Dokuz : 아홉

4.9K 350 237
                                    

Birkaç hışırtı sesinden sonra konuştu "Anlıyorum. Hoşçakal" dedikten sonra telefonu kapatan Yoon Gi oldu.

★★★★

MIN YOON GI

Sabahın ilk ışıklarıyla uyandım. Üstüme çökmüş olan yorgunluk tarif edilemeyecek derecedeydi, gözlerimi açmama halim yoktu.

Alarmdan tam iki dakika önce uyanmış olmanın verdiği mutlulukla tüm vücudumu gerdirdim. Mutlu olmamın sebebi ise günlerdir hayalini kurduğum şeyi yapabilecek olmaktı.

Beyaz renk alarmlı saate doğru eğildim ve yüksek sesle 'böö' diye bağırdım. Birkaç sefer bunu devam ettirirken sonra daha çalmayan alarmın düğmesini kapattıktan sonra ayaklarımı sallandırdım.

Ev işleriyle ilgilenen Seok Jin'in yeni yıkadığı en sevdiğim pantiflerim ayaklarımla buluştuğunda dudaklarım hafifçe yukarı kıvrıldı.

Gözlerimi ovuştururken ayaklarımı yere sürterek odamdan dışarı çıktım. Üstümdeki yorgunluğu atmanın tek yolunun sıcak bir duş yapmak olduğunu biliyordum.

Ortak kullandığımız banyonun önünde durduğumda içeriden gelen su sesi içeri girmemi engelledi. Kulağımı kapıya dayadım ve şarkı söyleyen kalın sesi dinledim. Ne olduğunu bilmediğim yabancı bir şarkıyı mırıldanırken düşündüğüm tek şey sesinin kalın olmasına rağmen olağanüstü bir şekilde güzel oluşuydu.

Şarkının sonuna gelene kadar şarkıyı dinledim ve daha sonrasında ritmik bir şekilde iki kez kapıya tıkladım "Tae Hyung" dedim. Su sesi kesilmemişti ve beni duymadığını düşünerek tekrarladım "Tae Hyung"

Su sesi kesildi "Efendim?"

"Çıkmayı düşünüyor musun acaba?"

"Evet" dedi ve ardından sesi kesildi. Kendini kurutuyor olmalıydı.

Onu beklerken bacaklarımın daha fazla dayanamayacağını anlayıp yere çömeldim. Bu saatte evde uyanık olan sadece ikimizdik sanırım.

Tae Hyung'un banyodan çıkmasını beklerken kollarımı kendime çektiğim bacaklarımda birleştirdim ve aklıma gelen ilk ritimi mırıldanmaya başladım.

"Hey" duyduğum sesle başımı kaldırdım. Gördüğüm kişi üstünde bir parça havludan başka birşey olmayan Tae Hyung'dan başkası değildi. Bu vücut yapısıyla nasıl bir kızı elde edemiyordu aklım almıyordu doğrusu.

Elini bana doğru uzattı "Kalk hadi. Yorgun görünüyorsun, duş alsan iyi olur"

Uzattığı elini tutup destek alarak ayağa kalktım. Saçlarından düşüp vücuduna doğru akan damlalara aldırış etmeden ıslak saçlarına elimi daldırdım "Aferin ufaklık, abilerine yol vermen büyük incelik"

Güldü "Ufaklık mı? Senden daha uzunum bir kere"

Ağzımla onu taklit ettim "Uzun olmak herşey demek değildir. Önemli olan kafanın içindeki"

"Sende o da yok" diyerek kaşlarını kaldırdı.

"Istersen yarıştırmayalım, ağlamanı istemiyorum" dedim ve sohbetin daha fazla uzamaması amacıyla banyoya girip kapıyı kapattım.

Trespass | yoongi ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin