Multimedia : Ateş
Korku dolu dakikalar yaşamanın verdiği stres nefes alıp verişlerimide etkiliyordu. Ne demek istediğini anlamamıştım. Oyun derken ? Ne yapıcaktı ki ? Belimdeki elleri fazlalık gibiydi. Onlardan kurtulmak istiyordum ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Gözlerini benden alınca ise " Evet... Hadi oyunumuz başlasın artık. " dedi, işte tamda o an Poyraz ile göz göze gelmiştik. Yanındaki kızlar gitmişti. Kenardaki duvara yaslanmış, rahat hareketlerle bizi izliyordu. Nasıl bu kadar vurdum duymaz olabilir ? Ne bilim birşey yapmasını bekliyordum. Ama hiç öyle birşey yapacak gibide gözükmüyordu. Sadece oradan bizi seyrediyor gibiydi.
" Getirin bakalım sevgili arkadaşlarını buraya. " der demez ona döndüm. Turuncu kafa Atalay' ı bizim yanımıza doğru sürüklerken Fırat' ta Çağla' nın yanına gidip kolundan tutarak çekiştirmeye başladı. Çağla bir yandan Fırat' a küfrederken bir yandan ondan kurtulmak adına herşeyi yapıyordu. Ama bu kızın, bu kadar değişik küfürler bildiğini hiç tahmin etmezdim. Çünkü dışardan gerçektende nazik ve kibar bir kıza benziyor. Bora ne yapıcaktı onlara ? Hedefleri ben olmalıyım, onlardan ne istiyor ? Cem cebinden bir kart destesi çıkarıp Bora' ya uzattığında gözlerimi biran olsun ondan çekmedim. Ne yapacağını dikkatle izliyordum.
Bora elindeki kartları sallayarak " Burada on tane kart var. İkisi haricinde hepsi aynı. " farklı olan kartları gösterip " Bunları bulursanız oyunun cezası olarak birşey istiyeceğim sizden. " dediğinde ondan kurtulmaya çalışıyordum. Belimdeki ellerini sıkılaştırıp " Her oyunun kuralları vardır öyle değil mi ? İşte buda benim oyunumun kuralı. " dedi, tek kolunu belimden çekip elindeki kartları beline dayıyarak karıştırmaya başladı. Daha sonra kart destesini turuncu kafa yüzünden yerde bulunan Atalay' a uzattı. " Hadi ilk senden başlıyalım. " dedi, Atalay yerinden kımıldıyamaya çalışıyordu fakat kafasının üzerindeki yüzünden doğru dürüst hareket bile edemiyordu.
Bora, Cem' in biranda bir yerinden çıkarıp uzattığı bıçağı alıp " Yanlış kartları bulursanız şu elimde gördüğünüz bıçakla kendinizi cezalandırmanızı istiyeceğim. Aslında o kadar da gaddar değilim. Öyle değil mi ? Hatta kendi cezanızı kendinizin vermesine bile izin veriyorum. Ne kadar da merhametliyim. " dedi, sırıtıp kafasını iki yana sallaması ondan tiksinmeme ve ne kadar kendimi zorlasamda yapacaklarından korkmama neden oluyordu. Gözlerim kendiliğinden elindeki bıçağa kaydı. Eğer birini cezalandırmak istiyorsa neden beni cezalandırmıyor ? Niye onlarla uğraşıyor ? Atalay' a yada Çağla' ya zarar vermesini istemiyorum. Ama kahretsin ki elimden birşeyde gelmiyor.
Elindeki kartlardan birini alması için " Hadi... " dedi, Atalay' a. Fakat Atalay' ında korktuğunu hissedebiliyordum. Birşey yapmalıyım. Ama ne ? Gözlerim bir yerinde durmuyordu. Birşey bulmalıydım. Aklıma neden birşey gelmiyor ? Hadi ama. Atalay, Bora' nın uzattığı kart destesinden bir kart seçerken içimden sadece o iki karttan birini seçmemesini diliyordum. Atalay'ın elinden kartı çekip bir süre gözlerini karta sabitledikten sonra bize döndü. " Şanslı çoçuk. " dedi ardından hiç beklemeden Çağla' ya doğru uzattı kart destesini. Çağla bir bana bakıyor birde ona gözlerini dikmiş ve bir kart seçmesini istiyen Bora' ya bakıyordu. O daha çok kendini sıkıyordu tüm bu olanlara rağmen. Bir kart seçip eline aldığında hemen arkasını çevirdi. Ama biranda yüzü düşmüştü. Bora, Çağla'nın elindeki kartı parmaklarının arasından çekip gözlerini karta sabitlediğinde sırıtmaya başladı, işte o an birşeylerin iyi gitmediğini anladım. O iki karttan birini seçmişti Çağla.
Bora elindeki bıçağı Çağla' ya doğru uzatıp " Korkmana gerek yok o kadar da büyük birşey istemiyeceğim senden. " dedi, Çağla' nın endişeli ve titriyen elleri beni fazlasıyla kasıyordu. Atalay bulunduğu yerden kalkmaya çalışarak " Şerefsizler. Bırakın lan kızı. " dedi, bağırarak. Fakat Bora " Susturun lan şunu. " deyip Cem' e doğru bakınca, Cem yanında bulunan Atalay' a ardı ardına tekmeler atmaya başladı. Bu durumdan nefret ediyordum. Ama gücüm yetmiyordu onlara karşı çıkmaya. Atalay' ın bağırışlarına dayanamayan Çağla, Bora' nın elindeki bıçağı çekip " Tamam. Tamam. Yapacağım. Yeter ki ona birşey yapmayın. " dedi ve birşeyler demesi için gözlerini Bora' ya dikti. Bora elini tamam şeklinde kaldırınca Cem durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜSÜN
Teen Fiction" Hadi bir daha konuş. " diyen kişi beni daha bir kaç dakika önce korkudan öldüren kişi değil mi ? Boğazımdaki sızıyı hissedene kadar ağlamamı sağlayan kişi değil mi ? Beni ezen, bir hiç olduğumu hissettiren kişi değil mi ? Beni iğrenç şeylerle yarg...
