STYLES | H.S

STYLES | 10

Heaven

Elimdeki elbiseyi de yatağımın üzerinde duran bavula koyup fermuarı çektim. Bavulu yataktan çekip odamın köşesine koyduğumda derin bir nefes aldım.

Komodinin üstündeki telefonumu elime aldım ve saate baktım. 02:19. Bay Styles 02:30'da beni almaya gelecekti. Bu yüzden kalkıp giyinmem gerekiyordu fakat üşeniyordum.

Zamanın geçmesi için yapılacak bir şey bulamayınca yatağıma uzandım. Uykum yoktu, televizyonda bu saatte güzel bir şey yoktu, telefon ile uğraşmak istemiyordum fakat canım ciddi anlamda sıkılmıştı ve vaktin geçmesi için kesinlikle bir şeyle kendimi meşgul etmem gerekiyordu.

Bilgisayarıma uzanarak açtım ve Youtube'a girdim. Bir şeyler izlemeye dalarak gözlerim uykulu bir şekilde kapandığında telefonumun sesi kulaklarıma doldu.

Hızla yerimden doğruldum ve komodinin üstündeki telefonumu aldım.

Bay Styles.

Aramayı cevaplayıp hoparlöre aldım ve yataktan kalkarak sandalyenin üzerinde duran kot pantolonu elime aldım

"Tam beş dakika boyunca sizi bekliyorum Bayan Stevfard."

"Geliyorum."

Hızla üzerimdeki pijama altını çıkarıp kot pantolonu bacaklarımdan geçirdim.

"Bekliyorum."

Cevap vermemi beklemeden telefonu kapattığında kazağımı pijama üstüme geçirdim. Ardından bavulumu çekiştirerek odamdan çıktım ve salona indim.

Kellsey ile vedalaşıp ayakkabılarımı giydim. Çantamı koluma takıp bavulumla birlikte evden çıktım.

Kaldırımda duran arabasına doğru ilerlediğimde bagaj kapısı otomatik olarak açıldı. Bavulumu bagaja yerleştirip öne geçtiğimde bagaj kapısı kapanmıştı.

Yolcu koltuğuna oturarak kemerimi bağladığımda arabayı çalıştırmıştı.

Sessizdi.

Bir saatlik yolu bu sessizlikle nasıl geçirecektim? Konu açıp konuşsak da en sonunda Bay Styles bir yerden sinirlenir, bana patlardı. O yüzden sesimi çıkarmıyordum.

Çantamdan telefonumu çıkarıp oyunlarımdan birini açtım ve oynamaya başladım. Çok geçmeden sıkıntıyla sesli bir nefes verip telefonu kapattım.

Başımı Bay Styles'a çevirdiğimde pür dikkat yola odaklandığını gördüm. Ona baktığımı hissetmiş olacak ki yan gözle bana baktı.

"Bana öyle bakma. Daha havalimanına çok var ve ben senin can sıkıntını giderebilmek için hiçbir şey yapamam... Aslında yaparım ama bu seninle zevk vermez." Göz kırparak tekrar önüne döndüğünde gözlerimi devirdim.

"Ama merak etme. Uçakta hiç canın sıkılmayacak. Yapacak bir sürü işin var."

Koltukta ona döndüm.

"Ne yapacağım?"

"Arka koltukta dosyalar var. Aslında onlarla ben ilgilenecektim ama fazlasıyla yorgunum? Ya da üşeniyorum? Evet, evet kesinlikle üşeniyorum... Bu yüzden dosyalarla ilgileneceksin."

Başımı çevirip arkama baktım ve dört tane dosyayı görünce tekrardan önüme döndüm.

"İki dosyayla siz iki dosyayla ben ilgilensem olmaz mı?"

Başını bana çevirip tek kaşını kaldırdı.

"Hayır olmaz. Ben şirkete gidince yeterince meşgul olacağım zaten. İtiraz yok."