1. Bölüm " Kimsin ? "

36.3K 788 259
                                    

Multimedia : Hazan

Tek bir söz yeterdi belki beni anlatmaya. Hissiz... Benim duygularım yoktu. Hiçte olmamıştı ki zaten. Ben bazılarının küçümser bakışlarına maruz kalan bir eziktim hep. Sadece beni günden güne daha çok, daha çok boğan bu hayata devam ediyordum belki birgün herşey düzelir diye...

Konuşmak istesem, izin verecekler mi ?
Sussam, anlıyabilecekler mi ?
Bağırsam, haklı görecekler mi ?
Gülsem, yeterli gelecek mi ? Ağlasam, üzülecekler mi ?
Bilmiyorum... Ben sadece yaşıyorlar desinler diye nefes alıp veriyorum.

Okulun bahçesinin tamda ortasında yerde ellerimin üzerinde durmuş bir şekilde karşımdakine bakıyordum. Küçümser bakışlarına alışmıştım hepsinin. İğneleyici bakışları ve ezik olduğumu gözüme gözüme sokmak istermiş gibi olan keskin bakışları bende kırılma yada üzülme duygularına yol açmıyordu eskisi gibi. Alıştım... Sadece beni rahat bırakmalarını istiyordum. Beni rahat bıraksınlar...

Bana doğru eğilmiş esmer kızın saçındaki kırmızı bir tutam saça gözüm takıldı. Sağ ayağını, tamda önünde olan elime bastırınca bağırmak istedim. Ama çıkmıyordu sesim. Ağlamak istedim. Ama akmıyordu göz yaşlarım. Kafamı kaldırıp ona baktığımda yüzündeki ifadeyi inceledim.

Gözlerinde sadece nefreti görüyordum. Öyle acımasızdı ki, sanki bana acı çektirmek hoşuna gidiyor gibiydi. Öyle boş bakıyordu ki, sanki öylesine zevk için yaşıyor gibiydi. Ayağının altındaki elimi çekmeye çalışıyordum fakat her saniye daha da bastırıyordu. Arkasındaki kızın bize doğru yaklaşıp " Yeter bu kadar Ceren. Hadi gidelim " demesiyle bir süre bana bakıp sırıttı. Daha sonra eğildi bana doğru. Hala elim ayağının altındaydı.

" Bana bak seni ezik. Bir dahakine önüne bakarak yürü. Yoksa seni diğer sefere daha kötü ezerim... " deyip ayağını geriye doğru çektiğinde gözlerimi ondan alıp üzerinde çamur olan elime baktım. Uyuşmuştu bir yandan da sızlıyordu ama öldürmez ya... Kendime bir çeki düzen vererek ayağa kalktım ve elimi saklamaya çalıştım.

Gözlerimi bu seferde etrafımı saranlara diktim. Hepsinin gözü üzerimdeydi. Her hareketimi takip ediyorlar gibiydi. Bazısı acıyarak, bazısı küçümseyerek, bazısı da iğrenerek bakıyordu. Onların bakışlarına daha fazla maruz kalmak istemiyordum bu yüzden okulun girişine doğru koştum. Hızla koştum, daha fazla beni görmesinler diye buradan yok olmak istercesine koştum.

Sonunda okulun içerisine girdiğimde bu seferde en alt katta bulunan tuvaletlerden birine girdim. Bodrum katında olduğu için kimse gelmezdi buraya. Ağlasam da kimse duymazdı beni. Bu yüzden rahattım. Hiç yoksa rahat rahat göz yaşlarımı dökeceğim bir yer vardı. Artık neye yada neden ağladığımı bilmiyordum. Kimsenin yanında ağlıyamıyordum zaten, fakat tek başımayken göz yaşlarım kendini bırakıyordu bir çeşme misali. Sanki başkalarının yanında kendini tutuyor gibiydi göz yaşlarım.

Acaba kimse kendini benim kadar berbat hissettimi ? Merak ediyorum sadece. Acaba kendini bir hiç gibi gören başka kimler var ? Yada sanki olmasa da olur gibi...

Birden içime üşüme hissi gelince, iki kolumu bir birine soktum. Sıkı sıkı kendime sarıldım. Kafam o kadar doluydu ki. Kafamın içinde sanki kelimeler savaş veriyor. O kadar gürültülüler ki konuşmama fırsat bile vermiyorlar. Yüzüme su vurup kendime bakıyordum aynadan. Tekrar tekrar... Ben kimim ? Neye yarıyorum ? Neden yaşıyorum ? Sorular sorular... Bir cevap bulamadığım yorucu sorular.

Sonunda yüzüme su vurmayı kesip kendimi arkamdaki duvara yasladım. Geçti... Geçtii...

Şimdi daha iyiyim. Evet şimdi daha iyiyim. Tek elimi kalbimin izasına götürüp " Herşey yolunda... " diye mırıldandım bir kaç kere. Bunu bir hint filminde görmüştüm. Ve evet sahiden de işe yarıyor. Kalp atışlarımın kontrolünü sağlıyorum bu şekilde.

KÖTÜSÜN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin