20. Bölüm

99 12 71
                                    

İki gün geçti.
Sehun gözlerini kapayalı koskoca iki gün geçti.
Adımı seslenmeyeli tam elli bir saat oldu.
Tenime dokunmayalı neredeyse üç bin altmış dakika geride kaldı.
Saniyeler hızla akıyor.
Ama o gözlerini açmıyor.
Ellerimi tutmuyor.
Saçlarımı koklayıp öpmüyor.

Ellerini tutamıyorum.
Saçlarını koklayıp öpemiyorum. Neden mi?
Çünkü hiçbir şey söylenildiği gibi olmadı. Sehun iyileşmedi.
Aksine, durumu gittikçe kötüleşiyor. Belinde büyük bir sorun var. Sol kolunda kırıklar var. Biraz önce doktor geldi yanımıza. Yürüyemebilme ihtimali var dedi. Belinde ki sinirler zarar görmüş ve bacakları tutamayabilirmiş. Ve içeri girmem kesinlikle yasak. Son girişimde küçük çaplı bir kriz geçirmemin de bunda payı büyük.

Abisi de burada. Ama ben yüzüne bakamıyorum. Kardeşine engel olamadım ve şimdi bu hâlde diyemiyorum. Yaşamsal hiçbir faaliyet göstermiyorum. Yemek yemiyorum. Uyumuyorum. Nefes alıyorum ama her soluğumda içim tekrar paramparça oluyor. Her soluğumda binlerce bıçak darbesiyle yok oluyorum. Her soluğumda gözümden bir damla yüzümü yakarak süzülüyor. Aynaya bakmasamda gözlerimin kan çanağı olduğunu anlayabiliyorum. Biraz daha ağlarsam kırmızı damlalar süzülecek gözlerimden.

"Sevgilim..."

Fısıldadım yavaşça. Parmaklarım titrek hareketlerle cama dokunurken. Sehun'la aramızda ki engele.

"Özür dilerim... Yanında olamadığım için, elini tutamadığım için.."

Derin bir nefesi içime çektim.

"Özür dilerim. Sesimi duyuramadığım için. Sana kötü davrandığım her an için deli gibi pişmanım. Lütfen gözlerini aç. Lütfen ayağa kalk. Söz veriyorum bir daha asla seni üzmeyeceğim. Yeterki sen tekrar gülümse. Hadi sevgilim. Hadi. Konuş benimle. Sesini duymama izin ver. İyi olduğunu bilmeme izin ver. B-buna çok, çok ihtiyacım var. Sana çok ihtiyacım var. Sehun lütfen. Lütfen."

Sonuna doğru kısılan sesim artık hiç çıkmıyordu. Camda duran ellerim gittikçe hissizleşirken duyduğum sesle bir anda irkildim.

"Uyanacak. Konuşacak. Ayağa da kalkacak. Çünkü sen varsın. Ama bu şekilde giderse, o uyanmadan sen yataklara düşeceksin. İki gündür hiçbir şey yemiyorsun. Uyumuyorsun. Böyle sürmez Luhan."

Gözümü Sehun'dan bir an bile olsa ayırmadım.

"Canım bir şey istemiyor. Hem Xing'in getirdiklerini yemiştim. Aç değilim. Ve... ve Sehun uyanırsa diye gözüme hiç uyku girmiyor. Hem de sevgilim orada acı çekerek uyanmaya çalışırken ben burada keyfim için kafamı yastığa koyamam."

Yüzüne bakmasam da kaşlarının çatıldığını biliyordum. Evet onu tanımıyordum. Ama kardeşini tanıyordum. Hem de çok fazla. Sehun bana hep küçükken abisi gibi harika biri olmayı ne kadar çok istediğinden bahsederdi. Her zaman onu örnek aldığını, o ne yaparsa onu yaptığını anlatırdı. Onun kıyafetlerini, ayakkabılarını giyip ona benzemeye çalışırmış. Dişlerini onun gibi fırçalarmış. Ayakkabılarını onun gibi bağlarmış. Saçını onun gibi yapar, onun gibi geriye atarmış. Bir keresinde abisi sol eliyle tuttuğu için Sehun'da kaşığı sol eliyle tutmaya çalışmış. Ama bir türlü becerememiş. Her seferinde ya üzerine ya da masaya dökmüş. En sonunda odasına kapanıp iki saat boyunca ağlamış. Abisi gelip sakinleştirmiş onu. Neden ağladığını sorduğunda her şeyi anlatmış Sehun. O günden beri abisi kaşığı hep sağ eliyle tutmuş.

Birbirlerini çok seviyorlar. Bunun gibi nice anısını biliyorum Sehun'un. Ama hepsinde abisi var. Anne ve babasından hic bahsetmedi. Ben de o anlatmadığı sürece sormayı düşünmüyorum.

"Luhan. Lütfen ısrar etme. Yixing'in getirdiklerini yemişsin evet ama bir saat olmadan hepsini kusmuşsun. Aradan kaç saat geçti. Böyle yaparak bizi daha fazla üzüyorsun. Biliyorum Sehun'u çok seviyorsun ve bu olanlar, Sehun'a olanlar seni çok sarstı. Aynı şekilde bizi de. Ama hiçbirimiz kendimizi bırakmadık. Çünkü bizim Sehun'a olduğu kadar Sehun'un da bize ihtiyacı var. Özellikle de sana. Şu an o can alıcı kırıklar ve ağrılarla savaşıyorsa hepsi senin için. Eğer sen olmasaydın şu an çok başka bir halde olabilirdi. Ölmüş bile olabilirdi. Bak Luhan, Sehun sen geldikten sonra çok değişti. Daha fazla konuşmaya, gülümsemeye başladı. Bana bile daha sık uğrar oldu. Sen Sehun'un miladı oldun Luhan. O senin için tekrar yaşamayı seçti. O senin için hep, savaşmayı seçti. Sen de Sehun gibi, Sehun için savaşmalısın. Senin için verdiği mücadele de, onun için mücadele etmelisin. Varlığını ona hissettirmeli, elini asla bırakmamalısın."

APRILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin