3. Bölüm

168 16 2
                                    

"Sehun'u öp."

"Neee!!?" hepsi birden bağırmışlardı.

Luhan öksürük krizine girdi. Soo ona hemen bir bardak su getirdi ve içmesine yardım etti.

Sehun bakışlarıyla Chanyeol'u 1204. kez öldürürken Baekyeol yerde gülmekten ağrıyan karınlarını tutmuş tepiniyorlardı.

Sehun birden kalkıp Yeol'un üstüne yürümeye başladı. Yeol arada tutamadığı kahkahalarıyla yerden kalkmaya çalışırken bir yandanda ellerini önünde siper etmişti.

"Şaka,şakaydı. Sadece şaka. Dostum sakin ol şakaydı diyorum." Sehun hala ona doğru giderken sonunda köşeye sıkışmıştı.

"Hey Sehun şakaydı diyorum. Lan transa mı geçtin. Joke diyorum. JOOKEEOOAAA-HH ne vuruyorsun be."

Sehun Chanyeol'un ağzına bir tane geçirmişti. O sırada araya Kai girdi ve Sehun'u sakinleştirmeye çalıştı.

"Tamam Sehun şakaymış işte sakin ol. Chanyeol işte boşver otur hadi."

Sehun sinirle yerine geri oturdu. Gözlerini yere dikti. Öyle sert bakıyorduki alt kattakileri bile rahatsız edebilirdi. O, bakışlarıyla dünyanın merkezine inmeye çalışırken Lay:

"Eee şimdi Luhan'ın cezası ne olacak?"diye sordu meraklı bir şekilde.

Chanyeol sanki dünyayı nasıl kurtaracağını bulmaya çalışırcasına düşünüyordu.

"Ah Yeol yeter ama derslerini bu kadar düşünseydin okul birincisi olmuştun."Suho bir anne edasıyla konuştu.

Chanyeol biraz sonra Luhan'a bakıp sırıtmaya başladı. Ona vereceği cezayı bulmuştu anlaşılan.

"Evet Luhan. Şimdiii sen benim kardeşim sayılırsın. Bu yüzden sana ağır bir ceza vermeyeceğim. Bak bunu kimseye yapmam. Bir daha böyle ce-"

"Aaah hadi ama tamam anladık sadede gel."

"Peki o zaman seni iki günlüğüne kölem ilan ediyorum."

Luhanın içi birazda olsa rahatlamıştı. En azından diğer cezadan iyidir diye düşünüyordu.

"Tamam kabul ediyorum."gülümseyerek söyledi Yeol'a.

Sonra diğerlerine döndü. Hepsi ona acıyan gözlerle bakıyorlardı. Sanki ilk seçenek daha iyiydi. 'Sehun'u öpeceğime sonsuza kadar Chanyeol'un kölesi olurum.' diye düşünmüştü Luhan.

Bir süre daha oynamışlardı. Bu süre içerisinde ne Sehun'a ne de Luhan'a gelmemişti sıra. Onlarda oynamak için ölmüyorlardı zaten.

Saat 23.30'a geliyordu. Teker teker esnemeye başladılar. Zaten biri esneyince otomatik olarak 12'si birden esniyordu. Anladığınız esnemekten başka bir şey yapamıyorlardı. Yavaş yavaş odalara dağıldılar. Hepsi kendini uykunun kollarına bıraktı. Biri dışında...

Bugün şaşırtıcı bir şekilde ilk uyanan Luhan olmuştu. Esneye esneye kalktı ayağa. İki gündür o kadar çok esnemiştiki artık ağzının yırtılacağından korkuyordu.

Yarı açık yarı kapalı gözleriyle banyoya girdi. Yüzünü yıkadıktan sonra aynaya baktı. Gün geçtikçe daha fazla soluyordu. Göz altları çökmüş dudakları yara olmuştu. Ama o mutluydu. Arkadaşlarının yanındaydı ve istediği gibi yaşıyordu.

Yine kahvaltıda buluşmuşlardı. Bu kahvaltıda sessizce geçti. Arada fısıldaşmalar oluyordu ama kimsenin umrunda değildi.

Hepsi kahvaltılarını bitirip ayaklandılar. Chanyeol Luhan'ın yanına gidip kolunu omzuna attı.

APRILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin