Multimedia : Ateş
İki omzuna tutunup ondan uzaklaşmaya çalıştığımda ise " Pek rahat gözükmüyorsun. " dedi, sanki beni küçümser gibi söylemişti bunu. Ve nedense bundan rahatsız olmuştum. Aceleyle yerimde tepinip ondan kurtulduğumda bir kaç adım geriye çekildim. Ben ona nasıl yaklaşırsam yaklaşayım o hep beni küçümseyecek. O hep böyle olucak. Tek yapmak istediğim ona yardım etmekti. Bu durumda kim olursa olsun yardım ederdim. Bu Ateş' e özel bir durum değildi. Belkide beni gerçektende bir aptal zannediyordur.
Evet belkide öyleyimdir. Belkide safın önünde gideniyimdir ona yardım ettiğim için. Zaten normal hayatta da sana kötülük yapana kötülükle karşılık vermelisin yoksa seni koca bir aptal olarak görürler ve kullanırlar. Öyle değil mi ? Çünkü hayatın değişmez felsefesi bu. Ben, beni öldürmek isteyen birine yardım ettiğim için şuan bu muameleyi görüyordum.
Yan koltukta bulunan çantamı görünce o yöne doğru gittim ve çantamı alıp hızla kapıya doğru yöneldim. " Gerçektende beni deniyormusun ? " diye seslenince kafamı biraz yana doğru çevirdim. Daha sonra gözlerini başka bir yere odaklayıp " Kendini korumaya çalış. " dedi umursamaz gözükmeye çalışarak, ne demek istediğini anlamamıştım. Ama dediği şeyi pek umursamamaya çalışarak ona arkamı döndüm. Ardından hızımı koruyarak çıkış kapısını aramaya başladım. Sıla ablanın koridorun sonunda bulunan odadan sesini işitiyordum. Ateş hala beni durdurmak için bir harekette bulunmamıştı. Tabikide bunun nedenini merak etmiyorum. Hatta benim işime gelmişti bu durum. Ama şimdi biraz tuhafıma gelmedi değil bu durum. Ve tabi söylediği şeyler kafamda çelişkilere neden olmuştu. Evin çıkış kapısını gördüğümde hiç beklemeden oraya doğru ilerledim. Daha sonra ise hiç beklemeden evden çıktım. Dıştan ev daha da güzelmiş. Tek katlı ve bahçeli bir ev. Neyse hemen kendi evime gitmeliyim. Saat kaç ? Annem babam beni merak etmiştir kesin. Atalay ve Çağla ne durumda acaba şimdi ? Çantadan telefonumu çıkarıp saate baktığımda saat sekiz buçuğu gösteriyordu. Eyvah ! Telefondan rehbere girip Çağlayı buldum ardından mesaj bölümüne girip " İyimisiniz ? " yazıp mesajı yolladım. Bir yandan da Ateş' ten ve onun evinden uzaklaşıyordum. Ondan uzak olmam benim güvenliğim için çok iyi birşey. Telefonumun mesaj sesiyle tekrar telefona odaklandım.
Mesajda " Bi iyiyiz. Sen nasılsın ? O sana birşey yaptımı ? " yazıyordu. Çok şey yaptıda onlara anlatıp morallerini bozmak istemiyordum. Hem onlara sormam gereken başka şeyler var. " Bana birşey yapmadı. Peki sizi oradan kim çıkardı ? Ben neden sesinizi duymadım ? " yazıp yolladım. Hava kararmaya başlamıştı ve buradaki sokaklar fazlasıyla insanı korkutan cinstendi. Birbirine yapışık daireler ve kedi köpeğin çok olduğu bir sokaktı. Etrafta ise kimsecikler yoktu. Bu saatte otobüse nasıl bineceğim ? Ama sanırım otobüsten önce durağun yerini dert etmeliyim. Çünkü burayı hiç bilmiyorum.
Çağla' dan gelen mesajı açtığımda " Sen kabindeyken bende elbisemi Atalay' a gösteriyordum. O an sanki arkadan birileri geldi. Bunu hissettim ama gerisi yok. Hatırlıyamıyorum. Zaten daha sonra kendimize geldiğimizde seni aradık yanımızda ama sen yoktun. Kendimize geldiğimizdede alışveriş merkezinin içerisindeydik. Sen neredesin şimdi ? " yazıyordu. Onları o hale getiren Poyraz olabilir mi ? Tabiki olabilir.
" Ben şuan Ateş' in evinden ayrıldım otobüs durağını arıyorum. Annemler aradımı sizi ? " yazıp yolladıktan sonra aşağı sokak dikkatimi çekti. Acaba aşağıdamıdır durak. Uzun bir yokuş şeklindeydi aşağıdaki sokak. Etrafta soracak bir kimse bile olmaz mı ? Bu insanlar nerede ?
Çağla tekrar mesaj attığında sokakları incelemeyi bırakıp telefona yöneldim. " Ateş seni evine mi getirdi iyide neden ? Kızım bu saatte ne otobüsü, bin taksiye gel. Anneni Atalay aradı, en geç saat on' a kadar izin verdi. Tabi nasıl izin verdi gelde onu Atalay' a sor. Şimdi ben Atalay' a haber vereyim senin mesaj attığını. " yazıyordu. Bu iyi haberdi işte. Hiç yoksa eve gittiğimde bir azar yemiyeceğim. Ve sorgu olmayacak. Taksi bulsam anında binip evime topukluyacağımda ortalıkta insan vızıltısı bile yok. Bu şekilde nasıl evime gidebilirim. Hep onun yüzünden. Ondan gerçektende nefret etmeye başladım. Nefret öyle kolay bir duygu değil ama ona karşı var bu duygu. Ben öyle kolay kolay birilerinden nefret eden biri de değildim aslında. Bana ne yapmış olursa olsun. Ama o... O bencil, umursamaz, taş kalpli ve çok kötü. Çağla' ya cevap vermeden devam ettim yoluma. Şuan ona olanları anlatmak istemiyordum. Belki daha sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜSÜN
Dla nastolatków" Hadi bir daha konuş. " diyen kişi beni daha bir kaç dakika önce korkudan öldüren kişi değil mi ? Boğazımdaki sızıyı hissedene kadar ağlamamı sağlayan kişi değil mi ? Beni ezen, bir hiç olduğumu hissettiren kişi değil mi ? Beni iğrenç şeylerle yarg...