On Bir : 열하나

4.5K 327 106
                                    

Güldü "Doğru, olsun. Ben de senin zekiliğini görerek çekici yönlerine bir artı daha eklemiş oldum"

★★★★

Dalga geçmek için kahkaha atacağım sırada hışırtı sesleri duymamla duraksadım.

"Ne var neden sustun?" Dedi ben sese odaklanmaya çalışırken.

Bir salisede (!) yanına ulaştıktan sonra elimle ağzını kapattım "Sus". Açık ne netti.

Dışarıyı dinlemeye döndüğümde bunun araba sesi olduğunu anladım. Ailem işten gelmiş olmalıydı. Ya da en azından eve geldikleri gerçekti ve bu Yoon Gi ile yakalanırsam bugün mezara girerim demek oluyordu. Hatta 'mezara girmek' yanında az bile kalabilirdi.

Ailemin korumacı olduğu söylenemezdi ama daha önce tanıştırmadığım bir erkekle evde yakalanmamı anlayışla karşılayacaklarını sanmıyordum. Hatta babamın benim üzerimde uygulayacağı fanteziler beynimde dönmeye başlamıştı bile.

Ilk önce annem beni döverdi ve daha sonra ağlardı, babam ilk önce Yoon Gi'yi benzetir sonrasında beni bir güzel sorguya çeker ve her ne yaparsam yapayım ikna olmaz, beni diri diri mezara gömerdi. Annem başımda dans ederken babam ise Yoon Gi'yi gömmekle uğraşırdı. Ya da direk evden de atılabilirdim.

"Ne oldu?" Dedi ve aynı anda elimi ağzından çekti.

"Siktir" dedim saçlarımı ellerim arasına alıp çekiştirirken "Ailem geldi"

Omuz silkti "Ne var bunda?"

Göz devirdim, telaştan ne yapacağımı bilemezken saç köklerimi uyuşana kadar çekmeye devam ettim.

"Çabuk odama çık ve yatağın içine gir tamam mı?" dediğimde bana şaşkınlık içinde baktı "Çabuk" deyip hızlı bir yumruk geçirdim. Halen anlamamaya devam etse de merdivene doğru yol aldı.

Ailem içeri girene kadar yetiştiremeyeceğimi bile bile cam kırıklarına yöneldim. Kapı üç saniye içinde açılacaktı ve ben cam kırıkları ile yakalanacaktım ama en azından Yoon Gi ile yakalanmamdan daha iyi sonuçlar doğururdu.

Kırılmış küçük cam parçalarını olabildiğince özen göstererek elime toplamaya başladım. Elimi kesmek istemiyordum doğrusu.

Giriş kapısı açıldığı anda annemin sesi duyuldu "Merhaba canım"

Arkam dönük olduğu için camları görmeyip tepki vermemiş olmalıydı. Yoksa bu tepkiyi vermezdi.

"Birkaç parça birşey unutmuşum, onları alıp geri-" yanıma çömeldi "Ne oldu burda?"

Yüzüne bakmayıp cam kırıklarını elime toplamaya devam ettim "Kazara oldu, özür dilerim"

"Bırak!" Diye çıkıştı "O evdeki en sevdiğim avizeydi"

"Anne özür dilerim dedim ya. Toplayacağım"

Babamın kalın sesi duyuldu "Ne oluyor burda?"

"Hayatım, Ye Gi en sevdiğim avizeyi kırmış"

"Bu nasıl oldu?" Konuşmama izin vermiyorlardı.

"Bilmiyorum" annemin sesi sinirlendiği için git gide tizleşiyordu.

"Çabuk odana çık!" Bu sefer sesi yükselen babamdı.

Elimdekileri fırlatarak hışımla ayağa kalktım "Konuşmama izin verir misiniz biraz?"

"Liseden mezun oldun ama çalışmıyorsun. Bütün gün evde film ve dizi izleyip duruyorsun, odandan bile çıkmıyorsun. Hayat kaynağın internet olmuş, yüzünü sadece yemeklerde görüyoruz. Yaşayan ölü gibisin. Biraz arkadaş edinmeye çalış ya da en azından yüzünü görelim biraz. Gerçekten biraz büyü artık. Şimdi sözümü ikiletmeden odana çık ve söylediklerim hakkında biraz düşün" dedi babam her bu tarz konuşma yaptığındaki gibi yine kalbimi kırarak.

Trespass | yoongi ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin