"Uyumuş mu lan bunlar?"
"Bu saatte?"
Okuldan dönen on kafadar direk Luhan'ın yanına çıkmışlardı. Ama Luhan ve Sehun sarmaş dolaş uyurken girmişlerdi ve aralarında fısıldaşıyorlardı. O sırada Luhan'ın çalan telefonuyla çifte kumrumuz uyanmıştı.
Luhan oflaya puflaya yanındaki komodinin üzerinde duran telefonunu aldı ve arayana bakmadan çağrıyı yanıtladı.
"A-alo.......sen kimsin?.......ooo merhaba.......nasılsın?.......pardon yaa hâlâ uyuyorum da azıcık.....eeee sen ne söyleyecektin?......hmmm......biliyorum......sonra......yok artık......şaka yapıyorsun.......inanmam.......sen harikasın, bir tanesin.......görüşürüz öptüm canım."
Luhan gülerek telefondan kaldırdı kafasını.
"Aaa Kyungsoo, çocuklar, sizde mi buradaydınız?"
"Ne oluyor Luhan? Arayan kimdi? Niye bu kadar sevindin?"
Luhan Kyungsoo ve diğrelerinin sorgulayıcı bakışları arasında yavaşça doğrulmaya çalıştı. Ama ayağındaki alçı nedeniyle pekte başarılı olduğu söylenemezdi.
"Ouch!"
Sehun Luhan'ın kollarından tutup arkasına yaslanmasına yardım etti.
"Teşekkürler."
Kyungsoo merakla Luhan'a bakarken gözü ayağına takıldı.
"Bir saniye Luhan senin ayağında alçı mı var? Hastaneye mi gittiniz? Kırılmış mı?"
"Sakin ol Soo. Önemli bir şey değil. Hareket ettirmemem gerekiyormuş. O yüzden alçıya alındı."
"Bir sorun yok yani?"
"Hayır yok Soo."
"Emin misin?"
"Eminim Kyungsoo. Sakin ol."
"Sen bilirsin. Eee arayan kimdi?"
Luhan sinsice gülümseyip (Huyanık smile bdbddnbdd Hazal'ın en sevdiği gülümseme...) yerine biraz daha yerleşti.
"Bu tip hiç hayra alâmet değil. Doğru söyle ne oldu?"
"Aslında bu habere sende çok sevineceksin Soo."
"Allah Allah. Nedense hiç merak etmedim. Neyse dökül bakalım."
"Şimdi bizim en çok nefret ettiğimiz şahıs kim?"
Soo bir kaç saniye düşündükten sonra parmağını şıklatıp cevap verdi.
"Miranda Kerr?"
"O da var ama bu başka. Daha yakın."
Sehun hışımla Luhan'a döndü.
"Benim biricik Miranda'mdan nasıl nefret edersiniz?"
"Ha?"
Luhan kaşları çatılmış bir şekilde yumruklarını sıkarken Sehun'a bakmayı sürdürdü.
"Y-yani Luhan... sen...ben...Miranda-"
"Yaa hadi merak ettik Luhan ne söyleyecektin sen?"
Sehun Chanyeol'a minnet dolu bakışlar atarken Luhan derin bir nefes alıp tekrar Soo'ya döndü.
"Düşün Soo çok yakınımızda."
"Tamam. Birazcık ipucu ver bari."
"Bir düşünelim. Şimdi ben sana onun tanımını yapayım sen kesin bulursun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APRIL
FanfictionTutunduğum dallar birer birer kırılırken, çaresizce düştüm cehennemine. Keşke biraz daha yaksaydın...