5. Bölüm " Oyun "

13.8K 513 72
                                    

Multimedia : Hazan

Tarih dersinin verdiği bıkkınlıkla üçümüzda kafalarımızı masaya koyup gözlerimizi kapatmıştık. Çağla' nın, Poyraz tarafından rezil olmasından tamı tamına on beş gün geçmişti. Çağla o günden sonra hiç okula gelmemişti. Taki iki gün önce okula gelip " Artık bitti. Onu unutmaya karar verdim. " demesiyle ona inanıp bir daha Poyraz' ın konusunu dahi açmamıştık. Çok kötü atlatmıştı o dönemi. Hele ki ilk günler. Okula gelen Atalay' dan, Çağla' nın telefon numarasını alıp mesajlaşıyorduk gecelere kadar. Hatta haftasonu annemlerden zar zor izin alıp Atalay' la birlikte Çağla' yı ziyarete gitmiştik. Aslında izni Atalay almıştı, annem Atalay' ı çok sevmişti. Nedenini bilmediğim bir şekilde. Çağla o zamanlar aşırı kötüydü. Hatta bir ara okula gelmiyeceğim bundan sonra gibisinden birşeyler söylemişti. Neyseki onu Atalay ile ikna edip kararından caydırmıştık. Depresyondan zar zor çıkmıştı ve şuan biraz olsun düzelmiş gibi. Artık okuldaki dedikoduların sesleride kısılmıştı. Zaten o günden sonra ne Ateş' i nede Poyraz' ı görmüştük. İkiside sanki okuldan soyutlanmış gibi hiç gözükmüyorlardı etrafta.

Son ders zilinin çalınmasıyla birlikte üçümüzde ayaklanıp sınıftan çıktık. Ortamızda duran Atalay iki kolunu ikimizinde omzundan geçirip " Buraya yakınlarda dayımın bir cafesi var, gidelim mi oraya ? " dedi, kafamı olumsuz bir şekilde salladım hemen. Çünkü buna babamında anneminde onay vereceğini sanmıyordum. Atalay, Çağla' nın evine beni götürmek için bize gelmişti. Ama yinede buna izin vereceğini sanmıyorum.

" Niye kız. " deyip güldüğünde araya hemen Çağla' da girdi. " Sen gelmezsen bende gitmem. " eliyle Atalay' ı gösterip " Hem bu orada kendine bir kız bulur sonra beni tek başıma bırakır. " dediğinde Atalay ona kaşlarını çattı ardından kafasına yavaşça bir tane çaktı

" Nankör kedi seni... "

" Sanki yalan söylüyorum. "

" Tabi yalan. Kız ben seni ne zaman tek başına bıraktım. Senin yüzünden benim hep kısmetim kapansada. "

" Bir dakika ben senin kısmetinimi kapatıyorum ? "

" Tabi. "

" Hangi kısmetinmiş o. Hani şu hiç açılamayan kısmetindenmi bahsediyorsun. " dediğinde kendimi tutmadım ve istediğim kadar güldüm bu sefer. Tabi benimle birlikte Çağla' da. Tek elini bana doğru uzatıp çakmamı istedi. Elimi uzattığımda ise Atalay' ın korkunç bakışlarına maruz kalmış oldum. Çağla ile beni ayırarak " Yürü kız. Sende iyice bu yelloza benzedin. " deyip koluma girdi. Artık okuldan çıkmış ara sokaklara girmiştik. Ve tüm sokak bizim kahkahalarımızla yankılanıyordu neredeyse.

Bir süre sonra yollarımız ayrılıyordu. Onlardan ayrılacağım sıra, Atalay "Annenle ben yarın konuşacağım zaten çok iyi anlaşmıştık Hatice ablayla. Kadınların dilinden anlıyorum bunun kimse aksini iddia bile edemez. Artık yarın gideriz. Zaten bu yellozla uğraşamam. Kısmetimi kapatıyor. " deyip bizi görmezlikten gelmeye çalışarak önden önden yürüyünce Çağla ile parmaklarımızla ona kadar sayıp onun uzaklaşmasını bekledik. Daha sonra ikimizde aynı anda kahkahayı patlattık. Çağla bir yandan onun taklidini yapmaya çalışıyordu, bir yandan gülüyordu, bir yandan ise Atalay' a yetişmeye çalışıyordu. Onlardan uzaklaşıp yolun devamını tek başıma yürümüştüm zaten bir süre sonra evdeydim. Annemler, Serkan bu aralar huysuzlandığı için hastaneye götüreceklerdi onu. O yüzden şuan evde tek başımaydım. Zaten sabahtan söylemişti gideceklerini bende o yüzden anahtarı yanımda götürmüştüm. Eve girer girmez odama gidip yatağıma girdim. Çok fazla uykum vardı. Tamda yanımda duran telefona mesaj gelince elime alıp kimden geldiğine baktım. Ama bu numarayı tanımıyordum. Mesajı okuduğumda ise ' Arkadaşlarınla birlikte seni gördüm. Bugün sizin için eğlenceli birgün oldu, öyle değil mi ? ' yazıyordu. Buda kim ? Yoksa yine aynı sapık mı ? Numarayı arayıp kulağıma dayadım telefonu. Ama aradığınız kişiye ulaşılamıyor diyordu.

KÖTÜSÜN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin