13 Haziran 2018
Sevgili Günlük;
Bugün Bangtan yaptığı her şeyi kabul edeli tam iki yıl oldu. Parmaklıkların ardında bile mükemmel olmayı başaran yedi kişilik çete Bangtan, gönüllü işler yaparak suçunu hafifletmeye hâlen devam ediyor. Hoş, Seok Jin'in pembe sevdası her ne kadar hapishane ortamına uygun olmasa da, o da uyum sağlamaya çalışıyor.
Ben ise hayatıma devam ediyorum. Yeteneklerim sayesinde hemşire olmak için ilk elemeden geçmeyi başardım. Şimdi ise staj görüyorum.
Peki neden hemşire? Çünkü ölesiye sevdiğim çocuk bu işte iyi olduğumu söyledi ve bu, birisinin bana ilk defa bir şeyde iyi olduğumu söyleyişiydi.
Lavabodan bağıran Han Ra'ya aynı şekilde bağırdım "Günlük yazıyorum aptal! Senin gibi süslenip püslenmiyorum!"
Aklıma gelmişken iki haftadır yazmadığım için haliyle bilmiyorsun canım günlüğüm. Han Ra ile birlikte ayrı eve çıktık, yazmama sebebim de buydu. Ev işleriyle ilgileniyordum.
Işimin Seul'de olması sebebiyle babamdan kolaylıkla izin aldım ayrıca Han Ra'yı duyduklarında evin kirasını paylaşacağımız için seve seve kabul etti.
Banyodan gelen ses aynı şiddette bağırdı "Sen de kendine baksan biraz diyorum. Hani sevgilini görmeye gidiyoruz ya!" Her kelimesinden iğneleme damlıyordu.
"Işine bak" dedim ve kaldığım yerden devam ettim.
Yoon Gi'yi her geçen gün daha çok özlüyorum. Ziyaretçi günlerinde aramızda parmaklıklar olmadan, yüz yüze görüşmemize izin veriyorlar fakat haftada iki gün bana cidden yetmiyor. Her gün, her saat onu doyasıya izlemek istiyorum. Dahası, onu arzuluyorum.
Hoş, hapishaneden çıkmalarına iki hafta kaldı. Iki yıl dayandıysam iki hafta da dayanırım değil mi?
Kafamda hissettiğim acıyla geriye döndüm "Ne var?" Resmen ciyakladım.
Ellerini havaya kaldırdı "Sakin ol bebeğim. Hadi gidelim diyecektim"
Sarsıntıdan dolayı dağılan saçlarımı elim yardımıyla düzelttim "Insan gibi söyleyemiyor musun? Jung Kook'la çıkmaya başladığından beri havan değişti bakıyorum"
Göz devirdi "Daha kaç kere söylemem gerekiyor zeki arkadaşım?" Dalga içerikli bir cümleydi "Çıkmak dışarda yani ne bileyim kafede falan olur, hapishanede değil. Yani çıkmıyoruz. Sadece senin yanında ben de ziyarete geliyorum"
"Tabi" derken aynı anda ayağa kalktım ve yandan askılı çantama günlüğümü de yerleştirdikten sonra artık hazırdım.
Güldüm "Gidelim"
****
En çok ziyaret ettiğim yerler listesinde ilk sırayı çeken ceza evine geldiğimizde hızla giriş kapısına yöneldim. Ziyaret günü olduğu için soru sormadan kapıyı açtıklarında ayaklarımla yerdeki tozları kaldıra kaldıra içeri girdim.
Yavaş olmasından dolayı arkamda kalan Han Ra bağırdı "Yavaş ol, saçlarım dağılıyor!"
Durup arkamı döndüm "Bozulsun ne olacak ki? Sadece benim yanımda gelmedin mi zaten? Güzel gözükmen gereken birisi yok"
Doğuştan bukleli olan saçlarından bir tutam tuttu ve kabardığı için parmağına sarıp düzeltmeye çalıştı "Haklısın"
"Ye Gi!" duyduğum sevgi dolu sesle arkamı döndüm. Yoon Gi, uzunluğundan dolayı gözüne giren fakat pek de umrunda olmayan siyah saçları ve salaş kıyafetleriyle karşımda duruyordu. Hiç tereddüt etmeden yanında beliriverdim ve kendimi ona doladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trespass | yoongi ✔
FanfictionGerçekten bu şeyi bir suç olarak adlandırabilir misin? To: @SAGIENIUS #hayrankurgu ➡ 12 (15.05.2018)