❤ 14 ❤

77 10 1
                                    

Multimedya'da ikizler ve Onur var!  Yorum ve vote yapmıyorsunuz bu yüzden hikayemi kisa bir sure icinde final yapmayı düşünüyorum. Iyi okumalar.

Hızla odama kaçıp kapıyı kilitlemiştim. Odamdaki tekli koltuğu kapının arkasına yaslayıp cebimdeki telefonu çıkarıp babamı arayacaktım ki cebimde olduğunu zannettiğim telefonumun cebimde olmadığını fark edene kadar.

Her geçen saniye korkumu daha da büyütüyordu . Kapının açıldığını duymuştum. Kapıyı zorlayan her kimse suan da iceri girmiş olmalıydı. Kim di bu kişi? Bana zarar verir miydi? Ya da sadece bir hırsız olabilir miydi? Kafamda dolaşan sorulara cevap ararken bir ses duydum bu ses tanıdık birisine aitti. Ama tam emin olamadığım için cevap vermemistim.

- " Banu." Kapının arkasından odama yaklaşan ayak seslerini net bir şekilde duyabiliyordum. Kapımı açmaya çalıştığında kapı kilitli olduğu için kapıyı açamamıştı.

- " Banu içeride misin?" Diyerek kapıyı çaldı. Sesin kime ait olduğunu anlayınca hızla kapının arkasında bulunan koltuğu çekip kapıyı açmıştım . Karşımda abim vardı ve abimi gördüğüme ilk defa bu kadar çok sevinmiştim. Yalnız bu sevincim uzun sürmedi çünkü bana yaşattığı bu korkunun hesabını vermek zorundaydı.

- " Abi sen miydin? Neden öyle hırsız gibi giriyorsun eve ne kadar çok korktum tahmin edebiliyor musun? " Abim gülümseyerek konuşmaya başladı.

- " Hırsız mı sandın beni ? " Sert bakışlarım yüzünden cevap vermemi beklemeyip.

- " Tamam haklısın. Gel buraya. " diyerek kollarını açıp ona sarılmamı istedi. Bende bu davetini geri çevirmeyerek abime sımsıkı sarıldım.

Gece tek başıma evde kalmamı istemediği için annem ve babamı memlekette bırakıp geri dönmüş. Beni bir kaç kez aramış ama telefonum titreşimde olduğu için duymamışım. Sanırım bu konuda biraz da hata bendeydi.

LİMANIM..

Bize huzur veren, yanında kendimizi iyi hissettiğimiz insanlar özeldir. Her insanın, kendisine iyi hissettirdiği bir kişi vardır. Benim de vardı. Ona sarıldığımda huzur dolduğum , kendimi güvende hissettiğim , fırtınalarda sığındığım limanımdı. Benim ilk sevgilim, hayatımda ilk defa kahramanım diyebileceğim birisi girmişti hayatıma. Ben bu limanı 16 yaşında keşfetmiştim . Diğer kiz çocuklarının ki gibi benim limanım veya ilk sevgilim babam değildi, ve hiç bir zamanda olmamıştı. Sevilmemiştim ben, benim babam beni hiç sevmemisti. Bir baba evladını nasıl sevmez ki? Sevmiyordu işte. Babamın bana vermediği sevgiyi hep başkalarında aramıştım. Yıllarca sevgisiz büyütülmüş bir çocuk büyüdüğünde kendi çocuğuna sevgi verebilir miydi?

Kaan benim hayatıma giren tek erkekti, ve bu hayatta bugüne kadar hissetmediğim tüm sevgiyi , tüm duyguları ben 16 yaşımda Kaan sayesinde hissetmiştim. Bu sevgi çok farklı ve güzeldi. Hiç bitmesin istemiştim her zaman her an bu sevgiyi tatmak istemiştim. Ama artık sevgisizim , huzursuzum , mutsuzum , ruhsuzum en kötüsü de artık onsuzum.

Alışkanlık mı benimkisi yoksa bağlanmışlık mı? Bu sorunun cevabını bilmiyorum ama, artık ona olan sevgim beni günden güne yavaş yavaş yok ediyordu.

♤♡♢♧

Sonunda aylardır beklediğim o gün gelmişti, bugün Kaan'in dogum günüydü. Ondan habersiz arkadaşlarımla onun için bir kafede doğum günü partisi düzenlemiştik. Bu süre içerisinde Şeyma ve Burak iyice yakınlaşmaya başlamışlardı. Hatta Burak yakın bir zamanda Şeyma'ya çıkma teklifi yapacağından bile bahsetmişti. Onlar adına sevinmiştim çünkü cidden birbirlerine çok yakışıyor ve çok iyi anlaşıyorlardı. Şura , Şeyma'ya yaptığı şeyler yüzünden 1 hafta okuldan uzaklaştırma ile cezalandırılmıştı. Açıkçası bu ceza Şura için azdı. Devran'la olan arkadaşlığımız gün geçtikçe dostluğa dönüşüyordu. Onur, Şeyma , Burak, Esra hepimiz ayrı ayrı çok sevmiştik Devran'ı , ama aramızdan bir tanesi Devran'a çok farklı gözlerle bakıyordu. Bu bakışlar arkadaşlıktan çok hoşlanmayla karışık duygularını belli eden güzel bakışlardı.

Onur bu partiye gelmiyecegini söylemişti bana.
Neden gelmek istememişti?
Bu soruyu ona defalarca sormama rağmen yanıt vermemiş ve hep bu sorudan kaçmıştı. Anlayamıyordum , benim mutlu ya da mutsuz olduğum her zamanda yanimda olan kişi neden şimdi benim bu mutlu günümde yanımda değildi?

Dayımlar bu gece Antalya'ya dönüyorlardi. Bir yandan Kaan'a hazırladığım doğum günü partisi diğer yandan dayımların bu gece geliyor olmasi beni daha da çok mutlu etmişti.
Yalnız bir sorunumuz vardı. Kaan'a ulaşamıyordum dün geceden bu yana telefonu kapalıydı. Ilk başta sarjı bitmiştir belki diye düşünsem de zaman ilerledikçe içimi kötü ve korku dolu hisler adeta sarıp sarmaliyordu. Korkuyordum nedenini bilmeden sadece korkuyordum. Bir an onu kaybetme korkusu düşmüştü içime, nerden gelmişti şimdi bu his?

Son bir kez daha aramıştım Kaan'ı ama yine kapalıydı telefonu. Evine gitmeye karar verdim , belki evde dir diye bir umutla çıktım kafeden. Esra, Seyma , Devran ve Burak'ta benimle beraber çıkmıştı kafeden. Arkamdan geldiklerini fark edince durdum ve arkamı dönerek konuşmaya başladım.

- " Siz burada bekleyin ben Kaan'ıda alıp gelicem. Yani sizin gelmenize gerek yok. " Diyerek cevap vermelerini beklemeden hızla yürüdüm.

BURAK

Banu bizim gelmemizi istemeyerek hızla gitmişti yanımızdan ne olduğunu anlayamıyordum. Banu gittikten yaklaşık beş dakika sonra telefonumun çaldığını duydum ve üzerinde telefonumun bulunduğu kafenin ortasinda duran büyük ve geniş masaya yöneldim.

Telefonumu elime almadan önce kimin aradığına baktım ve telefonu hızla elime alıp telefonu açtım.

- " Burak, Banu yaninda mi? "

- " Yok kardeşim , yaklaşık beş dakika önce kadar çıktı. Neden sordun bir sorun mu var?

- " Nereye gitti Banu hemen onu bulmamız lazım. "

- " Onur noluyor? Neden bulmamız gerekiyor Banu'yu? Banu suan da Kaan'a ulaşamadığı için Kaan'in evine gitti. Eğer evdeyse Kaan'ıda alip buraya gelecek. "

- " Burak, Kaan evde değil hastanede. "

- " Ne hastanesi? Kaan'ın ne işi var hastanede? Ayrıca Kaan'ın hastanede olduğunu sen nereden biliyorsun? " Onur ile konuşmamı duyan Esra ve Şeyma konuşmalarını bölerek  yanıma gelmişlerdi. Ikisi de bana anlamsız ve sorgulayıcı gözlerle bakarken Şeyma suskunluğunu bozarak konuşmaya  başladı.

Şeyma: " Kaan hastanede mi?" Şeyma'nin sorusuna cevap vermeyerek Onur'u dinlemeye devam ettim.

- " Burak suan da bunları anlatacak zamanımız yok hemen Banu'yu da alıp hastaneye gelin sakın geç kalmayın. "

- " Peki tamam hemen geliyoruz. " diyerek telefonu kapattım ve benden bir açıklama bekleyen Esra ve Seyma'ya bildiğim her şeyi  anlattım.

BANU

Attığım her adım benden bağımsız bir şekildeydi. Içim titriyordu adeta. Neden bu kadar korku ile dolmuştu ruhum anlayamıyordum. Sevdiğime gidiyordum ışte. Canımdan çok sevdigim adama. Yaptığım sürprizi görmesi için onu almaya gidiyordum. İçimden  korkuyu ve sıkıntıyı atmak ümidiyle gülümsemeye çalıştım çünkü artık apartmanın önündeydim. Apartman girişinde bulunan büyük siyah demir kapının açık olmasını fırsat bilerek kapıdan içeri girdim ve Kaan'ın oturduğu kata çıktım. Derin bir nefes alarak zili çaldım fakat kapıyı açan kimse olmamıştı. Bir kaç kez daha çaldıktan sonra evde kimsenin olmadığını anlayınca büyük bir hayal kırıklığıyla aşağıya indim. Apartmanın bahçesinde bulunan küçük bir bank fark ettim ve o banka oturup Kaan'ın gelmesini beklemeye karar verdim.

BURAK

Hızla Kaan'ın evinin bulunduğu apartmana geldiğimizde bahçede kırmızı güllerin arasında kahverengi tahtadan yapılmış küçük bir bankın üstünde oturan Banu'yu görünce bir an durduğum yerde kala kaldım çünkü Kaan'ın hastanede olduğunu Banu'ya nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum.

Senin İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin