti. Korkuyordum burada sesimi duyuramayıp ölmekten çok korkuyordum. Dakikalarca bağırmama rağmen kimse benim sesimi duymamıştı. Zaman ilerledikce duvarlar üstüme üstüme geliyor ve nefes almakta zorlanıyordum. Halsizleşmeye başlamıştım. Daha fazla sesim çıkmıyor ve yardım isteyemiyordum ve en sonunda gücümü tamamen kaybedip bayılmıştım, uyandığımda Burak vardı karşımda onu yanımda görünce ne kadar şaşırsamda şaşkınlığımı belli etmemeye çalışmıştım. Onu o an yanımda görmek içimi oldukça rahatlamıştı.

Burak'ın yanımda olmasına ne kadar sevinsemde neden yanımda olduğu sorusuna bir türlü cevap bulamıyordum. Acaba Burak'ta beni seviyor olabilir miydi? Bu bana yaklaşımları sadece arkadaş olduğumuz için miydi? Bu sorularımın cevabını en yakin zamanda bulmalıydım.

BANU

Şeyma'nin kayboması ve daha sonra onu o halde bulmak beni çok endişelendirmişti. " Şura yüzünden Seyma'ya bir şey olsaydı ben napardim? " bu düşünce beni oldukça korkutuyor ve aynı zamanda sinirlendiriyordu. Şura'nin cidden akli sorunları olduğunu düşünmeye başlamıştım ve o sıra da aklima Kaan gelmişti. Cebimde olan telefonumu çıkarıp hızla , Şura'nin neden böyle davrandığını ve ne yapmamız gerektiğini sormuştum Kaan'a. Kaan ne oldugunu bilmedigi için ona olayları kısaca anlatmıştım. Kaan soylediklerime inanmamış ve Şura'nin bir rahatsızlığının olup olmadığını Devrana sormuştu.

Şura küçükken ağır bir travma geçirmiş ve bunun sonucunda da ciddi olarak psikolojik tedavi görmüş. Devran, her gün kullanması gereken psikolojik sorunlarina yardımcı olması için verilen ilaçları bir kaç gündür kullanmadığını görmüş ve kullanmamasının ağır sonuçlara sebep olacağını tahmin etmemiş olsa gerek. Şura'nin bu durumuna üzülmüştüm açıkçası. Ben bunları düşünürken birden Şura ile tanıştığımız ilk gün gelmişti aklima. O gün kendime sorduğum sorunun cevabını bugün bulmuştum sanırım. Şura'nin o gun bana öyle davranmasının sebebi demekki rahatsızlığıymış , bir an Kaan ile ilgisi olabileceğini düşünmüştüm şimdi ise bunu bilmek içime su serpmişti.Bu duruma sevinmem ne kadar doğru olmasada sevdiğim erkeğin başka bir kız tarafindan sevilmiyo oluşu beni mutlu ediyordu.

Bugün Hira evine dönmüştü. Keşke bu gece de bizde kalsaydı benim minik prensesim. Annem , babam ve abim memlekete ziyarete gittikleri için bu gece evde tek başıma kalacaktım. Bu yüzden baya mutluydum. Mutfaktan yiyecek bir şeyler alıp salona geçtim.Televizyonu açıp ışıkları kapatmıştım. Bu şekilde film izlemeyi çok seviyordum. Yeni bir komedi filmi bulup onu izlemeye başlamıştım. Baya komik ve güzel bir filmdi. Her şey gayet güzel ve yolunda gidiyordu ta ki ev kapısının arkasında birisinin olduğunu , kapının zorlandığını duyup farkedene kadar.

Senin İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin