11. Bölüm

111 11 4
                                    

Luhan bu sabah anormal bir şekilde erkenden uyandı. Kendine gelmek için kısa bir duş aldıktan sonra hızla hazırlanıp kahvaltıya indi. Haftalardır yemek yerken bulamadığı huzuru sanki şimdi bulmuştu. Yemekhane de kimse yoktu. Düşünün artık ne kadar erken kalktıysa.

Sessiz, sakin ve huzurlu bir kahvaltının ardından kendini dışarı attı. Daha çok erken olduğu için muhtemelen okulda da kimse yoktu. Ağır adımlarla okula doğru ilerlerken bir yandan da yerde ki taşları ayağıyla savuşturuyordu.

İçeri girdiğinde beklediği gibi hiç kimse yoktu ve bu onu daha da mutlu etti. Sınıfına gidip sırasına oturdu. Anlaşılan uzun bir süre bekleyecekti. Beklerken zaman geçirmek için telefonunu açıp oyun oynamaya başladı.

Kyungsoo zar zor açtığı gözlerini ovuştururken odada ki eksikliği fark etti. Luhan yatağında yoktu ve yatağı da gayet düzenli bir şekilde duruyordu. Dolabı kilitlenmiş çantası da ortalarda gözükmüyordu.

Sehun'u da uyandırdı ve hazırlanıp aşağı indiler. Ama Luhan burada da yoktu.

"Çocuklar Luhan nerede?"

"Bilmiyoruz Soo buraya hiç gelmedi."

"Biz de görmedik."

"Nerede acaba? Durun bir mesaj atayım."

*Neredesin Luhan. Erkenden nereye gittin.*

Soo'nun attığı mesaja kısa bir sürede cevap vermişti Luhan.

*Okuldayım.*

"Okuldaymış. Sabahın köründe ne işi varsa?"

"Luhan sabah erken mi kalkmış? Aman Tanrım kıyametin büyük alametlerinden birisi bu olmalı."

Baekhyun Chen'in kafasına vurdu.

"Aman tanrım ne mal? Çarpılacaksın geri zekalı."

"Şimdi onu bunu bırakın da bu Luhan işi hiç hayra alamet değil ben size söyleyeyim."

"Niye öyle söylüyorsun Soo?"

Soo sanki gizemli bir şey anlatırmışcasına masaya doğru eğilip fısıldamaya başladı.

"Luhan ne zaman gerektiğinden erken kalksa olağanüstü bir şey oluyor. Ya da olmaması gereken bir şey."

"Mesela ne oldu Soo?"

"Luhan ben onu tanıdığımdan beri ki ben onu çook uzun yıllardır tanıyorum üç kez olması gerektiğinden erken kalktı.

İlkinde babaannesi vefat etti.

İkincisinde büyük bir deprem ve küçük çaplı bir tsunami gerçekleşti.

Üçüncüsünde komşularının evinde yangın çıktı."

"Kısacası diyorsun ki bugün Luhan'dan uzak durun."

"Korkarım öyle."

"Allah korusun. Kafamıza yıldırım falan düşer de."

Hepsi birden kulaklarını çekip birbirlerinin kafalarına vurdular.

"Off saçmalamayı bırakın artık. Geri zekalılar."

Sehun söylene söylene giderken önündeki iki çocuk çarpıştılar ve tabakları büyük bir gürültüyle yere düştü.

"Hass..."

Hepsi bir ağızdan bağırmışlardı.

"Oğlum ben bugün okula gelmiyorum. Hoca sorarsa da öldü dersiniz. Zaten bu gidişle pek sürmez ölürüm ben."

APRILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin