~GÜZ~

27 3 0
                                    

Sabahtan beri Berkan'a ulaşamıyordum. Ve bu beni deli ediyordu. Attığım mesaja bile karşılık vermemişti. Acaba başına bir şey mi gelmişti?
Teneffüs zili çaldığında telefona sarıldım. Berkan telefonuma cevap vermiyordu. İkinci seçenek Mert ile konuşmaktı bu durumda. Çardakta arkadaşlarıyla oturmakta olan Mert'in yanına vardığımda yüzüm her şeyi belli ediyor olacaktı ki Mert "Bir şey mi oldu Miray? Bu surat da ne?"
"Bilmiyorum. Sana soracaktım ben de. Berkan'dan haberin var mı? Arıyorum açmıyor. Mesajıma da cevap vermedi. Sana mesaj atmıştım."
Arkadaşlarının yanından kalkıp beni yalnız konuşabileceğimiz bir köşeye götürdü.
"Biliyorum. Ama o mesajı ben çok sonradan gördüm."
"Ne? Yani senin de haberin yok ondan öyle mi? Tanrım.. Onu öyle bırakmamalıydım. Kimbilir başına ne geldi." Sesim iyice ağlamaklı bir hal almaya başladığında Mert beni sakinleştirmeye çabalıyordu. "Tamam. Gereksiz yere sıkıntı yapma. Dur bir de ben arayayım."
Bu zamana kadar aramadığı kabahatti zaten. Bu erkekleri anlamak cidden güçtü. Selin okula bir gün gelmese nedenini öğrenmeden duramazdım. Bu bana garip geliyordu. Telefonun çalma sesini hafifçe duyuyordum. Açıldığında onun sesini duymak bana en büyük hediyeydi. "Alo Berkan. Oğlum nerdesin sen? Miray sabahtan beri seni arıyor."
Ne dediğini anlayamıyordum. Tek duyabildiğim sesindeki zayıf tınıydı. Mert'ten telefonu istediğimde sanki onunla ilk kez konuşuyormuş gibi heyecanlanmıştım.
"Berkan? Nerdesin? Neden telefonlarıma cevap vermiyordun?"
Sesi çok bitkindi. Daha önce hiç olmadığı kadar.
"İyiyim..ben Miray. Sadece biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var."
"Nasıl yani? Neden 'vardı' değil de 'var' diyorsun?Görüşmeyecek miyiz?"
"Hayır Miray. Bir süre yalnız kalmalıyım." Tam ona buna hakkı olmadığını söyleyecekken telefonu kapatmıştı. Yüzüme kapatmıştı. Ne olmuştu ona? Bir hata mı yapmıştım? Yoksa onu orada bırakıp gittiğim için miydi tüm bunlar? Hayır...O böyle basit şeylere kızmazdı. Başka bir şey vardı. Onu benden ayrı tutan ne olabilirdi ki? Bizi ayrı kılan şey ne olabilirdi? Telefonun suratıma kapanmasının vermiş olduğu şaşkınlık ve üzüntü gözlerimi doldurmuşken Mert ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Ne?" Soran gözlerle beni süzüyordu. Ama benim sesim derinliklerimdeydi. Orada çığlık atıp ağlıyordu. Güçlükle yutkunup ardından derin bir nefes aldım.
"Bir süre yalnız kalmalıyım dedi. Söylesene Mert ne demek bu? Şimdilik mi uzun bir süre için mi?" Ses tonumdaki hafif çatlamalar gözyaşımın habercisiydi.
Durup uzun bir süre düşündükten sonra tam da duymaktan en çok korktuğum şey Mert'in ağzından dökülüvermeye başlamıştı.
"Bu normal değil. Böyle söylediyse üzgünüm ama uzun süreli demektir."
Başımı ellerimin arasına alarak düşündüm. Delirecektim. Ne olmuştu ona birden? Benimle mi alakalıydı? Yoksa ailesiyle ilgili bir sorun mu yaşamıştı? Bunu öğrenmenin iki yolu vardı. Ya onu bulacak ve kendim soracaktım -ki bu imkansız görünen kısımdı çünkü beni istemiyordu- ya da... evet ikinci seçenek tam da karşımdaydı.
"Ona ne olduğunu öğrenmelisin Mert. Lütfen. Yoksa kafayı yerim. Neden böyle bir şey yaptı merak ediyorum. "
"Neden sen sormuyorsun?"
Sorunun cevabı açıktı. Ama sanki beni yaralamak ister gibi inadına soruyordu. Öfkeyle çıkan sesim herkesin bize odaklanmasına neden olsa da bunu umursamadım. Çünkü düşünmem gereken bir 'biz' vardı. Berkan ve ben.
"Beni istemiyor. Görmüyor musun?"
Ses tonumdan hiç etkilenmemiş gibi hala oldukça rahat gözüküyordu.
"Kaçacak mısın? Bu işe beni karıştırma Miray. Git ve sevgilinle konuş. Sorun her neyse bunu ikiniz halledin. Başkaları ancak sorunu büyütür. "
Söylediklerinde haklıydı. Hem de sonuna kadar. Her ne kadar beni istemese de hayatımda belki de ilk defa gururuma yenilip bunu ona ben sormalıydım. Beni bir kere olsun istemedi diye ondan bu kadar çabuk uzaklaşmamalıydım. Uzaklaşamazdım. Ve eğer bu şey Mert'in bilmemesi gereken bize özel bir konuysa bunu benim öğrenmem bu açıdan da daha iyiydi. Evet. Her zamanki gibi sonradan basıyordu benimki.
"Evde midir?"
Kararım onu memnun etmişe benziyordu.
"Sanmam. Arkadaş sıkıntılı olunca 'sizin' eve gider bilirsin."
Yaptığı vurgu dizlerimin bağını çözecek kadar heyecan vermişti. Bizim evimiz. Berkan orasının kendisi için ifade ettiği anlamı ona söylemişti. Bende ne anlam ifade ediyorsa onda da aynıydı. Normal bir durumda olsam buna çok sevinirdim. Ama bana mutluluk veren kişi ile aynı kişi şu an mutluluğumu iliklerime kadar sömürüyordu. Beni istemeyerek.

İSTİSNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin