Bu bölüm sevgililer gününe özel olsun!
Çok sevilipte kıymet bilmeyenlere, sevdiği yanındayken şükretmeyenlere ve sevdiği kişinin hayatında başka birisi olduğu için canından can gidenlere gelsin! Iyi okumalar!
Ben Onur'a sarılmış ağlarken, Kaan'ın annesi ve babası
asansörden inip Kaan'ın bulunduğu yoğun bakıma doğru yavaş ve küçük adımlar atarak geliyorlardı.Ikisinin de durumu hiç iyi görünmüyordu. Kaan'in babası Ömer amca, Ayşe teyzenin yanında daha dik ve metanetli durmaya çalışsada , içindeki evlat acısı adeta onu tüketmiş ve bitkinleştirmişti.
Ayşe teyze bir kaç adım attıktan sonra başı dönmüş olmalı ki dengesi bozuldu ve yere düşecekken Ömer amca onu belinden tutarak kucağına aldı. Ben ne yapacağımı bilmezken Onur hızla koşarak doktor çağırmaya gitti. Esra ve Şeyma telaşlı bir şekilde yanıma gelerek Ayşe teyzeye ne olduğunu sorduğunda hiç bir tepki veremeden Ayşe teyzenin yanına koştum.
Ben Ayşe teyzenin yanına geldiğimde koridorun sonundan Onur yanında bir doktor ve sedyeyi sürükleyen bir hemşireyle hızlı adımlarla yanımıza geliyordu.
Doktor , Ömer amcaya Ayşe teyzeyi sedyeye yatırmasını söylediğinde Ömer amca nazik ve tedirgin bir şekilde Ayşe teyzeyi sedyeye yatırdı.
Ömer amca Ayşe teyzeyi ciddi anlamda çok seviyordu. Bir gün olsun Ayşe teyzeyle tartıştığını ve Ayşe teyzenin söylediği bir şeyi yapmadığını görmemiştim.
Ömer amca Ayşe teyze için hep " O bana Allah'tan bir armağan. Allah'tan gelen bir armağana sahip çıkmak, onu sevmek, onu korumak benim görevim. Allah'a şükürler olsun ki onu bana, beni ona bağışladığı için. " derdi.
Ne güzel kelimelerdi bunlar! Bir adamın, kadınına söyleyebileceği en güzel kelimelerdi belkide.
Bir adam Allah'ın emanetine bu denli sahip çıkıp, sevebiliyorsa
o adam " Adam" kelimesinin her bir harfini hak etmiştir.Ayşe teyzenin tansiyonu düştüğü için baygınlık geçirdiğini anladığımızda bir an olsun rahatlamıştık. Ayşe teyzeyi yatırdıkları odaya girmeye cesaretim yoktu. Şeyma ve Esra içeride Ayşe teyzenin durumu hakkında bilgi alıp bana anlatıyorlardı.
Esra ve Şeyma bir sure yanımda durduktan sonra Ayşe teyzenin çağırmasıyla tekrar içeri girdiler.
Kapının önünde olduğum için ne konuştuklarını az da olsa duyabiliyordum.
Ayşe Teyze : " Kızlar oğlum uyandı mı? "
Her ikiside bir birine bakarak hiç bir şey söylemiyordu. Ayşe teyze Şeyma ve Esra'nin bu hareketinden Kaan'in uyanmadığını anlamış olmalı ki ağlamaklı bir sesle tekrar konuşmaya başladı.
Ayşe Teyze : " Ben oğlumun yanına gideceğim. Oğlum orada canıyla mücadele ederken ben burda yatamam! "
Esra ve Şeyma'nın seslerini duymaya başlamıştım.
Esra : " Ayşe teyze olmaz dinlenmen lazım. "
Şeyma : " Ayşe teyze nolur böyle yapma. Kaan seni böyle görse ne kadar çok üzülürdü tahmin edebiliyor musun? "
Esra ve Şeyma'nin Ayşe teyzeyi ikna etme çabalarını duydukça canım acıyor, nefes almakta zorlanıyordum. Bacaklarım titremeye ve ağırlığımı kaldıramamaya başlamıştı. Kapının kenarında yaslandığım duvardan yavaş yavaş yere kayıyordum.
Korkuyordum!
Çok korkuyordum Kaan'ı kaybetmekten çok korkuyordum. Ayşe teyzeye Kaan'ın acısıyla bir şey olacağından çok korkuyordum.
Hayallerinin, Kaan'ın, Ayşe teyzenin ve Kaan'ı seven herkesin hayallerinin teker teker yıkılacağından çok korkuyordum!Ben ilk defa bu kadar çok korkuyordum.
Oturduğum yerden hızla kalkarak Kaan'ın bulunduğu yoğun bakıma gittim. Yoğun bakımın içinde kimsenin olmamasını fırsat bilerek hızla içeri girdim.
Kaan şimdi daha yakınımdaydı.
Ağlıyordum!
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Onun nefes alış verişlerine, onun kalp atışlarına bağlıydı sanki hayatım. Ona bir şey olsa düşüncesi bile beni mahvederken, bu düşüncenin gerçek olmasına asla dayanamazdım.Banu: " Kaan kalk ne olur hadi uyan! Bak halime ,annenin haline bak, üzme bizi daha fazla nolur hadi uyan bitanem. " konuşurken kelimeler boğazımda düğümleniyor, ağlayarak konuştuğum için sesim kesik kesik çıkıyordu.
Ben Kaan'a uyanması için bağırırken Kaan'ın bağlı olduğu monitörde kalp ritmleri giderek hızlandığı için makine ses çıkarmaya başlamıştı. Ne oluyordu? " Yardım edin! Doktor yok mu ? Kaan!
Ne olur bişey olmasın sana , ne olur! " Ben Doktorun gelmesi için bağırırken hızla bir doktor ve bir kaç hemşire odaya girdi. Hemşirelerden bir tanesi kolumdan tutarak, " Hanımefendi lütfen dışarı çıkar mısınız! Işimizi yapmamiza engel oluyorsunuz! " Ben odadan çıkmamak için ne kadar dirensemde beni odadan dışarı çıkarmayı başarmıştı.Hemşire beni dışarı çıkardıktan sonra kapıyı yüzüme kapatmıştı. İçeride ne olup bittiğini anlamak için pencereye koştuğumda yine ayni hemşire içeriyi görmememiz için jaluzi perdeyi kapatıyordu.
Bağırmaktan boğazlarım feci şekilde sizlamaya ve titreyen bedenim yavaş yavaş kendini bırakmaya başlamıştı. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken yerdeki soğuğu hissetmemle bilincim tamamen kapanmıştı.
ONUR
Ayşe teyzenin durumu gayet iyiydi fakat morali bozuk olduğu için ve doğru dürüst bir sey yemediği için vücudu bitkin düşmüştü.
Ben Ömer amca ve Burak, birlikte Ayşe teyzenin yemek yemesi için bir şeyler alırken Esra ve Şeyma Ayşe teyzenin yaninda bekliyorlardı. Banu neden içeri girmeyip koridorda bekliyordu tam olarak anlayamasamda Ayşe teyzenin yüzüne bakamadığını gayet net bir şekilde fark edebilmiştim.Kantinden yiyecek alıp odaya çıktığımızda Esra ve Şeyma'nın Ayşe teyzeyi yatağından kalkmaması için uğraştıklarını gördüm.
Gözüm bir an Banu'yu aramıştı. Koridordan içeri girerken görmemiştim onu. Burada da olmadığına göre Kaan'ın yaninda olabilir diye düşündüm. Bu düşüncemi doğrulamak amacıyla Esra ve Seyma' ya Banu'yu sorduğumda bilmediklerini söylediler. Bunun üzerine elimdeki yiyecekleri odanın köşesinde bulunan bordo koltuğa koyarak hızla odadan dışarı çıktım.
Koşarak girdiğim yoğun bakimların bulunduğu koridorda, Kaan'ın yattığı yoğun bakımın önünde, Banu'yu yerde bayılmış bir şekilde gördüğümde çok korktum ve hızla yanına koştum.
Onur: " Banu! Banu iyi misin? Aç gözlerini ne olur beni korkutma! " Ben Banu'ya bağırırken Banu'nun yavaş yavaş gözlerini açtığını gördüm. Banu uyanmaya başladığında gözlerinden yaş düşerken boğuk bir sesle bana bir şeyler söylemeye çalışıyordu.
Banu: " Onur. Kaan! Kaan'a birşey oldu. " Banu 'nun bu sözleri üzerine Banu için başlayan korkum şu anda Kaan için devam ediyordu. Ne olduğunu öğrenmek için cama baktığımda jaluzi perde kapatılmıştı. Bu durum içimdeki korkuyu ve tedirginliği daha da büyütmüştü.
Banu'yu sakinleştirmem gerekirken daha da fazla endişelendirmemek için onu ne kadar yatıştırmaya çalışsamda, Banu'ya söylediğim cümlelere kendimi zor da olsa inandırmaya çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin
RomanceBir insanın sana neler verebileceği değil, " SENİN İÇİN " Nelerden vazgeçeceği önemlidir! ❤