"Kalk artık sabaha kadar ne yaptın sen?Uyumadın mı?Miray kalk artık..."
Annem...Ben kalkmadan susmazdı. Kalkacaktım.Ama beş dakika sonra...Meşhur beş dakika...
Bu sefer odanın kapısı açıldı. Demiştim.Vazgeçmezdi ben kalkana kadar.
"Saat sekiz ve sen hala yataktasın Miray.Okula geç kalacaksın.Kalk kahvaltı hazır."
Ne?Saat sekiz olamazdı.Her zamanki gibi kalkmam için beni kandırıyordu muhtemelen. Çünkü okul sekiz buçuktaydı.
Başımı yastıktan kaldırdığımda saçlarımın terden ıslandığını farkettim.Ve hemen elimi küçük kırmızı komodinin üzerindeki telefonuma attım.Telefonum güzeldi.Yani en azından bana göreydi.Zarif ve abartısız.Saate baktım.Evet.Annem yine beni saşırtmamıştı.Saat yedi buçuk.
Hemen kalkıp odamla bitişik olan mavi renk temalı banyomuza girdim.Avuçlarıma doldurduğum soğuk suyla yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra yaptığım şeyin saçmalığına güldüm. Banyo yapacaktım zaten. O an anlamıştım ki uykusuz kalmak bana göre değildi.
Koca bir silindiri andıran duş kabinine girdim. Güzelce banyo yaptım.En sevdiğim bornozumu üstüme geçirip odama koştum. Saçlarımı çabucak kuruttuktan sonra okul kıyafetlerimi çabucak üstüme geçirdim. Saçımı at kuyruğu yaparak odamdan çıktım.Kahvaltı her zamanki gibiydi.Annem babam ve ben...Ve tabiki somurtan suratlarımız.Ailem hiç bir zaman mükemmel olmamıştı. Belki de olabilirdi ama annem ve babam buna izin vermezlerdi. Sürekli bir şeyleri paylaşamıyorlardı. Anlamıyordum birbirlerini anlamak varken neden sürekli küslerdi? Pardon aslında bu soruyu kendime sormam saçmaydı. Nedenini biliyordum çünkü. Annemin aldatma iddiaları ve babamın inkarları. Sinir bozucu olmasaydı umrumda olmazdı. Lanet olası tartışmalarını yanımda yapmasalar da sinir bozucu olmazdı. Bu canımı sıkıyordu. En azından başka normal anne babalar gibi bunu bana çaktırmamaya çalışabilirlerdi. En azından bunu deneselerdi.
Babamın önündeki peynire ulaşmaya çalışırken bana bir iyilik yapıp peyniri bana uzatmıştı. Hmm... Ne kadar düşünceli bir baba.
Babamı kendimi bildim bileli sevmezdim. O da kendinden başkasını umursamazdı zaten.Böylece bir orta yol buluyorduk. Onun için en önemli şeyler işi ve kendisiydi. Büyük bir şirketin sahibi olurdu kendisi. İşinden başka şeyle ilgilenmezdi. Beni ve annemi görmezdi daha doğrusu görmezden gelirdi.
Neyse umursamıyordum artık. Beni takmayanı ben de takmazdım. Olur biterdi. Ben dalgın düşüncelere dalmışken babamın sesiyle irkildim." Bugün seni ben bırakamayacağım. Erkenden uçağım var. Biliyorsun."
Biliyordum.
"Anladım baba. Ben kendim giderim."
"Dikkatli ol ama. Bu sık sık yaptığın birşey değil canım."
Evet. Yine aynı şeyle karşı karşıyayız.Fazlaca koruma içgüdüsü. Artık 17 yaşındaydım ve buna ihtiyacım yoktu. Ailenin tek çocuğu olmanın vermiş olduğu bir şeydi sanırım. Anneme hak veriyordum aslında ama artık fazlaydı.
"Tamam anne. Ama şunu unutma çocuk değilim artık.Sadece bunun için demiyorum. Genel olarak da böylesin. Biraz babam gibi olmaya çalışabilirsin."
Deyip babama göz ucuyla baktım. İnanılmaz. Yine umursamadı. Beyaz eski sandalyeyi geri ittirip kalktım. Eski olduğunu belli eden bir ses çıkardıktan sonra onu yerine ittim. Montumu kapının yanındaki askılıktan alarak üzerime geçirdim.Annem ardımdan geldi. 'İyi dersler kızım. Özür dilerim.'dedi.Annem, bu hayatta kızamadığım her hatasını kolayca affettiğim tek insandı.
" Tamam anne. Görüşürüz. Sorun değil. "
Yağmurlu havayı görüp homurdandığımda aynı anda kapının kapanma sesini duydum.Merhaba! İlk bölümü nasıl buldunuz? Peki ya Miray hakkındaki düşünceleriniz??? Lütfen yorumlayın. Oylarınızı esirgemeyin. Bu yolda sizlerin de desteğini görmek benim için hem cesaret hem gurur kaynağı olacak. Bölümler kısa aralıklarla sizlerle buluşmaya devam edecek. Bana sormak istedikleriniz olursa sorabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler...Hepinizi çok öpüyorum.
*Lütfen oy vermeyi ihmal etmeyin. ☺☺☺☺☺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTİSNA
Teen Fiction"Hani istisnalar kaideleri bozmazdı? " Çocukluğundan beri annesinin yoğun ilgisiyle büyümüş Miray 'ın gerçek dünyaya gözünü açarken yaşadığı hayal kırıklıkları,aşkları,acıları ve hataları... Bunları tekrar yaşamamak için kendine koyduğu kurallar...